Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/84 E. 2023/1128 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2023/84 Esas

KARAR NO: 2023/1128

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 02/02/2023

KARAR TARİHİ: 19/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Davacının, hava ambulans hizmetleri sektöründe 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğini, dava konusu İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü 2022/17191 E. Sayılı takibe konu alacak kapsamında müvekkilinin davalıya hizmet verdiğini, davacı şirket davalı borçluya uzun süredir hizmet verdiğini, dava konusu USD cari hesap borcu yanında EURO ve TL cari hesapları da mevcut olduğunu, ancak bu dava konusu davalının USD hizmet bedeli borcuna ilişkin olduğunu, davalı-borçlu tarafından tarafınca başlatılan icra takibindeki asıl alacağa, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine hiçbir gerekçe gösterilmeden itiraz edildiğini, davalı tarafından hizmet alındığı İstanbul-Tiran arası iki hasta nakil uçuşu yapıldığını, buna ilişkin tüm hizmet faturaları tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini, ayrıca taraflar arasındaki e-posta ve Whatsapp yazışmaları, uçuş planları, dava konusu alacağın karşılığı olan hizmetin verildiğini ispat ettiğini, ilgili vergi dairelerinden, davalı şirketin beyan ettiği faturalara ilişkin hizmet alım listesi celp edildiğinde alacağın varlığı ispat edilmiş olacağını, davalı şirketin hizmet faturalarına herhangi bir itirazı da olmadığını, davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın gerçekleri yansıtmayan, alacağın – tahsilini geciktirmeye yönelik açıkça kötü niyetli bir itirazlar olduğunu beyan ederek; Davalının, İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2022/17191 E. sayılı takip dosyasına yaptığı mesnetsiz ve kötü niyetli itirazın iptalini, takibin devamını, davalının aleyhine itiraz ettiği alacak likit olduğundan, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacağa ilişkin takip talebinde yer aldığı üzere 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereği temerrüt faizine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle;

Davacı tarafın icra takip dosyasına konu faturaları esasen afaki ve taraflar arasındaki ücrete aykırı miktarda düzenlendiğini, bu haliyle ortada likit bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden, taraflar arasındaki ihtilaf yargılamayı gerektiğini, davacı tarafça davalı şirkette verilen hizmete ilişkin olarak taraflar arasında anlaşılan tutardan farklı miktarda fatura düzenlendiği için icra takibine konu faturaların gerçeği yansıtmaması sebebi ile taraflar arasında bakiye anlaşmazlığı bulunduğunu beyan ederek; davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin Bakırköy Asliye Ticaret mahkemeleri yetki alanında olduğunu, huzurdaki davaya yetki yönünden itirazlarımızı sunarak davanın usülden reddini, davacı tarafın icra takip dosyasına konu ettiği faturalar esasen afaki ve gerçek anlaşmaya aykırı tutarlarda olduğundan haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile icra takibinin iptalini, davalı şirket aleyhine kötü niyetli şekilde icra takibine tevessül eden davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve bu arada vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME: ——— Vergi Dairesi Müdürlüğü, ——— Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkereler yazılığı görüldü.
Mahkememizce alınan 22/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “
1. Ticari Defterlerin Usule Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden:Davacı şirketin ibraz ettiği, 2022 yılı ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve——-Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini

GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.

Davalı taraf incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır
2-. Takip Konusu Alacak Yönünden:Davacı tarafından davalı adına yürütülen ——— Kodlu Muavin defter kayıtlarına göre davacının 2021 yılından 2022 yılına devir eden alacağının 352.361,99 TL (23.999,10 Euro) olduğu, 21.01.2022 tarihinden 11.04.2022 tarihine kadar davalı tarafa 7 fatura ile 1.771.069,82 TL (91.800,00 Euro) satış yaptığı, 24.05.2022 tarihinden 14.09.2022 tarihine kadar davalı tarafa 2 fatura ile 290.763,50 TL ( 17.000 USD) tutarlı satış yaptığı, bu süreçte davalından farklı tarihlerde 1.818.777,88 TL (115.799,10 USD) ve 142.491,96 TL (7.820,42 USD) ödemeler aldığı ve buna göre Euro cinsinden düzenlen faturalardan kaynaklı davalından alacağının, USD cinsinden düzenlenen faturalardan kaynaklı 169.857,11 TL karşılığı 9.179,58 USD alacaklı olduğu, iş bu alacağının takibe konu edilen faturalardan kaynaklandığı görülmüştür.Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, ödeme tarihinde ——– yayımlanan ———- Euro ve USD alış kuruna göre yapılan hesaplamada, davacının Euro para birimi ile düzenlediği faturalardan kaynaklı davalıdan alacağının bulunmadığı.Takibe konu edilen USD para birimine göre düzenlenen 24.05.2022 tarihli ———- seri no.lu 8.000 USD tutarlı faturanın kalan bakiyesinden kaynaklı 179,58 USD, 24.09.2022 tarihli ———- seri no.lu faturadan kaynaklı 9.000 USD olmak üzere toplam 9.179,58 USD alacaklı olduğu,Sayın Mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde, 9.179,58 Usd asıl alacağa, takip tarihinden itibaren 3095 SK. Md. 4/a uyarınca Kamu Bankalarının 1 yıllık Usd mevduatlarına uyguladıkları faiz oranına göre döviz faizi de Yürütülebileceği,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki hava ambulans hizmeti sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının, davalı adına hizmet bedeli nedeniyle USD cinsinden cari hesap alacağına ilişkin başlattığı anılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır
Dava konusu alacağın para alacağı olduğu ve sözleşmeye dayandığı ve mevcut delil durumuna göre sözleşmede herhangi bir ifa yeri kararlaştırılmadığı görülmekle, para alacaklarında ifa yerinin
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1-b.1 maddesi uyarınca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olduğu, davacı alacaklının yerleşim yerinin ———olduğu ve bu sebeple ———Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu kanaatine varıldığından, davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca

“(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usu
lü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi uyarınca “
(1)Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. (
2) Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.”Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüte düşer. Ancak borcun ifası için taraflar arasında belirli gün (belirli vade) belirlenmişse temerrütün gerçekleşmesi için ihtara gerek yoktur. Vadenin (borcun ifa edileceği günün) ise temerrütü sağlayabilmesi için taraflarca birlikte belirlenmiş olması veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmede borcun ifası için vade belirlenmemişse veya sözleşmede alacaklı için usulüne uygun bir bildirimde bulunmak hakkı saklı tutulmamışsa, faturada gösterilen son ödeme tarihinin vade olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira taraflarca kararlaştırılmamış, sözleşmeye dayanmamıştır ve alacaklının tek taraflı iradesi söz konusudur.Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki hava ambulans hizmeti sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının, davalı adına hizmet bedeli nedeniyle USD cinsinden cari hesap alacağına ilişkin başlattığı anılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda sözleşmeye, faturalara ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 9.179,58 USD alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, taraflar arasındaki sözleşmede, taraflar arasındaki sözleşmede davalının borcu için herhangi bir vade veya alacaklıya gün belirleme hakkı tanınmadığı, bu sebeple -yukarıda atıf yapılan yasa hükmü ve açıklamalar dikkate alındığında- faturalarda yer alan son ödeme günlerinin de vade olarak değerlendirilemeyeceği, davalının temerrüte düşmesi için ihtar gerektiği, takip tarihinden önce davalıya ihtar çekildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, bu sebeple davalının takip ile temerrüte düştüğü, takip öncesi faiz talebi yönünden davanın reddinin gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun kabul edilen alacağın itiraz tarihindeki Türk Lirası değeri üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı borçlunun ——— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 9.179,58 USD asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 9.179,58 USD asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Kabul edilen alacağın (9.179,58 USD) yüzde 20’sine karşılık gelen 1.835,91 USD’nin itiraz tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 34.183,65 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (9.179,58 USD x dava tarihindeki kur 18,85 TL = 173.035,08 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 11.820,02 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 2.146,22 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9.673,80 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 2.351,72 TL dava açma masrafı ve 76,80 TL vekalet harcı ve 2.657,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 5.085,52 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (9.179,58/9.355,41) göre 4.989,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan vekalet harcına ilişkin 25,60 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (175,83/9.355,41) göre 0,48 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (9.179,58 USD x dava tarihindeki kur 18,85 TL = 173.035,08 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 27.685,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (175,83 USD x dava tarihindeki kur 18,85 TL = 3.314,39 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 3.314,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (9.179,58/9.355,41) göre 3.061,36 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 58,64 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ——— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/12/2023