Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/825 E. 2023/1010 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/825
KARAR NO : 2023/1010

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 15/11/2023
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin merkezi —–adresinde olan davalı—- diğer şirket ortağı olan —– ile limited şirket ortakları olarak yer almaktayken müvekkilinin kendi adına olan hisselerinin tamamını, diğer şirket ortağına 500 TL bedel ile—- Noterliği’nin 08.07.2014 tarih ve —-yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile tamamen devrettiğini, o tarihten bu yana anılan davalı şirket ortaklığının bulunmadığını, iki ortaklı limited şirketlerde bir ortağın hissesini diğer ortağa devretmesi durumunda başkaca bir ortak bulunmaması sebebi ile TTK hükümleri gereği ayrı bir ortaklar kurulu kararına gerek olmayacağının Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla ve doktrindeki görüşlerle de ortaya konulduğunu, müvekkilinin hisse devrinin TTK ve diğer hükümler gereği geçerli bir hisse devri olmasına rağmen bugüne kadar müvekkilinin hisselerini devretmiş olduğu hususunun Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ve ilan yapılmadığını, müvekkilinin her ne kadar hak sahibi olsa da Ticaret Sicil Tüzüğü gereğince sadece şirket müdürlerinin tescil ve ilan verme yetkisine sahip olmasından dolayı davacının bu hususu re’sen ilan ve tescil ettirme şansının olmadığını, söz konusu iki ortaklı limited şirkette müvekkilinin hisse devrinin noterden gerçekleştirilmiş olmasına rağmen müvekkilinin ticaret sicil müdürlüğünde halen şirkette ortak olarak yer almasının müvekkilini haksız yere kamu kurumlarına ve üçüncü kişilere karşı sorumluluğuna sebebiyet verdiğinden iş bu davanın açılarak söz konusu davalı şirkette yer alan müvekkili hisselerinin noter hisse satış senetleri ile devir edilmiş olduğunun tespitini talep ettiklerini, müvekkili davacının, —– Noterliği’nin 08.07.2014 tarih ve —– yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile akdedilen hisse devir sözleşmesi neticesinde davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti ve söz konusu hususun —– Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescile icbarına ve ilanına karar verilmesi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVANIN TESPİTİ, DAVA ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ :
Dava, limited şirkette pay devrinin tespiti, sicile tescil ve ilanı istemlerine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Esas sermaye payının geçişi hâlleri Devir başlıklı 595 inci maddesi “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” ve Tescil başlıklı 598 inci maddesi “(1) Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. (2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir. (3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.” hükmünü düzenlemiştir.
Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin Tescile davet ve ceza başlıklı 36 ncı maddesi “(1) Tescil edilmesi gereken bir olgunun ilgilisi tarafından tescil ettirilmediğini haber alan müdürlük, tescil başvurusunda bulunmakla yükümlü kişileri, otuz gün içinde tescil başvurusunda bulunmaya veya tescili gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır. Bu davette, kanuni dayanaklar gösterilmek suretiyle davetin gerekçesi, tescili gereken belgeler ve tescil yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin yaptırımları belirtilir. (2) Birinci fıkra gereğince yapılan çağrı üzerine, süresi içinde tescil isteminde bulunulmaması veya kaçınma sebepleri bildirilmiş olmasına rağmen kaçınma sebeplerinin yeterli görülmemesi halinde müdürlük, durumu sicilin bulunduğu yerdeki ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine bildirir. Mahkemenin tescile hükmetmesi halinde olgu resen tescil edilir. (3) Müdürlükçe verilen süre içinde tescil isteminde bulunmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi, Kanunun 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen idari para cezasıyla cezalandırılır. (4) Üçüncü fıkra gereğince idari para cezası verilmesine rağmen, kanuni süre içerisinde tescil isteminde bulunmamakta ısrar edilmesi halinde, müdürlük durumu sicilin bulunduğu yerdeki ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine bildirir. Mahkemenin tescile hükmetmesi halinde olgu resen tescil edilir.” ve İtiraz başlıklı 39 uncu maddesi “(1) İlgililer; tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak müdürlükçe verilecek kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde sicilin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilir. Mahkeme dosya üzerinde yapacağı inceleme sonucunda tescilin gerekli bulunduğu sonucuna varırsa tescilin yapılmasını müdürlüğe emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder.” hükmünü düzenlemiştir.Davacı taraf limited şirket ortaklık payını noterde devrettiğini ancak pay devrinin ticaret sicil müdürlüğünde tescil edilmediğinden bahisle işbu davayı açmış ise de; yukarıda yer alan mevzuat bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı tarafın —-Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne başvuru yapmadan eldeki davayı açtığı, Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 36 ncı maddesi gereği öncelikle müdürlüğe başvurması ve talebinin reddi halinde yine yönetmeliğin 39 uncu maddesi gereğince sicilin bulunduğu—–Asliye Ticaret Mahkemelerinde dava açması gerekirken mahkememizden limited şirkette pay devrinin tespiti, sicile tescil ve ilanı istemekte hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 (1), h) ve 115 (2) maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—–Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle tensiben karar verildi.