Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/81 E. 2023/985 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/81
KARAR NO : 2023/985

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2023
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile müvekkilinin ticari faaliyetlerde bulunmakta olan iki firma olduğunu, aralarındaki ticari iş ilişkisi neticesinde düzenlenen faturalara konu borcun ödenmemesi sebebiyle davalı şirket aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin “Alacaklı tarafından başaltılan icra takibinde müvekkilin herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, müdürlüğünüzün işbu dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine konu takibe, borcun tamamına, asıl borca, işlemiş/işleyecek faiz ile faizin nevi ve oranına, alacağın her türlü fer’ilerine yasal süresi içerisinde itiraz ediyoruz.” şeklindeki beyanıyla borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ancak davalı şirketin icra takip dosyasına sunulan fiş ve faturalar ile ilgili herhangi bir açıklama getirmediğini ve ödeme belgesi de sunmadığını, davalı şirketin borca itirazı haksız ve kötü niyetli olup iptali gerektiğini, şöyle ki; müvekkili şirketin elektrik, sanayi, ticaret ürünleri gibi birçok alanda faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu ve müvekkili şirketin 19.08.2022 ile 12.12.2022 tarihleri arasında toplam 1.268.865,44 TL tutarındaki ürünü davalıya sattığını, satımı yapılan ürünlerin davalı şirket tarafından teslim alındığını, müvekkili şirket tarafından satılan bu ürünler ile ilgili ayrıntılı olarak fatura düzenlendiğini ve düzenlenen faturaların davalıya ibraz edildiğini, buna göre davalı şirket tarafından müvekkili şirkete; 15.09.2022 tarihinde 6.750,00 TL (cari hesap fişi), 21.09.2022 tarihinde 6.500,00 TL, 24.09.2022 tarihinde 6.750,00 TL, 28.09.2022 tarihinde 6.500,00 TL, 14.10.2022 tarihinde 6.750,00 TL, 18.10.2022 tarihinde 6.750,00 TL, 26.10.2022 tarihinde 310.000,00 TL, 28.10.2022 tarihinde 6.000,00 TL, 31.10.2022 tarihinde 7.000,00 TL, 31.10.2022 tarihinde 7.000,00 TL, 09.11.2022 tarihinde 230.000,00 TL, 15.11.2022 tarihinde 6.750,00 TL, 16.11.2022 tarihinde 6.750,00 TL, 18.11.2022 tarihinde 6.500,00 TL, 16.12.2022 tarihinde 80.000,00 TL olmak üzere toplamda 700.000,00 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayanan farklı zamanlardaki alışverişe istinaden davalı şirket tarafından müvekkil şirkete düzensiz aralıklarla toplamda 700.000,00 TL ödeme yapıldığını, işbu hususun ekte sunmuş oldukları faturalar ve ödeme dekontlarıyla sabit olduğunu, ancak davalı şirket tarafından ödemeyi taahhüt edilen sürenin geçirildiği ve neticeten ödenmemiş 568.855,44 TL borç mevcut olduğunu, ödenmeye borç tutarına ilişkin olarak —–İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası ile borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatılmış ve borçlu takibe itiraz ederek takibin durduğunu, davalı şirketin takibe itirazı haksız, kötü niyetli ve ahde vefa göstermediğine ilişkin beyine olduğunu, faturalara istinaden yapılan ödemelerin borcu kabul anlamına geldiği izahtan vareste olduğunu, davalı şirketçe takibe dayanak gösterilen faturalara ve içeriklerine itiraz edilmemesine ve bu faturalara istinaden toplam 700.000,00 TL tutarında ödeme yapılmasına rağmen söz konusu borca itiraz edilmesi, alacaklının alacağına kavuşmasını hukuk aracılığı ile engellemekte olduğunu, müvekkili şirketin ticaret yapmakta olup buna bağlı olarak düzenli ödemeleri bulunmakta olduğunu, davalı şirketin borçlu olmadığını iddia ederek takibi durdurmasının, müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesinin yanı sıra kendi alacaklılarına yapması gereken ödemelerin de gecikmesine neden olduğunu, ülkede yaşanan ekonomik sorunların da göz önüne alındığında müvekkili şirketin yaşadığı sıkıntıların boyutunun katlandığını, neticeten mevcut durum itibariyle müvekkili şirketin ticari ilişkilerinin de zarar gördüğünü, müvekkili şirketin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sonucu uğradığı zararın ve yaşadığı mağduriyetinin giderilmesi amacı ile takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmolunmasını talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptalini sağlamak için mahkemeye başvurarak iş bu itirazın iptali davasını açma zorunluluğu hasıl olduğundan bahisle, davalarının kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı tarafa usulüne uygun duruşma gününün bildirir dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya cevap vermemiştir.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmıştır.
İcra Dosyası: —–. İcra dairesinin —- esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, alacaklısının—– Şirketi, borçlunun —– Şirketi olduğu, 28/12/2022 tarihli cari hesap ekstresi alacağına istinaden 568.855,44 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin 02/01/2023 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde 09/01/2023 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu ve takibin durduğu görülmüştür.
Davacı vekili, davadan sonra davalı tarafın 14.000,00 USD bedelli vade tarihi 24.04.2023 olan, 2.500,00 USD Bedel 27.04.2023 tarihli çeklerle ödeme yaptığını, bu çeklerin tahsil edildiğini, bakiye alacaklarının kaldığı yönünde beyanda bulunmuştur.Mahkememiz 12/07/2023 tarihli duruşmanın—- nolu “dosyanın Mali Müşavir Bilirkişiye tevdii ile taraf ticari defterleri üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle davadan sonra yapılan ödemelerde göz önünde bulundurularak hesaplama yapmasının istenilmesine,” ara kararı uyarınca dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi—– tarafından 02/09/2023 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda özetle, “Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi, sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirmem neticesinde verilen yetki ile davacının ticari defterleri usul yönünden incelenmiş olup; 2022 dönemi Yevmiye Defteri- Defter-i Kebir ile Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin Vergi Usul Kanunu’nun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 maddesine göre; süresinde yaptırıldığı, 2022 dönemi Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin Türk Ticaret Kanununun 64/3 maddesine uygun süresinde yaptırıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinin V.U.K’nu ve TTK’nuna uygun tutulduğu, davacının ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı görülmüştür. Davalı şirkete dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edildiği, ancak cevap dilekçesi sunmadığı, defter belge ibrazında bulunmadığı görülmüştür. Davacının 2022 yılı ticari defter kayıtlarında yapılan incelemede; açık hesabı oluşturan ve dava dilekçesi ekinde sunulan faturaların e-fatura olduğu, faturaların davalı şirkete e-fatura sistemi üzerinden “Ticari Fatura” olarak düzenlendiği, ilgili faturaların ticari fatura senaryosu olarak düzenlenmiş olması sebebiyle davalı tarafın bu faturalara süresi içinde (8 gün) RED işlemi uygulayıp uygulamadığının dosya kapsamında tespit edilemediği, Davacının incelenen 2022 yılı ticari defter kayıtlarında davalı yana 19.08.2022 ile 12.12.2022 tarihleri arasında 21 adet fatura karşılığı toplam KDV dahil 1.268.855,43 TL fatura düzenlendiği, buna karşın davalı lehine 700.000,00 TL tahsilat kaydı girildiği, davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle (28.12.2022) davalıdan 568.855,43 TL alacaklı gözüktüğü, davalı tarafından takip tarihi sonrası 07.03.2023 tarihinde 2 adet çek ile toplamda 16.500 USD ödeme yapıldığı, tahsilat tarihindeki (—– döviz alış kuruna göre) TL karşılığının 311.521,65 TL olduğu bu tutarın davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yanca 07.03.2023 tarihli en son ödeme tarihi itibariyle TBK 100 kapsamında yapılan ve raporun 4.c bölümünde detayları gösterilen kapak hesabına göre davacı alacağı 363.976.00 TL olarak hesaplanmıştır. Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren hüküm kurmak hususunda hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı,” kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında mal satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın davalı tarafa mal sattığı, malların faturalandırıldığı, fatura ve malların davalıya teslim edildiği, davalı tarafın bir kısım ödeme yaptığı, bakiye borcu ödemediği, bakiye borç için icra takibi yapıldığı, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiği ve işbu dava açılınca davalı tarafın tekrar kısmi ödeme yaptığı görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222 nci maddesi “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü düzenlemiştir.
Davacı taraf ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, ticari ilişki sebebiyle 21 adet e-fatura düzenlendiği, toplam bedelin 1.268.855,43 TL olduğu, davalı tarafın takip öncesi 700.000,00 TL ödeme yaptığı, yine davalı tarafın dava açıldıktan sonra da 363.976,00 TL ödeme yaptığı, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmeyip herhangi bir savunmada bulunmayışı, takip öncesi ve dava sonrası kısmi ödemeler yapması ile defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması sebepleriyle davacı tarafça usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edileceği, bilirkişi incelemesi sonucu davacı tarafın 568.855,43 TL alacağı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davadan sonra yapılan ödemelerin icra dairesince dikkate alınmasına, davalı tarafça likit ve bilinebilir borca ödeme yapılmadığı halde haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
—- İcra Dairesi’nin—– Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 568.855,43 TL asıl alacak üzerinden AYNEN DEVAMINA, 07/03/2023 tarihinde yapılan 311.521,65 TL ödemenin infazda icra dairesince dikkate ALINMASINA,
-Asıl alacak 568.855,43 TL’nin %20’si olan 113.771,01 TL icra inkar tazminatının davalı/borçludan alınarak davacı/alacaklıya verilmesine,Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 38.858,51 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 9.714,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29.143,88‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 9.714,63 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 6.383,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 6.382,99 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 0,01 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 80.574,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26 (2) maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.119,99 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan, 0,01 TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—- Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.