Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/80 E. 2023/105 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/80 Esas
KARAR NO: 2023/105
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ: 01/02/2023
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu —– tarafından keşide edilip müvekkiline verilen —–bedelli bono nedeni ile alacaklı olan müvekkilinin alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine taraflarınca ——dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosya kapsamında borçlu adına kayıtlı araç ve gayrimenkullerin tespiti için —— yapılan sorguda borçlu adına kayıtlı herhangi bir aktif mal varlığına rastlanılmadığını ancak müvekkili tarafından yapılan harici araştırmada davalı — tarafından —– numaralı temlikname ile —- diğer davalı—-temlik ettiğinin tespit edildiğini, davalı —– müvekkiline borçlanırken ——- sözleşme ile ——-aldığını söyleyip müvekkiline sözlemeyi gönderdiğini ve taşınmazı müvekkiline gösterdiğini, bu şekilde davalının mal varlığının ve ödeme gücünün olduğuna ikna olan müvekkilinin davalıya borç verdiğini, müvekkilinin davalı — takibe konu edilen——- tarihli bono dolayısıyla alacaklı olduğunu, iptali istenen tasarrufun borç doğduktan sonra yapıldığını, davalıların alacaklılardan mal kaçırdıklarını, davalı tarafından temlik edilen bedellerin yüksek oluşu ve temlik alan diğer davalının özellikleri göz önünde bulundurulduğunda davalı borçlunun piyasada olan tüm alacaklarını ızrar kastı ile devir işlemi yapıldığını, bu nedenlerle alacağın tahsili maksadıyla aleyhine işlem yapıldığını bilen davalının temlik işlemini muvazaalı olarak devrettiği göz önüne alındığında, bu muvazaalı tasarrufların tekerrür etmesini önlemek ve alacağın tahsilinin mümkün kılınması amacıyla dava konusu muvazaalı temlik işlemlerine İİK 281/2 uyarınca teminat aranmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini, adli yardım taleplerinin kabulünü, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; B.K. Mad. 18 ve İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufların iptalini ve müvekkiline cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, tasarrufun iptali davasıdır.
6100 sayılı HMK’nın 2.maddesinin 1.fıkrasına göre malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine aynı maddenin 2.fıkrasına göre HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
Muvazaaya dayanan davalar ile İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK’da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir.
————tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da ——- görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır.” şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK’nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir. Dava konusu alacağın bonoya dayanması da davayı mutlak ticari dava haline getirmeyecektir. ———– da açıklandığı üzere davanın çözümlenmesinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunun mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——– NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
3-Davacı vekilinin adli yardım ve ihtiyati haciz talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/02/2023