Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/715 E. 2023/879 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/715
KARAR NO : 2023/879

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkiline ait davalı Sigorta Şirketi tarafından Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile teminat altında olan—– plakalı aracın —– yönetimindeki —–plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı —–arkadan çarpması sonucu müvekkiline ait aracın öndeki araca çarptığını ve hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kazada arkadan çarpan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, söz konusu kaza ile ilgili olarak kasko sigortacısı davalı şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını ve sigorta şirketi tarafından atanan eksper tarafından düzenlenen raporda 74.173,94 TL parça ve işçilik hasarının tespit edildiğini, araç rayiç değerinin ise 123.500,00 TL olarak belirtildiğini, sigorta şirketi ile anlaşmalı olan servis tarafından aracın onarıldığını ancak halihazırda aracın kazadan dolayı önceki halinde olmadığını, klima radyatörü, klima kompresörü ve motor radyatörünün değişmediğini onarılmış gibi gösterilmesi nedeni ile aracın kullanılamadığını, elektrik tesisatının özensiz şekilde yapıldığını, bantlandığını, bagaj kapağının değişmesi gerekirken onarılma yoluna gidildiğini, bagaj havuzunun halen eğik olduğu ve üzeri plastik ziftli kağıt ile kaplı olduğunu, söz konusu aracın tamir ve onarımının 2 ay sürdüğünü ve tamir edilmesinin ekonomik olmadığından hurdaya ayrılması gerekirken onarım yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu,——. Sulh hukuk Mahkemesinin—–dosyası ile davanın ikame edildiğini ve alınan bilirkişi raporunda “yapılan iş ve işlemlerin eksik ve ayıplı olduğunun, hasarlı aracın pert vasfında iken tamir edilmesinin ekonomik olmamasına rağmen tamir yoluna gidildiği” nin belirtildiğini, bu nedenle müvekkiline aracın hurdaya ayrılarak, araç bedeli olarak rayiç değerinin sigorta poliçesinde verilen “Sıfır kilometre Özel Şartı” dahilinde ödenmesi gerektiğini, ayrıca aracın hurdaya çıkarılmaması nedeni ile ÖTV indirimi / hakkı ile bir başka aracın alınması hakkının da yapılan bu işlemle önüne geçildiğini, bu çel şartta belirtilen tüm hususların yerine getirildiğini, Kasko Değer Listesinde aracın 375.983,00 TL olarak görüldüğünü, bu tutar üzerinden ÖTV tenzili ile müvekkiline ödeme yapılması gerektiğini belirterek, müvekkiline ait aracın hurdaya ayrılmasını, hurda kaydı ile sigorta şirketine iadesini, poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda ÖTV indirimi de uygulanmak üzere, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL araç bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava konusu —– plakalı aracın bir engelli aracı olduğu, 15.05.2020 tarihli kaza sonrası görevlendirilen bağımsız eksper tarafından düzenlenen rapor ÖTV indirimi ile dahilinde pert skalasına girmediğini ve 74.173,00 TL onarım bedeli ödendiğini ve aracın onarılarak sorumluluklarının yerine getirildiğini, engelli araç statüsünde özellikle ÖTV indiriminden yararlanılabilmesi için onarılmasının sigortalı tarafından istenmediğini, eksper raporu dahilinde değerlendirme yapılmasını talep ettiklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizin 30/03/2023 tarihli—- Esas ve —–Karar sayılı ilamının,—–Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi’nin 21/09/2023 tarih—– Esas ve——Karar sayılı ilamı ile “Sonuç olarak; dosyadaki bilgi ve belgelerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte, yukarıdaki yasal hükümlere ilişkin açıklamalar göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; Kasko Sigorta Poliçesine göre davacıya ait aracın hususi araç olduğu, ticari araç olmadığı ve davacının da gerçek kişi olduğu gözetildiğinde, davanın nispi yada mutlak ticari dava olması mümkün olmayıp, taraflar arasındaki ilişki davacı yönünden bir tüketici ilişkisidir. Bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davaya bakma hususunda görevli olmadığı, taraflar arasında ki Kasko Sigorta Sözleşmesi ilişkisinde davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici konumunda bulunması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin resen gözetilmesi gereken bu nedenle kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır” gerekçeleriyle kaldırılmış, dosya mahkememize gönderilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda ortaya konulan ve mahkememiz açısından usulen bağlayıcı olan istinaf ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, görev hususunun dava şartı olması nedeniyle her aşamada resen değerlendirilebileceği, bu hususta karar verilebilmesi için duruşma açılmasına gerek bulunmadığı kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,——Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunun TESPİTİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca; görevsizlik kararının süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın ——Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yukarıda hüküm fıkrasında belirtilen süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair resen karar verilmesine,
4-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
5-Harç ve yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.