Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/678 E. 2023/1018 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/678
KARAR NO : 2023/1018

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 27/09/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil; Tasfiye Halinde —-Şirketi’ni hasım göstererek —-. İş Mahkemesi nezdinde —– Sayılı dosya ile işçilik alacağı davası açtığını, ancak ne var ki Tasfiye Halinde—– Şirketi adlı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini yapılan yargılamada öğrendiğini, İş mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından —–. İş Mahkemesince tarafımıza, işbu davayı açmak için mehil verildiğini, İşbu davada ihyasını istediğimiz Tasfiye Halinde —- Şirketi adlı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkez adresi—–İşbu şirket ticaret sicilinden 25.03.2022 tarihinde kaydı kapatıldığını, Şirketin tasfiye/ek tasfiyesi için karar vererek şirketle ile ilgili işlemlerin yapılabilmesi için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan edilmesini Şirket kayıtları, Yargıtay kararları, Ticaret sicili müdürlüğü kayıtları,vergi kayıtları,tanık beyanları, gerekirse bilirkişi incelemesi ve raporu, yukarıda değinilen nedenler ve Mahkemece re’sen dikkate alınacak sebepler çerçevesinde; … sicilinde kayıtlı Tasfiye Halinde—–Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği M.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicili Müdürlüğü, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket emeyeceğini, “..Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verir. Aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddedeceğini, Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, Tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerekeceğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, Tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkil Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesi mümkün değildir. Sayın Mahkeme’nin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkil Sicili Müdürlüğü uyacaktır. TTK M. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olduğunu, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacaktır. Nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğu düzenlendiği, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, bir başka husus olarak da, ek tasfiye kapsamındaki işlemlerin gerçekleştirilmesi maksadıyla atanacak tasfiye memurunun/memurlarının TTK Maddesi 536’da düzenlenen şartları haiz olması gerektiği, buna göre; mahkememizce atanacak temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması şart olduğunu, Müvekkil davanın açılmasına sebep olmamıştır, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, Müvekkil Sicili Müdürlüğü, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle, “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkil, “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği “Yasal Hasım” konumunda bulunan müvekkil aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkil müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … duruşma gününü bildirir davetiye usulüne uygun tebliğ edilmiş ancak davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.—-. İş Mahkemesi’nin —–Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının …, davalılarından birinin—– Şirketi olduğu, davanın konusunun işçilik alacaklarından kaynaklı olup mahkemece davacı tarafa ihya davası açması için yetki ve süre verildiği görülmüştür…. celp edilen kayıtlara göre; dava konusu şirketin tasfiyesinin sona erdiği 25/03/2022 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiğinin bildirildiği görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava; tasfiyesi tamamlanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.TTK’nun 547. maddesinde; Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.
Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasında bulunan ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 23/03/2022 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, şirketin tasfiyesinden önce — İş Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın başladığı ve derdest olduğu, derdest dava varken şirketin tasfiye edilemeyeceği anlaşılmakla davanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararın bulunduğu anlaşılmaktadır.Talep olmadığından davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile şirketin ihyasına ve son tasfiye memurunun ek tasfiye için atanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-…sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye olan—- İş Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyasına münhasıran, yargılama ile icra ve infaz işlemleri tamamlanana kadar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547 nci maddesi uyarınca ŞİRKETİN EK TASFİYE İÇİN YENİDEN TESCİLİNE,
2-Son tasfiye memuru … tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Kararın …tescil ve ilanına, ilan işlemlerinin davacı tarafından yapılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınmış olması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Talep olmadığından davacı tarafından sarf edilen harç ve masrafların üzerinde bırakılmasına,
6-Talep olmadığından davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli karar tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.