Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/561 Esas
KARAR NO: 2023/1154
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2023
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin yarı yarıya maliki oldukları ——- ili ——— ilçesi ——– Mah. ——— Bulvarı, ——– Apt. No:——– adresinde bulunan 220 metrekare büyüklüğündeki evlerini (Tapu Bilgileri EK-1) 19/05/2022 tarihinde Davalı Kurum nezdinde ———- nolu poliçe çerçevesinde Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalattıklarını, poliçenin düzenlendiği poliçe limiti 320.000 TL, tazminata esas inşaat birim fiyatı metrekare başına 1.508 TL iken, 01/01/2023 tarihinden itibaren poliçe limiti 640.000 TL, tazminata esas inşaat birim fiyatı metrekare başına 3.016 TL olduğunu, büyük felakete neden olan ——— merkezli depremlerde ağır hasar gören (Hasar Raporu EK-1) sigortalı mesken için kuruma başvuruda bulunulduğunu, ——— nolu hasar dosyası açıldığını ve muafiyetler düşüldükten sonra müvekkillerinin her birine ayrı ayrı 156.800’er TL (Toplam 313.600 TL) ödeme yapıldığını, yapılan ödeme”zeyilname yaptırılmadığı gerekçesiyle” yeni limit ve birim fiyatları yerine 2022 yılı poliçe limitleri ve birim fiyatlarının esas alındığının çok açık olduğunu, 14/02/2023 tarihli ihbardan sonra 14/03/2023 günü muaccel hale gelen tazminat, muaccelliyet tarihinden 23 gün sonra 07/04/2023 tarihinde ödendiğinden toplam tutara işleyen 23 günlük ticari faiz de müvekkillerime ödenmesi gerekirken ödenmediğini, rizikonun gerçekleştiği 06/02/2023 tarihi itibarıyla geçerli hesaplama kriterleri ile poliçe limitleri göz önünde tutulduğunda müvekkillerime toplam 640.000 TL üzerinden ödeme yapılması gerektiğinin son derece açık olduğunu belirterek, müvekkillerine ödenmesi gereken tazminatın rizikonun gerçekleştiği 06/02/2023 tarihinde geçerli poliçe limitleri ile birim fiyatları üzerinden yeniden hesaplanarak, şimdilik 15.000’er TL (Toplam 30.000 TL)’nin muacceliyet tarihinden itibaren işletilecek ticari (Temerrüt) faiziyle birlikte müvekkillerime ayrı ayrı ödenmesini, 07/04/2023 tarihinde ödenen toplam 313.600 TL tutarındaki kısmi tazminata alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işleyen ticari faizinin (Temerrüt faizi) hesaplanarak için şimdilik 10’ar TL (Toplam 20 TL)’sinin müvekkillerine ödenmesini, vekalet ücreti ile tüm yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;Dava; zorunlu deprem sigorta poliçesi kapsamında sigorta bedeli talebine ilişkindir.Davacı tarafça mesken olarak kullanılan dairenin sigortalı olduğu dönemde yaşanan depremde yıkıldığından bahisle poliçe kapsamında sigorta bedeli talep edilmektedir.28.11.2013 tarihli ——— yayınlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesinde, söz konusu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü maddede ise tüketici işlemi tanımlanmış, mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifadelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketi ve tüketiciler arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan her türlü ilişkinin tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça göstermektedir. Ayrıca aynı yasanın 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. maddede düzenlenmiştir. Dava tarihinde yasa yürürlüktedir. 6502 sayılı yasa kapsamında taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olup tüketici mahkemeleri görevlidir. Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerektiği, mutlak ticari davaların 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalar olduğu, nispi ticari davaların ise her iki tarafın tacir ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalar olduğu, görev hususunun 6100 sayılı HMK’nun 114 (1) c) maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı, emsal ——– sayılı kararı da dikkate alınarak ve somut olayda sigortalanan yapının kullanım şeklinin mesken olduğu, davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisinin tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu, görevin dava şartı olduğu yargılamanın her aşamasında değerlendirilebileceği göz önünde bulundurularak açılan davanın görev nedeni ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı.)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın mazeretli yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2023