Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/495
KARAR NO : 2023/996
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2023
KARAR TARİHİ : 16/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında süre gelen ticari ilişki kapsamında müvekkili şirket tarafından 4.791 Kg —– nitelikli malın temini / siparişi için 30/04/2021 tarihinde davalı şirket yetkilisi —–ile iletişime geçildiğini, davalı şirket tarafından ise sipariş verilmesi halinde 5,85 USD/Kg birim fiyatı ile malın satışının gerçekleşeceği belirtildiğini ve 04/05/2021 tarihli ekteki mail ile “proforma faturası” gönderildiğini, müvekkili tarafından davalı şirkete 07/05/2021 tarihinde 13.180,00 USD tutarında peşinat ödendiğini, devam eden süreçte davalı şirket yetkilisi 01/07/2023 tarihinde gönderdiği mail ile malların nakliye aşamasında olduğunu bildirdiğini ve teslimat aşamasında gecikme yaşanmaması için satış bedelinin kalan bakiyesinin de ödenmesini talep ettiğini, davalıdan kaynaklı sevkiyatta lojistik sebepli gecikmeler yaşanması nedeniyle söz konu mallar davalı tarafından Eylül 2021 tarihinde, bakiye satış bedeli olan 18.394,12 USD’nin 03/09/2021 tarihinde kendisine ödenmesi üzerine, müvekkil şirkete teslim edildiğini, bunun üzerine davalının 31.574,12 USD tutarlı faturayı keşide ettiğini ve müvekkili şirkete gönderdiğini, yapılan incelemelerde davalı tarafından teslim edilen malların sipariş edilen mallardan farklı olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin ihtiyacını karşılamadığını, durumun davalı tarafa 15/10/2021 tarihli mail ile bildirildiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde söz konusu malın davalı tarafından iade alınması ve müvekkili şirket tarafından yapılan peşin ödemeye karşılık 17,50 EUR/Kg+KDV birim fiyatıyla —- menşeili malın davalı tarafından müvekkil şirkete teslim edilmesi hususunda tarafların anlaştıklarını, davalı tarafından müvekkil şirkete gönderilen 15/01/2022 tarihli mailde söz konusu malların davalı tarafından iade alınacağı, bunun yerine menşeili —— kalite malın verileceği ve yeni malın teslim süresinin yaklaşık 2-3 hafta olduğu davalı şirket tarafından müvekkil şirkete taahhüt edildiğini, davalının yeni malı teslim etmediğini, 08/02/2022 tarihinde müvekkile gönderdiği mailde sevkiyatta pandemi kaynaklı gecikmeler olduğunu, bu sebeple Mart başında teslimatı yapacağını bildirdiğini, davalının bu tarihte de malı teslim etmediğini, müvekkilinin davalı şirket yetkilisi—– gönderdiği 10/05/2022 tarihli mailinde sürece ilişkin bilgi talep ettiğini, 10/05/2022 tarihinde davalı tarafından gönderilen mailde malların 1 hafta-10 gün içinde teslim edileceğini ancak birim fiyat olarak 28 EUR/KG+KDV üzerinden fatura edileceği şeklinde cevap verildiğini, taraflar yeni malın birim fiyatında 17,50 EUR/Kg+KDV olarak anlaşmaya varmasına rağmen davalı haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ve taraflar arasındaki mutabakata aykırı olarak fiyat artışına giderek malı 28 EUR/Kg+KDV birim fiyatıyla vereceğini bildirdiğini, müvekkilinin anlaşmaya sadık kalınması için davalı ile görüştüğünü ancak davalının fiyat artışında direttiğini, müvekkili tarafından ödenen toplam 31.574,12 USD’nin iadesi koşuluyla teslim alınan malın davalıya iadesi konusuna tarafların mutabık kaldığını, müvekkili tarafından 28/06/2022 tarihinde iade faturasının keşide edilerek davalıya gönderildiğini, davalının tahsil etmiş olduğu satış bedelini iade etmesini beklediklerini, davalının istenilen ürünün bulunduğunu, ürün bedelinin ödenmesi halinde şirkete gönderileceğinin bildirildiğini, iade faturası ile alakalı borçlarına karşılık uygun görülürse stoklarındaki malzemelerden tedarik yoluna gidilebileceğini bildirildiğini, müvekkili tarafından teklifin kabul edilmediğini ve yapılan ödemenin iade edilmesi gerektiğini bildirdiklerini, davalının ödemeyi Ekim Başında yapmayı planladıklarını bildirdiklerini, davalının Ekim başında ödemeyi yapmadığını, davalının bedel iadesine ilişkin muhtelif tarihlerde TL üzerinden toplam 262.377,79 TL’yi müvekkiline gönderdiğini ancak iade etmesi gereken tutarın USD cinsinden olduğunu ve toplam 31.574,12 USD olduğunu, davalının yapmış olduğu ödemenin USD üzerinden mahsubu halinde müvekkiline iade etmesi gereken 17.626,61 USD daha borcu kaldığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, görevli ve yetkili mahkemenin —– Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davaya konu davalı tarafından keşide edilen faturadaki malın satış fiyatının USD üzerinden belirlendiğini, ödemelerin USD üzerinden olduğunu, davalının satış bedelinin iadesine ilişkin yapacağı ödemenin de USD üzerinden olması gerektiğini iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 17.626,61 USD’nin 24/04/2023 tarihinden itibaren USD mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz oranında işleyecek faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki USD (dolar) kuru üzerinden karşılığının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığın, davada yetkili mahkemenin—— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacı ile çelik çubuk alım-satımı konusunda anlaşıldığını, davacının ürünlerin—- menşeli temin edileceğini bildiğini, talep edilen ürün ile teslim edilen ürün arasında fark bulunmadığını, ürünlerin davacı tarafından teslim alındığını, daha sonra davacı tarafça ürünlerin ihtiyaçlarını karşılamadığını, iade etmek istediklerini ve Avrupa Menşeli ürün istediklerini bildirdiklerini, davacıdan iade faturası düzenlenmesini ve ürünleri iade edilmesini, iade faturası doğrultusunda bedel iadesi yapılacağının bildirildiğini, iade faturasının aylar sonra düzenlendiğini, iade faturası 31.574,12 usd tutarlı olmadığını, bahsi geçen 28/06/2022 fatura tarihli, 24/04/2023 vade tarihli iade faturada TL cinsi ödenecek tutarın 262.377,78 TL olarak belirtildiğini, davacının ürünleri iade etmediği halde müvekkili tarafından iyi niyet gösterilerek iade faturası doğrultusunda ödeme yapmaya başlandığını, müvekkili tarafından vade tarihine kadar faturada belirtili toplam 262.377,78 TL ödendiği halde davacı tarafça ürünlerin iade edilmediğini, iade faturasında TL cinsi ödemelerin yer aldığını, davacının ödemenin USD şeklinde yapılması gerektiği yönündeki iddiaların geçerliliğinin bulunmadığını, iadenin USD şeklinde yapılacağına dair bir anlaşmanın mevcut olmadığını savunarak; yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini, dosyanın yetkili —–Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME:
—–Vergi Dairesi Başkanlığı,——Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, 4.791 Kg “——- ilişkin satım sözleşmesinden dönülmesi (davacının beyanına göre taraflar arasında gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde müvekkil şirket tarafından ödenen toplam 31.574,12 USD’nin müvekkile iadesi koşuluyla teslim alınan malın davalıya iadesi hususunda taraflar mutabık kalmıştır) nedeniyle sözleşme kapsamında ödenen bedelin, sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesine ilişkin alacak davasıdır.Dava dilekçesinin davalıya 05/08/2023 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin 21/08/2023 tarihinde süresinde sunulduğu, davalının cevap dilekçesinde yetki ilk itirazının bulunduğu ve yetkili mahkeme olarak —– Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin gösterildiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca “(1) Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19. Maddesi uyarınca “(1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”
Mahkememize yapılan değerlendirmede, davanın 4.791 Kg—— ilişkin satım sözleşmesinden dönülmesi (davacının beyanına göre taraflar arasında gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde müvekkil şirket tarafından ödenen toplam 31.574,12 USD’nin müvekkile iadesi koşuluyla teslim alınan malın davalıya iadesi hususunda taraflar mutabık kalmıştır) nedeniyle sözleşme kapsamında ödenen bedelin, sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesine ilişkin alacak davası olduğu, dava dilekçesinin davalıya 05/08/2023 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin 21/08/2023 tarihinde süresinde sunulduğu, davalının cevap dilekçesinde yetki ilk itirazının bulunduğu ve yetkili mahkeme olarak —– Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin gösterildiği, dava konusu alacağın sebepsiz zenginleşme temelli olması nedeniyle (sözleşmeye dayanan) para alacaklarına ilişkin özel yetki kuralının (ifa yerinin yetkili olduğu ve para alacaklarında ifa yerinin ödeme tarihinde alacaklının yerleşim yeri olduğu) somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacaklarda HMK veya başkaca kanunda özel bir yetki kuralının bulunmadığı, bu sebeple genel yetkili mahkemelerce davanın görülmesi gerektiği, bu mahkemenin de davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğu, somut olayda davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin —– olduğu, yetki itirazının süresinde ve yetkili mahkeme gösterilmekle usulüne uygun olarak ileri sürüldü, tüm bu sebeplerle mahkememizin davayı görmeye yetkili olmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,—— Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun TESPİTİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca; yetkisizlik kararının süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın —– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yukarıda hüküm fıkrasında belirtilen süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair resen karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.