Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/469 E. 2023/962 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/469
KARAR NO : 2023/962

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 01/06/2023
KARAR TARİHİ : 08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin,—- Şirketi’nden mal satışı sonucu doğan alacaklarının teminatı olarak, şirket ortakları —-bulunan müşterek taşınmazı üzerine, 18/05/2009 tarihli resmi senet ile ipotek tesis edildiğini, —-şirketinin vadesi gelen borçlarını ödemeyerek temerrüte düştüğünü, bunun üzerine müvekkili tarafından alacaklarının tahsili maksadıyla —–ve malik olan şirket ortakları aleyhine —. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, takip sürecinde satış işlemlerine geçilse de kıymet takdiri raporunun —- tebliğinin gerçekleştirilemediğini, davalı … Odası’nın dosyaya gönderdiği 03/11/2016 tarihli yazı ile —- 22/11/2013 tarih ve —-sayılı —–ile terkin edildiğinin öğrenildiğini, işlemlere satış aşamasında devam edilmek istenilse de İcra Müdürlüğü tarafından verilen 02/11/2017 tarihli kararda, terkin olunan şirket açısından bu işlemlere ancak ihya edilerek devam edilebileceğinin belirtildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünde yapılan incelemede şirketin resen terkin edildiğinin anlaşıldığını, şirketin terkin edileceğinin ilan edilmediğini, alacaklılara tebligat gönderilmediğini, alacaklılara ve müvekkiline itiraz hakkı tanınmadığını, tasfiye memuru atanmadığını ve tasfiye işlemlerinin yürütülmediğini, işlemlerin tasfiyesiz yönetilmesi için tek yol olan tasfiyesiz terkin için de mahkemeye de başvurulmadığını, özetle şirket sicilden silinmek üzere terkin edilse de işlemlerin hukuka uygun yürütülmediğini, şirketin borcu da söz konusu olduğundan ihyası gerektiğini, bu aşamada müvekkilinin alacağının tahsilinin yegane yolunun şirketin ihyası olduğunu, yukarıda açıklandığı üzere, tasfiye ve terkin işlemlerinin eksik gerçekleştirildiğini ve şirkete ait hesapların tam anlamıyla kapatılamadığını, bu kapsamda müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, İcra Müdürlüğü’nün verdiği karar ile doğru orantılı olarak ihya davası açma zarureti doğduğundan bahisle Ticaret Sicilinden terkin edilmiş olan—– ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Ticaret Sicili Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicili Müdürlüğünün resen terkin işlemini, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi” ve 30.12.2012 tarihli ve —- sayılı —– yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. Maddesi” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici 7’nci Maddenin 15’nci fıkrası, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haizdir. Müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu şirketin ihyası istenmekte ise; “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 16’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan “Bu Tebliğ hükümlerine göre, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü gereğince, bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirileceğini, dava konusu şirketin ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmamıştır, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın kabulüne kanaat getirilmesi hâlinde dava konusu şirketin anılan icra takibi kapsamında ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanması ile müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN AŞAMALARI :
Davacı tarafça,—–Asliye Ticaret Mahkeme’nde dava açıldığı, mahkemece kesin yetki kuralı bulunduğundan bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
—- İcra Dairesi’nin —– İcra Dosyası Uyap sisteminden celp edilmiş, incelendiğinde davacının alacaklı olduğu ve dava konusu şirketin borçlu olduğu görülmüştür. .. gelen cevap yazısında;—-Şirketi’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. Maddesine göre 15/11/2013 tarihinde resen terkin edildiği görülmüştür.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ :
Dava, ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
… gelen cevap yazısında; —-Şirketi’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. Maddesine göre 15/11/2023 tarihinde resen terkin edildiği görülmüştür.
Dava konusu şirket hakkında TTK’nun Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işlemi yapıldığı, dava konusu şirketin 18/05/2009 tarihli ipotek akit tablosu gereği ipotek borçlusu olduğu halde ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK Geçici 7. maddesine aykırı olduğu, dava konusu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi için başlatılan icra takibinin infazı ile sınırlı olmak üzere Ticaret Siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına, zorunlu nedenlerden dolayı açılan ihya davalarında yasal hasım konumunda olan ticaret sicil müdürlüğünün yargılama giderlerinden (davada yapılan giderler, vekalet ücreti, yargılama harçları, HMK.m.323) sorumlu tutulamayacağına, 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyası için yasal koşulların oluştuğu, davacı tarafın ihya talep etmekte hukuken korunmaya değer haklı menfaatinin bulunduğu anlaşıldığından davacının davalı … sicil müdürlüğü aleyhine açtığı davanın kabulüne, dava konusu şirketin—–. İcra Dairesi’nin —– İcra Dosyası’nın infazıyla sınırlı olmak üzere ihyasına ve ticaret siciline tesciline, şirketi temsil etmek üzere son şirket yetkilisi .. şirkete ek tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
… numarasında sicile kayıtlı iken sicilden resen terkin edilen —- Şirketi’nin,—– İcra Dairesi’nin —– İcra Dosyası’nın infazıyla sınırlı olmak üzere, Ticaret Siciline yeniden tescili suretiyle İHYASINA,
2-Kararın … tescil ve ilanına, ilan işlemlerinin davacı tarafından yapılmasına,
3-Dava konusu şirket yetkilisi … şirkete ek tasfiye memuru atanmasına, tasfiye memurunun re’sen terkin edilen şirketin eski yetkilisi olduğu anlaşıldığından ücret takdirine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafça yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubuyla bakiye 89,95‬ TL’nin davacı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde re’sen yatıran tarafa iadesine, Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.