Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/422 E. 2023/974 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/422
KARAR NO : 2023/974

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 13/06/2023
KARAR TARİHİ : 10/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile—- (Bundan sonra—–olarak anılacaktır) arasında ticari ilişki söz konusudur. Bu kapsamda müvekkil şirket—– verilmek üzere —-Şubesi’nin——seri numaralı, 31.10.2023 keşide tarihli, 130.000 TL (Yüzotuzbin TürkLirası) bedel ile tacir çeki düzenlemiştir. Çek —– firmasına teslim edilmek üzere müvekkil şirket ön muhasebe personeli —— (TCKN: —– verildiğini, ancak söz konusu çek ——-teslim edilmeden, henüz müvekkil şirket uhdesindeyken elde olmayan sebepler ile kaybolduğunu, tüm aramalara rağmen çek bulunamadığını, çeki eline geçiren kişinin, çek karşılığını bankadan tahsil etmesi veya çeki işletmesi tehlikesi söz konusu olduğunu, bu kapsamda işbu davanın ikame edilmesi hasıl olduğunu, söz konusu çekin müvekkil şirket bünyesinde elde olmayan sebepler ile kaybolması ve müvekkil şirketin tüm özen yükümlülüğünün gerçekleştirilmesine rağmen çekin bulunamadığının anlaşılması nedeniyle çekin zayine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkil şirket yapmış olduğu çoğu işte kıymetli evrak kullanmak suretiyle ödeme edimini yerine getirmekte olup geçmiş zamanda “çekin karşılıksız” çıkması ve sair hiçbir olumsuzluk yaşamamış bir firma olduğunu, bu kapsamda söz konusu süreçte çek tüm dikkat ve özenin gösterilmiş olmasına rağmen kaybolduğu sabit olup çekin zayine karar verilmesi gerektiğini, bu hususta Yargıtay —— Hukuk Dairesi —–Esas, —— Karar ve 15.11.2017 tarihli kararı ile sabit olduğu üzere çekin kaybolduğunun “kuvvetle muhtemel” olması yeterlidir:”Ancak, iptal davasında kesin ispat aranmayıp çekin kaybolduğunun “kuvvetle muhtemel” olduğunu göstermesi yeterlidir (6102 Sayılı TTK. m. 760). Davacı, çeklerin lehtarı ve hamili olduğu ileri sürerek iptalini talep ettiği çeklere dair bilgileri mahkemeye bildirdiğini, davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi sebebiyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getireceğini, kaldı ki, dosya kapsamında davacının iddiasının aksini kanıtlayacak somut bir delil bulunmadığını, her nekadar, karar gerekçesinde davacının keşideci şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu ve çeklerin yasal hamili olduğunu ispat edemediği ifade edilmiş ise de, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu keşideci şirketten 2014 yılında ayrıldığı; mahkemece talebin kabulü halinde ilanın ve kararın “keşidecisi … —— lehtarı olan” çeklere dair yapılacağı ve zayi kararlarının kesin hüküm teşkil etmediği de gözetildiğinde davacının davaya konu ettiği ve bilgilerini sunduğu 21 adet çekin lehtarı ve yasal hamili olduğunun kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” çekin kaybolduğu sabit olduğundan ve üçüncü şahısların eline geçmesi müvekkil açısından telafisi imkânsız zararlar doğurabileceğinden, çek bedelinin bankadan alınmaması için öncelikle ödeme yasağı konulmasını, devamında da adı geçen çekin zayii nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkil şirket işbu çekin kaybı akabinde —– aralarındaki cari ilişkiye istinaden yeni bir çek düzenlenmek suretiyle ödeme yapıldığını, bu kapsamda her iki şirket arasındaki cari hesap ekstresi ekli şekilde sunulduğunu, müvekkil şirket ile —–arasındaki ticari ilişki devam etmekte olup, —– lehdarı olduğu çekin kaybolması akabinde müvekkil şirket yeni bir çek düzenlemiş ve—– teslim ettiğini, bu kapsamda ilgili firmanın cari ekstresi ve düzenlenen çekin dilekçe ekinde sunulduğunu tüm bu anlatımlardan ve akıştan görüleceği üzere müvekkil şirket çekin kaybı iddiasında samimi olup işbu çekin zayinin tespiti yönünde karar verilmesini, müvekkil şirketin herhangi bir hak kaybına uğramaması için yargılama süresince çek hakkında ödeme yasağı konulmasını ve bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasını, açıklanan ve mahkememizce re’sen dikkate alınacak tüm nedenlerle, öncelikle—– Şubesi’ne müzekkere yazılmasına ve ödeme yasağı konulması yönünde tedbir alınmasını, —– Şubesi’nin—— seri numaralı, 31.10.2023 keşide tarihli, 130.000,00-TL (yüzoturzbin) tutarlı ve—— IBAN numaralı çekin ZAYİİ NEDENİYLE İPTALİNE karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava Zayi nedeni ile çek iptali talebine ilişkindir.Davanın dayanağı, 6102 sayılı T.T.K.nun 818. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 757, 762, 763, 764. maddeleridir.Dava dilekçesinden ve celp edilerek mahkememiz dava dosyası içersine alınan—— cevab-i yazısı ile keşidecinin iptal davasını ikame eden olduğu anlaşılmıştır. Zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı, TTK’nin 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı olan hamile aittir. Bu nedenle keşideci sıfatındaki davacının, zayi davası açma hakkı bulunmamaktadır. Zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı, TTK’nin 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı olan hamile aittir. TTK.669-677.maddelerinde yer alan yasal düzenlemeye, yerleşik uygulamaya göre çek keşidecisinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır.Dava dilekçesinin incelenmesinden ve banka cevap yazısından zayi edilen çeklerle ilgili çek hesabının davacıya ait olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;Davanın kıymetli evrak (çek) iptaline ilişkin olduğu, dava konusu senedin çek niteliğinde olduğu, toplanan deliller sonucunda çek hesabının davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, çek iptalini talep etme sıfat ve yetkisinin yalnızca yetkili hamile ait olduğu,TTK nun 757-765 maddelerinde yer alan hükümler uyarınca çek keşidecisinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 89,95‬ TL harcın peşin harçtan mahsubu ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.