Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/397 E. 2023/545 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/397 Esas
KARAR NO : 2023/545

DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/03/2023
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 20.12.2022 tarihinde saat 20:45’te müvekkiline ait —– plakalı araç—– Mahallesi—— caddesinde sol şeritte ilerlerken sağ şeritten sinyalsiz bir şekilde U dönüşü yapılması yasak olan yerden U dönüşü yaparak çıkan —– plakalı—— kullandığı aracın müvekkilinin ticari amaçla kullandığı motosikletine hızla çarptığını, davalı araç sürücüsünün müvekkilinin kendi şeridinde ilerleyen aracını dikkate almaksızın hatalı U dönüşü yaparak maddi hasarlı kazanın oluşmasına sebebiyet vermesi nedeniyle %100 kusurlu bulunduğunu, dilekçe ekinde bulunan trafik kazası tespit tutanağında da görüleceği üzere davalı —— kusuruyla kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkilinin motosikletinin ticari işlerde kullanılan ticari bir araç olduğunu, müvekkilinin —— kuryesi olduğunu, davalılar araç sürücüsü ve işleteninin müvekkilinin ticari kazanç kaybından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını, davaya konu trafik kazası neticesinde hasar gören müvekkiline ait —— plakalı motosikletin 15 gün tamirde kaldığını, müvekkili bu ticari aracıyla ticari gelir elde ettiğinden meydana gelen hasar tamir edilinceye kadar yola çıkamayarak kazanç kaybına uğradığını, bu doğrultuda ticari kazanç kaybının davalılar tarafından giderilmesini talep etmek için icra takibi başlatıldığını, takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu, ancak davalıların meydana gelen kaza sonucu haksız ve kusurlu olmaları nedeniyle müvekkilinin uğradığı kazanç kaybını karşılamakla yükümlü olduklarının aşikâr olduğunu, açıklanan sebeplerle —–İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasına yapılmış olan haksız, usul ve yasaya aykırı itirazların iptaline, icra takibinin 19.400,00 TL-(faiz ve masraflar hariç) alacak üzerinden devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalıların, takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı ——cevap dilekçesi ile; davacının aniden hızlı bir şekilde önüne çıkarak kazaya sebebiyet verdiğini, günümüzde motosikletli kuryelerin müşterilerine siparişlerini zamanında yetiştirmek için acele, hızlı ve süratli bir şekilde gitmekte olduklarını, olayda %100 kusur oranının aslında davacı da olduğunu, davacının kullandığı motorun kendisine çarpmış olup, bunun etkisiyle kendisine zarar verdiğini ve aynı zamanda davacının kullandığı motosiklete de zarar verdiğini, kaza sonrasında motosikletin 14 gün uzun bir süreli yatması/ tamir edilmesinin tamamen akılla izah edilir gibi olmadığını, davacının haksız kazanç sağlamaya çalıştığını ve davacının kötü niyetli olduğunun aleni olduğunu, kendisinin mağdur durumda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini ve mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir.

Davalı —— vekili cevap dilekçesi ile; taraflara ait her iki araç da ticari olması sebebiyle tarafların tacir olduğunu bu haliyle uyuşmazlığın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içinde olduğunu, dava konusu ticari bir mahiyet arz ettiğinden zorunlu arabuluculuk müessesi işletilmediğinden davanın usulden reddini talep ettiklerini, mülkiyeti müvekkiline ait ——-plakalı aracın kaza günü kullanan sürücü ——- kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, dolayısıyla müvekkilimin davacının uğramış olduğu kazanç kaybından sorumlu olduğunu kabul etmemekle beraber davacının uğramış olduğunu iddia ettiği, tamir ve dolayısıyla çalışamama süresi ve bundan mütevellit kazanç kaybı miktarını da kabul etmediklerini, davacı tarafından iddia edilen değerin olması gerekenden çok fazla olduğunu, bir kuryenin 15 gün gibi kısa bir süre çalışamamasından doğan kazanç kaybının 19.400,00 olmasının günümüz şartlarında mümkün bulunmadığımı, kazanç kaybı iddiasının ispata muhtaç olduğunu, öncelikle davanın reddi yönünde karar verilmesini, aksi halde davacı tarafın uğramış olduğu zarar var ise tespiti için uzman bir bilirkişinin görevlendirilmesini talep ettiklerini, muhakemeyi muhtaç bir konuda davacının icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini ve davacı aleyhine icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali istemi ile ikame edilmiştir.Dosya, —– Asliye Hukuk Mahkemesinin —- Esas ——Karar sayılı görevsizlik kararı ile ticari faaliyette kullanılan aracın uğradığı zararın tazmini için ikame edilen davada uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle mahkememize gönderilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. İcra İflas Kanunu’nun 89’ncu maddesindeki haciz ihbarnamesi nedeniyle açılan menfi tespit davalarının, tarafları tacir olsa bile ticari işletmelerinden kaynaklanmamaktadır (—–B.A.M. —-.H.D. 14/09/2017 T. ——.)
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Somut olayda taraflar arasındaki ilişki veya uyuşmazlık bahsi geçen üç grup içerisinde yer almadığı gibi dava konusu —— plakalı motosiklet hususi kayıtlı olup, kendisine ait bu aracıyla kuryecilik işi yapan davacının gerçek kişi tacir olduğuna ve ticari faaliyette bulunduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmamaktadır. Bu nedenle de taraflar arasında ticaret mahkemelerinin görev alanına giren bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından görülüp, sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkememizce karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili ——-ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Mahkememizin iş bu kararı ile ——. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı nedeniyle olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın——Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine GÖNDERİLMESİNE,Dair, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.