Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/389 E. 2023/884 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/414
KARAR NO : 2023/736

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

—-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– Esas,—-sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilen Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı …— ait, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki—- plakalı araç ile 26/06/2019 tarihinde, kırmızı ışık ihlali yaparak tamamen kendi kusuru ile müvekkili şirkete ait ticari amaçla kullanılan dava konusu —plakalı araca çarptığını, kaza sonrasında —-plakalı aracın onarım için serviste kaldığı 1 ay boyunca davacının aracı kullanmamasından doğan ticari kazanç kaybının davalılar tarafından müşterek ve müteselsilen tazmini gerektiğini beyan ederek şimdilik 5.000,00-TL ticari kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, —- plakalı aracın Otomobil Kiralama Sözleşmesi ile uzun süre — faaliyet gösteren —- kiralandığından söz konusu zarardan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, yapılan bu uzun dönem kiralama sözleşmesi ile aracın işleten sıfatının bahsi geçen firmaya geçtiğini, müvekkili şirketin —kayıtlı adresinin—–adresi olduğunu, genel yetki kuralı gereğince—-Adliyelerinin yetkili olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunmadığını bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, davacı ile müvekkili şirket arasında ticari bir faaliyet söz konusu bulunmadığından davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile haksız fiil mevcut olduğundan avans faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, dava dışı—– davanın ihbar edilmesini talep ederek, öncelikle yetki itirazlarının kabulünü, yetki itirazları yerinde görülmez ise görevsizlik kararı verilmesini, haksız davanın öncelikle husumet yönünden reddini, mahkeme aksı kanaate ise esas yönünden reddi ile vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

İNCELEME:
—- Nolu —-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, —– Noterler Birliği Başkanlığı, —— müzekkereler yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 05/06/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;”Günümüzde olağan dışı olarak değişen ekonoımik koşulların da dikkate alınması sureti ile tekrar yapmış olduğum inceleme ve araştırma neticesinde;
02/10/2022 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda;Bu süre içersinde, araç malikinin, yapmakta olduğu ticari işlerini aksatmaması ve devam ettirebilmesi için, aynı niteliklere sahip, aynı marka bir araç kiralaması durumunda, (kaza farihi itibarı ile ve uzun süreli, aylık kiralaması durumunda, yakıt ve sürücü giderleri kendisine ait olmak üzere) ödeyeceği araç kira bedelinin, (net olarak) 750,00 TL./gün — 850,00 TL./gün ve ortalama olarak 800.00 TE. /gün olduğu,
30 gün süreli olarak araç kiralanması için ödenecek kira bedelinin,
30 gün x 800,00 TL./gün — 24.000,00 TL olduğu,
Şeklinde — yapılan değerlendirmenin değiştirilmesini gerekli kılacak herhangi bulgunun mevcut olmadığı ve dolayısıyla, kaza tarihi itibarı ile yapılan inceleme sonucundaki gerçek değerleri aksettiren (24.000,00 TL. olarak hesaplanan ) 30 günlük araç kiralama bedelinin uygun, yeterli ve geçerli miktarda olduğu” kanaatine varıldığı görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının mülkiyetindeki—- plakalı araç ile davalı … mülkiyetindeki, davalı … sevk ve idaresindeki —–plakalı aracın karıştığı 26/06/2019 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının yoksun kalınan kâr zararına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
6098 sayılı Türk Borç Kanunu’nun 112. maddesi uyarınca “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”
6098 sayılı Türk Borç Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca “(1)Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. (2) Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.”6098 sayılı Türk Borç Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca “(1)Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
6098 sayılı Türk Borç Kanunu’nun 52/1. maddesi uyarınca “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 maddesi uyarınca “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının mülkiyetindeki—-plakalı araç ile davalı … mülkiyetindeki, davalı … sevk ve idaresindeki —–plakalı aracın karıştığı 26/06/2019 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının yoksun kalınan kâr zararına ilişkin maddi tazminat davası olduğu, alacak iddiasının haksız fiil temelli olduğu, buna göre davacının (zarar görenin) zararı ve zarar miktarını ispat etmekle mükellef olduğu, yine zararın miktarının tam olarak tespit edilememesi durumunda zararın hakkaniyete uygun olarak hakim tarafından belirlenmesi gerektiği, yine davacının (zarar görenin) zararın artmasında etkili olduğunun anlaşılması halinde tazminatın hakim tarafından indirilebileceği, davacının (zarar görenin) zararın artmasında etkili olduğunun tespiti açısından tacir olan davacının ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi yükümlülüğünün de dikkate alınması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, 12/04/2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile davalı … trafik kazasının gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespitinin yapıldığı, yine bilirkişi ek ve (gerekçeli) ikinci ek raporu ile aracın serviste kalacağı makul sürenin 30 gün ve kaza tarihi itibariyle muadil araç kira bedelinin günlük 800,00 TL olduğu, yani davacının talep edebileceği yoksun kalınan kâr zararının 24.000,00 TL olduğu tespitinin yapıldığı, her ne kadar davacı tarafından zararın aracın serviste kaldığı süreye karşılık gelen gelirine göre hesaplanması talep edilmiş ise de, yukarıda da belirtildiği gibi basiretli tacir olması gereken zarar gören davacının zararın artmasında etkili olmaması gerektiği, bu kapsamda basiretli tacirden beklenen davranışın aracın serviste kaldığı süre içerisinde aracın onarılmasını beklemek değil, ticaretinin devamını sağlamak için derhal ikame araç temin etmek (kiralamak) olduğu, bu durumda basiretli tacir olan ve ticaretinin devamını sağlayan bir tacirin zararının ikame araç kira bedelinden ibaret olacağı ve herhangi bir kâr mahrumiyeti yaşamayacağı, bunu yapmayan (basiretli tacir gibi davranmayan) tacirin ikame araç kira bedelini aşan zararının zarar görenin zararın artmasında etkili olması nedeniyle tazminattan indirilmesi gerektiği, tüm bu gerekçelerle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın hükme esas alınabileceği, temerrütün haksız fiil tarihi itibariyle yani 26/06/2019 günü gerçekleştiği, zararın ticari iş kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle alacağa ticari faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, kazanç kaybına ilişkin 24.000,00 TL maddi tazminatın 26/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (24.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.639,44 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 85,39 TL peşin harç ve 325,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.229,05 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 147,59 TL dava açma masrafı, 325,00 TL ıslah harcı ve 1.682,55 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.155,14 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (24.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.