Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/334 E. 2023/950 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/334
KARAR NO : 2023/950

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/05/2023
KARAR TARİHİ : 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı adına kayıtlı —- plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, 27/01/2018 tarihinde dava dışı alkollü araç sürücüsü —- sevk ve idaresindeki —- plaka nolu araç ile—– plakalı araca çarptığını, akabinde olay mahallinden kaçtığını, iş bu olay neticesinde yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sırasında yaya konumunda olan —- vefat ettiğini, kaza sonucu hayatını kaybeden —– desteğinden mahrum kalan mirasçıları tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, kaza sonrası —-.Ağır Ceza Mahkemesi —- Esas —– karar sayılı dosyasıyla yargılandığını, yargılama sonucu toplam 298.634,00 TL’nin 01/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini,—-.İcra Dairesinin —- Esas numaralı dosyasından toplam 536.279,70 TL ödeme yapıldığını, dava dışı araç sürücüsü —–trafik kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere kaza meydana geldikten sonra kaza yerini terk ettiğini ve aşırı alkollü olduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, trafik sigortasında rücunun sadece ve sadece sigortalıya yapıldığının teyit edildiğini, davalı-borçlu kiralama şirketinin kiracısıyla arasındaki iç ilişkinin müvekkilini bağlamadığını ve hiçbir önem arz etmediğini iddia ederek; davanın kabulü ile —-.İcra Müdürlüğü—– esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, uzun süreli kira sözleşmesi neticesinde araç üzerinde müvekkili şirketin zilyetlik sıfatının bulunmadığını, rücu talebinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, uzun süreli kiralama sözleşmesinde yer alan 4. Maddesinin A Bendinde; “Kaza yapılması veya aracın zarar görmesi durumunda aracın yerinden kaldırılmadan trafik zaptının tutturulmasından kiracı sorumludur. Kiracı ve yetkili sürücüler kira süresince olası bir kaza ve hasar durumunda kiralayanın çıkarlarını korumak için her türlü önlemi alacak ve keyfiyetten kiralayanı hemen haberdar edecektir. ” hükmü yer aldığını, davacının sürücünün alkollü olduğu ve olay yerini terk ettiği iddiasıyla müvekkiline rücu talebine bulunmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının rucü hakkının bulunmadığını, davacının icra takibinin haksız ve kötü niyetle başlattığı için davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava dışı sürücünün sebebiyet verdiği iddia edilen maddi hasara ilişkin tazminatın rücusuna ilişkin davanın aracı uzun süreli olarak kiralayan dava dışı —-dairesi başkanlığı —- müsteşarlığına ve sürücüye ihbarını talep ettiklerini savunarak; davanın reddini %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—–Ağır Ceza Mahkemesi, Sigorta Tahkim Komisyonu, Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü,—- Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazıldığı görüldü.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacıya —– numaralı zmms ile sigortalı bulunan —-plakalı aracın karıştığı 27/01/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle, dava dışı zarar görenlere Sigorta Tahkim Komisyonu —–Esas sayılı hükmüne dayalı olarak—- İcra Dairesi’nin—–Esas sayılı icra dosyası kapsamında 11.10.2022 tarihinde 415.000,00 TL, 14.10.2022 tarihinde de 121.279,70 TL olmak üzere toplamda 536.279,70 TL ödeme yapan davacının, dava dışı araç sürücüsü—– kaza sırasında alkollü olması ve bunun tespit edilmesini engellemek amacıyla olay yerinden ayrılması nedeniyle rücu alacağına dair başlatılan —- İcra Dairesi’nin—–Esas sayılı takibe vaki davalı itirazının iptali davasıdır.
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —başvuru tarih ve sayılı, —-karar tarih ve sayılı kararı incelendiğinde, başvurucunun—-sigorta şirketinin —– olduğu, uyuşmazlığın eldeki dava konusu olaya ilişkin olduğu, sigorta Tahkim Komisyonu tarafından aşağıdaki şekilde karar verildiği görülmüştür:
İtiraz Hakem Heyeti’nin—-itiraz tarih ve sayılı, —– karar tarih ve sayılı kararı incelendiğinde sigorta şirketinin itirazının reddine karar verildiği görülmüştür, kararın Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin—- Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
—- İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibi incelendiğinde, takibin anılan sigorta tahkim komisyonu kararına dayalı ilamlı icra takibi olduğu, davacının 11/10/2022 tarihinde 415.000,00 TL, 14.10.2022 tarihinde de 121.279,70 TL ödeme yaptığı görülmüştür.
—-Ağır Ceza Mahkemesi’nin —– Karar sayılı ilamı incelendiğinde “Sanık —– kaza öncesi alkollü olmadığını, kaza sonrası yaklaşık 150 metre ileride park alanında durduğunu, etraftakilerin tepki göstermesi ile panikleyip aracı ile uzaklaştığını ve 4 adet bira içmek suretiyle alkol aldığını, kaza öncesi ailevi problemler nedeni ile dalgın olduğunu, havanın karanlık oluşu, arıza yapan aracın bulunduğu yerde yeterli önlemlerin ve aydınlatımanın olmayışı nedeni ile kazanın meydana geldiğini savunmuş ise de; Sanığın kazadan yaklaşık 2 saat sonra yakalanarak alkol muayenesine tabi tutulduğu ve 304 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, kazayı gören tarafsız tanık —-olaya ilişkin görgüye dayalı anlatımları, kaza sonrası sanığın kullandığı aracı takip ederek park alanında yanına geldiğinde hareketlerinden ve kokusundan alkolü olduğu yönündeki beyanları gözetildiğinde sanığın kazadan hemen sonra aracı durduğunda alkollü olduğunun sabit olması nedeniyle kaza sonrası alkol aldığı savunmasına itibar edilmemiş, kazadan 2 saat kadar sonra 304 promil alkollü olan sanığın kaza anında en düşük ihtimalle 30 promil daha yüksek alkollü miktarda olduğu ve kaza öncesi yüksek oranda alkol almış olduğu kanatine varılmıştır. — İhtisas Dairesinin alkolün kişiyi etkilemesi hususundaki tıbbi değerlendirme ve görüşü itibari ile 100 promil üzeri alkol almış olan kişilerin muhakkak suretle hal ve hareketlerinin etkileneceği, reflekslerinin yavaşlayacağı, 100 promil üzeri alkol almış olan her kişinin bu etki altında kalacağı yönündeki tıbbi tespiti gözetildiğinde sanığın alkolün etkisi altında iken araç kullandığı ve alokün etkisi nedeniyle görüş, refleks ve düşünsel olarak yetersiz durumda olduğu halde bu hususu bilerek araç kulandığı sabit olmuştur. Yine tanık—- kendi aracıyla 80-90 km hızla seyir halinde iken sanığın yanından hızlı biçimde geçerek ilerlediği, bu aracın hızının takriben 120 km civarında olduğu, oysaki kaza mahallinde araç hızının yerleşim birimi olması nedeni ile 70 km olarak belirlenen standartların da üzerinde olduğu, Sanığın aşırı derecede alkollü vaziyette iken sevk ve idaresindeki araca binerek aracı kontrol edebilme refleks ve yeteneğine sahip olmadığı bir durumda ve makul sayılacak hızın üzerinde hareket etmek sureti ile aracı kullandığı, yaralanan mağdurlar ve tanıkların anlatımlarından emniyet şeridinde arıza nedeni ile duran, gerekli güvenlik önlemleri alınmış aracı tamir etmekte olan maktul ve yanında bulunan —-çarpmak suretiyle kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, meydana gelen kaza neticesinde—– basit tıbbi müdehale ile iyileşir biçimde yaralandığı ve şikayetçi olduğu, —– ise çarpma neticesi meydana gelen yaralanma sonunda öldüğü, tanık beyanları,maddi olaya uygun alınan bilirkişi raporu, kaza mahalli tespitleri, otopsi tutanağı ve—- raporu ile somut olayın sübut bulduğu kanaatine varılmış olup Sanığın almış olduğu aşırı derecdeki alkolün etkisi altında hal ve hareketlerini kontrol edebilme yetisini alkol nedeni ile kaybetmiş olmasına rağmen, mevcut hali ile yönetemeyeceği bir hızda bilerek ve isteyerek araç kullanmak suretiyle hareket etmesi eyleminin, sanık sonucun meydana gelmesini istemese bile öngörebilecek bir konumda olarak davranması ve kazanın alkolün etkisi sonucu kusurlu hareket neticesi meydana gelmiş olması nedeniyle sanığın bilinçli taksir ile hareket ettiği ve kusurlu eylemi ile bilinçli taksirle bir kişinin ölümü, bir kişinin yaralanmasına sebebiyet vermiş olması, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın sabıkasında yer alan trafik güvenliğini tehlikeye düşürücü suçlardan dolayı birden çok kez ceza almış olması, aynı tür eylemi ısrarlı biçimde işlemesi gözetilerek teşdiden ve bilinçli taksir nedeni ile cezasında artırım yapılmak sureti ile cezalandırılmasına, sanığın ısrarlı suç işleme eğilimi, cezanın etkinliği gözetilerek hürriyeti bağlayıcı cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına, aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.” gerekçeleriyle mahkumiyet hükmü verildiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 204/1. Maddesi uyarınca “İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesi uyarınca “(1)Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. (2)Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” Yasa hükmü bu şekilde olmakla birlikte ceza mahkemesi tarafından tespit edilen maddi vakıalar ve olayın gerçekleşme şekline ilişkin vakıalar hukuk hakimini bağlar niteliktedir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4/2 ve 3(c) ve (f) maddesi uyarınca “(…) (2)Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasınısağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. (3)Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
(…) c)Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, (…) f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın, davacıya —– numaralı zmms ile sigortalı bulunan —– plakalı aracın karıştığı 27/01/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle, dava dışı zarar görenlere Sigorta Tahkim Komisyonu—- Esas sayılı hükmüne dayalı olarak—-. İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı icra dosyası kapsamında 11.10.2022 tarihinde 415.000,00 TL, 14.10.2022 tarihinde de 121.279,70 TL olmak üzere toplamda 536.279,70 TL ödeme yapan davacının, dava dışı araç sürücüsü ——kaza sırasında alkollü olması ve bunun tespit edilmesini engellemek amacıyla olay yerinden ayrılması nedeniyle rücu alacağına dair başlatılan—-. İcra Dairesi’nin —- Esas sayılı takibe vaki davalı itirazının iptali davası olduğu, dava konusu olayın —- Ağır Ceza Mahkemesi’nin —–Esas ve —- Karar sayılı ilamı ile ne şekilde gerçekleştiği hususunun tespit edildiği ve sabit olduğu, ilamda tespit edilen vakıaların mahkememizi bağladığı, buna göre zararın sigortalı —- plakalı aracın sürücüsü —-aracı alkollü olarak kullandığı, zarara salt alkolün etkisiyle yol açıldığı, yine sürücünün bu durumunun tespitini engellemek için olay yerini terk ettiğinin de sabit olduğu, bu sebeple davacının davalıya yönelik rücu talebinin şartlarının oluştuğu, yine her ne kadar davalı tarafından aracın uzun süreli kiraya verilmiş olması nedeniyle sorumlu bulunmadığı savunulmuş ise de, davacının davalıya karşı rücu talebinin davalının işleten olmasından değil, sigorta ettiren olmasından kaynaklandığı, davalının sigorta ettiren sıfatıyla rücu alacağından sorumluluğun bulunduğu, yine rücua konu tazminatın miktarının da Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —-başvuru tarih ve sayılı—-karar tarih ve sayılı (İtiraz Hakem Heyeti’nin —-itiraz tarih ve sayılı, —– karar tarih ve sayılı kararı ve Yargıtay—– Hukuk Dairesi’nin — Esas ve—– Karar sayılı ilamı ile kesinleşmiş) kararı ile sabit olduğu, davacının ödeme tarihlerinden itibaren takip tarihine kadar ticari faiz talep edebileceği, bu kapsamda davacının 11/10/2022 tarihli 415.000,00 TL ödeme yönünden 25.968,77 TL (Faiz İşletilen Süre: 5 ay 5 gün, Faiz İşletilen Tutar: 415.000,00 TL Faiz Oranı: %6,2575342465753 Faiz Tutarı: 25.968,77 TL Ödenecek Toplam Tutar: 440.968,77 TL Bilgi: 11.10.2022 ve 01.01.2023 arasındaki 82 gün için yıllık %17,25 faiz uygulanarak %3,8753424657534 01.01.2023 ve 16.03.2023 arasındaki 74 gün için yıllık %11,75 faiz uygulanarak %2,3821917808219 olmak üzere toplam %6,2575342465753 faiz uygulanmıştır), 14.10.2022 tarihli 121.279,70 TL ödeme yönünden 7.417,17 TL (Faiz İşletilen Süre: 5 ay 2 gün Faiz İşletilen Tutar: 121.279,70 TL Faiz Oranı: %6,1157534246575 Faiz Tutarı: 7.417,17 TL Ödenecek Toplam Tutar: 128.696,87 TL Bilgi: 14.10.2022 ve 01.01.2023 arasındaki 79 gün için yıllık %17,25 faiz uygulanarak %3,7335616438356 01.01.2023 ve 16.03.2023 arasındaki 74 gün için yıllık %11,75 faiz uygulanarak %2,3821917808219 olmak üzere toplam %6,1157534246575 faiz uygulanmıştır) temerrüt faizi talep edebileceği, bu kapsamda davacının takip öncesine ilişkin temerrüt faiz talebinin hukuka uygun olduğu (davacı tarafça daha düşük miktarda faiz talep edilmiştir), alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle likit olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —-. İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (559.339,73 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 38.208,49 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 6.755,43 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 31.453,06 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 6.960,93 TL dava açma masrafı ve 35,00 TL posta masrafından ibaret 6.995,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (559.339,73 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 84.307,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.