Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/292 E. 2023/853 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/292
KARAR NO : 2023/853

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 24/04/2023
KARAR TARİHİ : 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket olan —-(Bundan böyle kısaca “——” olarak anılacaktır.), elektrik dağıtım lisansı kapsamında faaliyette bulunmakta olup, sorumluluk alanı genelinde ana hedefi olan sürdürülebilir ve kaliteli enerji sağlamak adına tüketicilere kaliteli ve kesintisiz enerji sağlamaya ilişkin faaliyetleri tabi olduğu mevzuat hükümleri doğrultusunda yürütmekte olduğunu, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. maddesi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12.09.2012 tarih ve 4019 sayılı Kararı uyarınca, Elektrik Piyasası’nda dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiş ve anılan tarih itibariyle Müvekkil Şirket —- ve dava dışı —– (Bundan böyle kısaca “—–” olarak anılacaktır.) olarak hukuki ayrışma, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. Ve 20. Maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 159 ve devamı maddelerinde yer alan kısmi bölünme yöntemi ile ve külli halefiyet ilkesi uyarınca sağlandığını, 02.11.2013 tarih ve —– sayılı —— yayımlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinde;“Dağıtım şirketi : Belirlenen bir bölgede elektrik dağıtımı ile iştigal eden tüzel kişi , Görevli tedarik şirketi : Dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin hukuki ayrıştırması kapsamında kurulan veya son kaynak tedariği yükümlüsü olarak Kurul tarafından yetkilendirilen tedarik şirketi, Perakende satış hizmeti : Görevli tedarik şirketleri tarafından, elektrik enerjisi ve/veya kapasite satımı dışında, tüketicilere sağlanan faturalama ve tahsilat hizmetleri ile tüketici hizmetleri merkezi aracılığıyla verilen hizmetleri,” olarak tanımlandığını, dava dışı —-, elektrik perakende satış hizmeti sunmakla, Müvekkil Şirket—– ise kendi coğrafi bölgesinde elektrik şebekesinin kurulması ve işletilmesi ve bu minvalde elektrik dağıtım hizmeti sağlamakla yükümlü olduğunu, davalının—- numaralı tesisatına kayden elektrik enerjisi kullanmakta olup, Müvekkil Şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde, 14.11.2022 tarihinde —- No’lu tutulan kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı ile davalının perakende satış sözleşmesi / ikili anlaşma olmaksızın “dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak” elektrik enerjisi tüketimi yaptığı tespit edildiğini, kaçak elektrik tahakkuk hesap detayı incelendiğinde davalının 17.10.2022 14.11.2022 tarihleri arasında kaçak elektrik kullandığının görüleceğini, yapılan kontrolde EPDK tüketici hizmetleri yönetmeliğinin ilgili maddelerine aykırı hareketle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiş olup davalının elektriği kesilerek 14.11.2022 tarihinde mühürlendiğini, borçlu hakkında —–Tahakkuk Belge Numaralı 16.568,50 TL bedelli fatura düzenlendiği tespit edilmiş olup, toplamda 16.568,50-TL tutarındaki faturalar ve gecikme faizleri olmak üzere 16.894,35-TL’nin tahsili maksadıyla müvekkili şirketin davalı aleyhine işbu huzurdaki davanın konusu —–İcra Dairesi’nde —– Esas sayısına kayden ilamsız icra takibi başlattığını, ne var ki davalının işbu icra takibine yönelik itiraz etmiş olup işbu haksız ve kötü niyetli itirazın bertaraf edilmesi maksadıyla huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiğini, belirterek davalarının kabul edilerek davalı tarafça —- İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle İİK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan bedelin %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava itirazın iptali talebine ilişkindir.Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri ara- sındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re’sen incelenir.Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava konusu uyuşmazlık yukarıda sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davacı tacir ise de, davalı hakkında yapılan tacir araştırması neticesinde davalının tacir olmadığı anlaşıldığından abonelik her ne kadar ticarethane görülse de davalı tacir olmadığından davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine, dosyanın—–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı.)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi.