Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/244 E. 2023/737 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/244
KARAR NO : 2023/737

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Mahkememiz —— Esas sayılı dosyasından tefrik olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 22.01.2017 tarihinde davalılardan —-sürücüsü, —-maliki ve diğer davalı—- trafik sigortacısı olduğu —– plakalı araç önünde giden —- plakalı araca arkadan çarptığını,—- plakalı aracın da çarpmanın şiddetiyle orta şeride savrulduğunu ve orta şeritte seyreden müvekkili şirkete —-numaralı Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ve —- ait —–plakalı araca çarptığını, sonrasında —–plakalı aracın en sol şeride savrularak sol şeritte seyreden —–plakalı araca ve oradan da sağ şeride savrularak bu şeritte seyreden—- plakalı araca çarptığını, davaya konu kaza davalıların maliki, sürücü ve sigortacısı olduğu —- plakalı aracın —— plaka sayılı araca arkadan çarpmasıyla meydana geldiğinden davalı tarafın kazanın meydana gelmesinde 44100 kusurlu olduğunu, her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında müvekkili şirketin sigortalı —-plakalı araç sürücüsüne takip mesafesini koruyamadığı gerekçesiyle kusur atfedilmiş ise de bunun kabulünün mümkün olmadığını, zira kazanın oluş şekli dikkate alındığında —- plakalı aracın—- plakalı araca çarpması sonucunda bu aracın savrularak müvekkili şirkete sigortalı —- plakalı araca çarpması nedeniyle —–plakalı araç sürücüsüne kusur yüklenmesinin düşünülemeyeceği, kusur belirleme uzmanlarınca tanzim olunmuş ekte sunulu kusur tespit formunun da aynı doğrultuda olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili şirkete sigortalı —– plakalı aracın pert total hale geldiğini, müvekkili şirketçe 22.02.2017 tarihinde sigortalısı araç malikine 60.000,00-TL ödendiğini, aracın hasarlı şekilde 15.580,00-TL bedelle satıldığını, hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkili şirketin 6102 Sayılı TTK’ nun 1472. Maddesi uyarınca sigortalısının kanuni halefi durumuna geçtiğini, davalı tarafça, 44.420,00-TL bakiye hasar bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğinden işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, davalılardan —–, kazaya sebebiyet veren —– plakalı aracın trafik sigortacısı olup hasardan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, —–plakalı aracın olayda tam kusurlu olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 44.420,00-TL tazminatın ödeme tarihi olan 22.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte (davalı—– teminat limiti ile sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile —– plakalı aracın üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için trafik kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyatı tedbir konulmasına karar verilmesini, talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davacı vekilinin müvekkili şirketin davaya konu kazada hukuki sorumluluğu olduğuna dair iddiaları tamamen haksız ve mesnetten yoksun olduğunu, dava konu kazaya karışan —-plaka sayılı aracın, 18.05.2016 tarihinde imzalanmış olan Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi (“Sözleşme”) kapsamında —–) kiralanıp, bu firmaya teslim edildiğini, müvekkili şirketin sürücüyü istihdam eden ve/veya aracı işleten sıfatını haiz olmadığını, müvekkili şirketin, söz konusu aracın maliki olup, yukarıda anılan kiralama sözleşmesi sonucu bu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüğünü ifa etmek amacıyla davaya konu aracı kiracı —– hâkimiyetine teslim ettiğini, davalı sürücünün 96100 kusurlu olduğunun kayıtsız şartsız kabulü mümkün olmayıp somut olaya karışan diğer araçlar yönünden de kusur incelemesi yapılması gerektiğini, huzurdaki davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün —-plaka sayılı araca arkadan çarparak savrulmasına neden olduğunu ve —– plaka sayılı aracın —– plaka sayılı araca çarpmasına yol açarak hasara neden olduğunu ve işbu kazanın gerçekleşmesinde 40100 kusurlu olduğunu —– pîaka sayılı aracın asgari takip mesafesini koruyamaması nedeniyle hasara uğradığını, somut olayda davacının sigorta teminatı altına almış olduğu araca çarpan aracın, müvekkili şirketin maliki olduğu araç değil —– plaka sayılı araç olduğunu, gelinen noktada başta sigortalı araç sürücüsü olmak üzere kazaya karışan tüm araçlar yönünden kusur tespiti yapılması gerektiğini, somut olayda davacının ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartların gerçekleşmediğini beyan ile, davanın esasına girilmeksizin, müvekkili şirketin pasif husumetinin bulunmaması nedeniyle davanın müvekkili şirket yönünden reddini, davanın, HMK 61 madde hükümleri uyarınca —– plaka sayılı aracı kiralayan —–Şirketi’ne ihbarını, usule ilişkin itirazların reddedilmesi ve davanın esasına girilmesi durumunda haksız ve mesnetsiz açılmış davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini, talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—–. İcra Dairesi’ne müzekkere yazıldığı görüldü.
—— Kurumunun 21/04/2022 tarihli raporunda özetle;

“SONUÇ:
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü —–%50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
B)-Sürücü —–, %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizin —- Esas sayılı asıl davasında, bu davanın davalısı —— yönünden, davalının iflas etmiş olması, bu sebeple davanın onun yönünden ikinci alacaklılar toplanmasının yapılmasından sonra on güne kadar duracak olması ve ikinci alacaklılar toplantısının uzun süre yapılamamış olması (hüküm tarihi itibariyle hala yapılmamış olması) nedeniyle, davanın diğer davalılar yönünden sürüncemede kalmaması amacıyla tefrik kararı verilmiş, tefrik neticesinde dava Mahkememizin —-Esas numarasını almıştır.Eldeki dava 22/01/2017 tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının araç malikine karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.Davalı … tasfiyesinin—-. İflas Dairesi’nin—–İflas sayılı dosyası üzerinden gerçekleştirildiği tespit edilmiş, anılan dosya UYAP üzerinden eldeki dava dosyasına iliştirilmiş, anılan dosya incelendiğinde davalı şirketin iflas dosyasında ikinci alacaklılar toplantısının 02/05/2023 tarihinde yapılmış olduğu görülmüştür.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendi-sine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, Mahkememizin —–Esas sayılı davasında da tespit edildiği üzere “—- ile asıl dava davalısı —–arasında 18/05/2016 tarihli uzun dönem araç kiralama sözleşmesi bulunduğu, sözleşme incelendiğinde bunun niteliği itibariyle de uzun dönem araç kiralama sözleşmesi olarak kabul edilebileceği, sözleşmede işleten sıfatının kiracıya ait olduğunun da düzenlendiği, yine sözleşmene kapsamında kesilen faturaların da taraflarınca Vergi Dairesi’ne bildirildiği, bu sebeple sözleşmenin varlığı ve sağlığı hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, yine dava konusu 22/01/2017 tarihli trafik kazasının sözleşmenin devamı sırasında ve aracın davalı —– zilyetliğinde iken gerçekleştiği, bu sebeple işleten sıfatının aracın maliki olan esas dava davalısı —- değil, birleşen dava davalısı—-olduğu”, anılan sebeple davalı Tasfiye Halinde —–Şirketi’nin dava sebebi 22/10/2017 tarihli trafik kazası sebebiyle sorumluluğunun (pasif husumetinin) bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.