Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/237 E. 2023/676 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/237
KARAR NO : 2023/676

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/10/2014
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının—-unvanlı şirketten satın aldığı 6 parça makinenin —- karayoluyla oradan da — denizyoluyla taşınması konusunda —nolu davalı —- ve/veya onun acenteliğini yaptığı diğer davalılarla anlaşıp taşıma sözleşmesi akdettiğini, sözleşmeye konu makinelerin 4 adedinin davacıya anlaşma şartlarına uygun bir şekilde sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, ancak 2 adedinin karayolu taşıması sonucunda tahliye edilirken hasarlandığını, bu yüzden hasarlı makinelerin gemiye yüklenmeyip limanda bırakıldığını, davalı acentenin hasarlı makinenin sigorta işlemlerine başlandığını bildirdiğini, ancak davalılarla akdedilmiş olan sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle davacının toplam 110.000,-Euro zarara uğradığını ve bu konuda ısrarlı taleplerine rağmen zararın giderilmesi çabalarının sonuçsuz kaldığını, ayrıca anlaşma şartlarına uygun bir şekilde davacıya teslim edilemeyen hasarlı 2 makinenin —- arası karayolu taşıma işi için ödenen 9.652 Euro taşıma ücretinin de davalılar tarafından davacıya iade edilmesi gerektiğini öne sürmek suretiyle takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve 119.682,-€. tutarındaki alacağın 3095 SK. md.4/a’ya göre işletilecek döviz faizi ile birlikte tahsiline ve borçlunun aleyhine %40’tan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı derdest davanın dayandığı icra takibine konu ettiği alacağını tahsil edebilmek için davalılar aleyhine ikame ettiği itirazın iptali davasını TTK. md.1067’de öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süreye riayet etmeden, taşımanın tamamlandığı tarihten yaklaşık 2 yıl sonra açtığından davanın reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacının sözünü ettiği taşıma sözleşmesini tüzel kişiliği itibariyle hangi davalıyla yaptığını da açıklaması icap ettiğini, davalıların deniz taşıması işi yaptığını, kara taşıması ile ilgilerinin bulunmadığını, davacının talebine konu ettiği hasarın ise deniz yolu taşıması başlamadan önce meydana geldiğini, bu durumda sadece denizyolu taşıma işi ile iştigal eden davalılara mesuliyet yüklenemeyeceğini, acenteye ise ancak izafeten dava açılabileceğini, somut olayda olduğu gibi doğrudan dava açılmasının zaten mümkün olmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zararın afakî olduğunu, likit olmayan alacak için icra inkâr tazminatı da istenemeyeceğini belirterek davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle taşıma akdinin ihlali nedeniyle uğranılan zararların tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf vekillerinin 13/07/2023 tarihli duruşma öncesi sundukları mazeret ve beyan dilekçesi ile sulh olduklarını, karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri görüldü.Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Taraf vekillerinin beyan dilekçeleri ile tarafların sulh oldukları, vekaletnamelerinde de sulh yetkisinin bulunduğu iş bu davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinden vazgeçtiklerinden bu hususlarda da karar verilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 2.765,10-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 2.585,2‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.