Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/192 E. 2023/253 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/192 Esas
KARAR NO : 2023/253

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2023
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin,——pafta, ——-ada,.—- parselde tapuda kain taşınmaz üzerinde bulunan ——Bulvarı No——deki dairesinin ——ili—— ilçesinde 06/02/2023 tarihinde saat:13:24 de meydana gelen depremlerde yıkıldığını ve enkaz haline geldiğini, müvekkiline ait dairenin 06/02/2023 tarihinde ——– saat:04:17 de meydana gelen depremde hasar görmediğini, ancak müvekkilinin bu depremden sonra tedbirli olması gerektiğini düşünerek 06/02/2023 tarihinde ——merkezli depremden yani saat:13:24 den önce——– poliçe numarası ile sigortaladığını, poliçede müvekkilinin dairesinin hasarsız olduğunun açıkça belirtildiğini, ayrıca poliçenin sigorta şirketinin genel merkezi tarafından da onaylandığını, bunun üzerinde müvekkilinin poliçe bedelini ödeyerek poliçesini teslim aldığını, 06/02/2023 tarihinde saat:13:24 de meydana gelen depremde müvekkilinin gayrimenkulünün yıkılıp enkaz haline geldiğini, buna ilişkin —— Hasar Tespit Sorgulama ve İtiraz İşlemleri yıkım listesinin dilekçe ekinde olduğunu, müvekkilinin bunun üzerinde sigortaya zararlarının giderilmesi için başvurduğunu, ancak davalı tarafından bilime aykırı olacak şekilde hasarın ilk deprem ile ilişkilendirilerek müvekkilinin zararlarını giderme talebini yazılı olarak ve ara buluculuk sürecinde de reddedildiğini, bütün bilim insanları ve ——müdürlüğünün 06/02/2023 tarihinde saat:13;24 de meydana gelen —— depreminin müstakil başka bir fay hattında meydana geldiğini tespit ettiklerini ve ilan ettiklerini, buna rağmen davalının anlaşılmaz bir şekilde bu iki depremi aynı deprem gibi değerlendirme çabasının bilimsel ve hukuki olmadığından bahisle davalarının kabulü ile, adli yardım taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 512.712,00 TL Maddi Tazminatın 06/02/2023 tarihinde itibaren işleyecek ticari faizle beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava; zorunlu deprem sigorta poliçesi kapsamında sigorta bedeli talebine ilişkindir.
Davacı tarafça mesken olarak kullanılan dairenin sigortalı olduğu dönemde yaşanan depremde yıkıldığından bahisle poliçe kapsamında sigorta bedeli talep edilmektedir.28.11.2013 tarihli ——yayınlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesinde, söz konusu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü maddede ise tüketici işlemi tanımlanmış, mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifadelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketi ve tüketiciler arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan her türlü ilişkinin tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça göstermektedir.
Ayrıca aynı yasanın 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. maddede düzenlenmiştir. Dava tarihinde yasa yürürlüktedir. 6502 sayılı yasa kapsamında taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olup tüketici mahkemeleri görevlidir. Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerektiği, mutlak ticari davaların 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalar olduğu, nispi ticari davaların ise her iki tarafın tacir ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalar olduğu, görev hususunun 6100 sayılı HMK’nun 114 (1) c) maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı, emsal ——-Karar sayılı kararı da dikkate alınarak ve somut olayda sigortalanan yapının kullanım şeklinin mesken olduğu, davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisinin tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu, görevin dava şartı olduğu yargılamanın her aşamasında değerlendirilebileceği göz önünde bulundurularak açılan davanın görev nedeni ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan HMK 114 (1) c) maddesi delaletiyle HMK 115 (2) maddesi gereğince davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli ——-NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
5-Adli yardım talebinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
6-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.