Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/153 E. 2023/201 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/153 Esas
KARAR NO : 2023/201

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/03/2023
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 17/11/2016 tarihinde—– Noterliğinin —-sayılı Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi ile —– tek ortağı ve müdürlü konumuna geldiğini, söz konusu devir sözleşmesinin müvekkilinin iradesi sakatlanarak gerçekleştirildiğini, müvekkiline iş ve sabit gelir vaat edilerek limited şirket devir sözleşmesi imzalatıldığını, ancak şirketin sicilde kayıtlı gösterilen adreslerde faaliyette olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin söz konusu şirketteki ortaklığının kanunda belirtilen asgari ortak sayısını sağlamak amacıyla kağıt üzerinde var gözüken ancak şirketle fiilen bağı bulunmayan ve gerçekte sermaye ortağı olmayan konumunda olduğunu, uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarının mevcut olmadığını, müvekkilinin söz konusu şirketle fiili bağı bulunmaması ve şirket karar defterlerine erişememesi nedeniyle şirket genel kurulunun toplanamadığını, limited şirketin ortaklık mevcudu kalmadığını, şirket ortaklığından ayrılmak isteyen müvekkilinin şirket karar defterlerine erişemediği için genel kurul kararı ile şirketin tasfiyesi yoluna gidilemediğini, öncelikle TTK hükümleri uyarınca müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirkete ilişkin ilan olunan tüm —— nüshaları çıkartılmış, davacının şirketin tüm hisselerine sahip olduğu ve şirketi temsile yetkili tek müdür olduğu görülmüştür.
DAVANIN TESPİTİ, DAVA ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ :
Dava, haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Çıkma ve çıkarılma Genel olarak başlıklı 638 nci maddesi “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” ve Sona Erme ve Ayrılma Sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları başlıklı 636 ncı maddesi “(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. (5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü düzenlemiştir. Davacı, davalı limited şirketin tek ortağı olup bir davada hem davacı hemde davalı aynı kişi olamaz. Davacı tarafın haklı sebeple ortaklıktan çıkma talep etmesi karşısında davayı ortak olan kendisine karşı açamayacaktır. Bir başka husus da davacının tek ortak olması sebebiyle çıkma kararı verilmesi halinde bu durumun fiilen şirketin feshi anlamına gelmesidir. Dosya içerisinde bulunan şirketin sicil kaydında şirketin tek ortaklı bir limited şirket olduğu, TTK’nın 636.maddesi gereğince şirketin Genel Kurul Kararı ile sona erebileceği, böylece fesih ve tasfiye aşamasına geçebileceği anlaşılmaktadır. TTK’nın 636/3 maddesi gereğince şirketin haklı nedenlerle feshinin istenebilmesi için haklı nedenlerin şirket ortakları arasında ortaklığın çekilmez hale getirmek üzere husumet oluşturulması, şirketin işleyiş yönetim ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmemesinin süreklilik kazanması, davacıların şirketten dışlanması, şirket yöneticilerin kişisel menfaatleri sonucu şirketi borca batık hale sürüklemeleri, şirkete ihanet etmeleri Genel Kurulun kanuna aykırı şekilde toplantıya çağırmaları, şirket amacının gerçekleşmesinde ekonomik ve hukuki imkansızlık kanun, esas, sözleşme ve Genel Kurul kararlarının yerine getirilmemesi şirketin ciddi bir faaliyetin uzun bir süre boyunca gerçekleşmemesi ve şirketin çalışamaz hale getirilmesinin olabileceği anlaşılmaktadır. HMK’nın 114 ve 115. maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararın dava şartı olduğu, dava şartının mahkemece her aşamada değerlendirilmesi gerektiği, davacının tek ortak olduğu şirketin alacağı bir karar ile fesh edilerek tasfiye aşamasına girebileceği göz önüne alındığında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ——- tarafından açılan işbu davanın, HMK’nın 114 (1) h) maddesi uyarınca “hukuki yarar yokluğu nedeniyle” USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.