Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/14 Esas
KARAR NO: 2023/1095
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2023
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Müvekkili ile davalı arasında anlaşma imzalandığını ve bu anlaşma uyarınca ilgili yazılımların müvekkili şirket bünyesinde kullanımını sağlayacağını ve müvekkilinin de buna karşılık KDV dahil 8.500,00 TL ödemede bulunacağını, davalı tarafından anlaşma gereğince 8.500,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, müvekkilinin fatura bedelini ödediğini ancak davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin başka yazılım firmasından hizmet alındığını, davalıdan karşılığını alamadığı bedelin kendisine iadesi için yasal yollara başvurduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulünü, fatura kapsamında gerçekleştirilen 8.500,00 TL ödemenin ödeme tarihi olan 14/07/2022 tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin hizmet gereği edimlerini yerine getirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamındaki hizmetin ——- müşterilerine kiralanması hizmeti olduğunu, özel bir yazılım ya da yazılım geliştirme/özelleştirme hizmeti olmadığını, bunun eser sözleşmesi değil, yazılım/hizmet kiralama sözleşmesi olduğunu, davacının basiretli tacir olarak ürünü incelediğini, ihtiyaçlarını karşılayacağına kanaat getirdiğini, sistemin hazır hale getirilmesinden ve müvekkilinin yükümlü olmamasına rağmen ——– kapsamında müşteri memnuniyet adına yapmış olduğu geliştirmelere karşın haksız gerekçelerle iade talebinde bulunduklarını savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME:
——- Vergi Dairesi Müdürlüğü, ——- Vergi Dairesi Başkanlığına müzekkereler yazıldığı görüldü. Mahkememiz tarafından alınan 19/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalının, 18.07.2022 tarihli e-posta da davacıya e-ticaret sisteminin kurulum işleminin tamamlandığını bildirdiği ve gerekli dokümanları davacıya ilettiği, davalının sunmuş olduğu ——- kayıtlarının, kurulumun yapılmış olduğu tarih olan 18.07.2022 tarihinden 24.05.2023 tarihine kadar olduğu, İncelenen ———kayıtlarında davacının admin olarak sisteme ilk olarak 18.07.2022 tarihinde girdiği, son olarak 24.05.2023 tarihinde girdiği, ——— kayıtları üstünden yapılan incelemede davalının dava konusu hizmeti davacıya sunmuş olduğu, sözleşme konusu hizmetin sistemin kurulumunun tamamlanması ve müşteriye kullanıcı adı ve şifre bilgilerinin girilmesi ile yükümlülüğünü tamamladığı tespit edildiğinden , davacının davalıdan dava konusu yapılarak talep edilen fatura kapsamında gerçekleştirilen 8.500-TL ödemeyi talep edemeyeceği ” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ——— ve ———- yazılımlarının tedariği ve kurulumu sözleşmesi nedeniyle davalıya 14/07/2022 tarih ve ——— numaralı faturaya istinaden 8.500,00 TL ödeyen davacının, davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödediği bedelin iadesine ilişkin açtığı alacak davasıdır. Dava dilekçesi incelendiğinde, davacı vekili tarafından getirilen vakıaların aşağıdaki şekilde olduğu görülmüştür.”Davalı tarafından anlaşmaya dayalı olarak 8.500,00 TL bedelli ve 14/07/2022 tarihli fatura düzenlenmiş ve ekte sunulan görüntüden anlaşıldığı üzere müvekkil tarafından anılan bedel kredi kartı vasıtasıyla ödenmiştir. Ne var ki davalı şirket tarafından yükümlenilen edim yerine getirilmemiş ve müvekkilin mağduriyetine yol açılmıştır. Diğer bir deyişle, davalı şirket basiretli ve özenli bir tacir olmanın gerektiği şekilde davranmamış, edimini yerine getirmeyerek tarafı bulunduğu sözleşmeye aykırı hareket etmiştir. Müvekkil, gazetecilik ve basın yayın sektöründe sürekli faaliyet gösteren bir kurum olduğundan davalının edimi yerine getirmesini daha fazla bekleyemeyerek bir başka yazılım firmasından hizmet almış ancak davalıdan karşılığını alamadığı bedelin kendisine iadesi için yasal yollara başvurmaya karar vermiştir.”Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporu ile aşağıdaki tespitin yapıldığı görülmüştür: ¸Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazının “Öncelikle huzurdaki davada talebimizin Sayın Heyet tarafından hatalı değerlendirildiği kanaatindeyiz. Şöyle ki; bahsi geçen fatura ve içeriği konusunda herhangi bir iddiamız ya da itirazımız bulunmamakta olup uyuşmazlık, bedelin müvekkil şirketçe eksiksiz ödenmesine karşılık davalı tarafça erişimin kusursuz sağlanmamasından ileri gelmektedir. İzah etmek gerekirse; Raporda belirtilenin aksine davalı yan, sözleşmede yükümlendiği edimi tam ve gereği ifa etmemiştir. Zira davalı yan yalnızca bir yazılım hizmeti vermekle değil söz konusu hizmetin kusursuz ve kullanılabilir olmasını da sağlamakla yükümlüdür. Halbuki dosyada mübrez ve taraf şirketlerin yetkilileri arasında geçen görüşmelerden de açıkça anlaşıldığı üzere davalı firmanın kurulumu gerçekleştirmesi sonrasında siteye giriş, çıkış, üyelik aktivasyon, ödeme şekilleri gibi noktalarda teknik aksaklıklar gündeme gelmiş buna rağmen davalı firma kurulum sonrasında çıkan bu teknik problemleri gidermemiştir. Haliyle bu takdirde tam ve eksiksiz ifadan söz etmek mümkün değildir.” şeklinde olduğu görülmüştür. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taraflar arasındaki ——- ———- yazılımlarının tedariği ve kurulumu sözleşmesi nedeniyle davalıya 14/07/2022 tarih ve——– numaralı faturaya istinaden 8.500,00 TL ödeyen davacının, davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödediği bedelin iadesine ilişkin açtığı alacak davası olduğu, taraflar arasında sözleşme bulunduğu ve bu kapsamda davacının davalıya 8.500,00 TL ödediği hususunda çekişme bulunmadığı, çekişmenin davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirip getirmediği yönünde olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporu ile davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin tespit edildiği, bu sebeple davacının ödemesinin ifa niteliğinde olduğu ve sözleşme ilişkisinin ifa ile sona erdiği, davacının sözleşmeyi geçerli bir dönme beyanıyla sonlandırdığına ilişkin bir iddia ve delil bulunmadığı, her ne kadar davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde uyuşmazlığın yanlış anlaşıldığı ileri sürülmüşse de, -yukarıda ortaya konulduğu gibi- dava dilekçesinde davacının davalının edimi yerine getirmediğini ileri sürdüğü, bunun anlamının davalının sözleşmeden kaynaklanan eser imal edip teslim etme borcunu yerine getirmediği şeklinde olduğu, davacının ayıp iddiası var ise bunu açıkça ileri sürmesi gerektiği, zira taraflarca getirilme ilkesi gereğince (HMK 25) hâkimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve yine HMK 194 uyarınca tarafların, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmaları gerektiği, davacının dava dilekçesinde edimin yerine getirilmediğini iddia ettikten sonra bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde edimin gereği gibi yerine getirilmediğini (ayıplı ifa edildiğini) iddia etmesinin iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi niteliğinde olduğu, davalının buna açıkça muvafakat etmemiş olması nedeniyle bu vakıanın eldeki davada tartışılamayacağı, davacının sözleşme kapsamında ödediği eser bedelinin iadesini isteyebilmesinin (geçerli bir dönme beyanı bulunmaması nedeniyle) yasal bir dayanağı bulunmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 25,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (8.500,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 8.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilmesi gereken 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 07/12/2023