Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/132 E. 2023/164 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/132 Esas
KARAR NO: 2023/164
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2023
KARAR TARİHİ: 27/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının müvekkil firma ile davalı banka arasında kurulan kredi sözleşmesine diğer davacı müvekkil de şahsi kefalet verdiğini, yapılan bu kredi sözleşmesi geri ödemesinde, döviz kurlarındaki sert dalgalanmalar ve güncel piyasanın içinde bulunmuş olduğu zor durum mucibinde, davacı firma temerrüde düştüğünü, davalı bankanın —— sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, İş bu icra takibi sonrasında müvekkiller davalı banka ile görüşmelere yaparak ihtara ve takibe konu borcun tasfiyesi konusunda mutabık kalmışlar ve taraflarca 12.11.2021 tarihinde borç tasfiye protokolü imzalandığını, 12.11.2021 tarihli borç tasfiye protokolünün Geri Ödeme Şartlarının eksiksiz yerine getirildiğini, davalının bankaca tahsil harcı ödeneceği söylenerek müvekkilden 854.309,00.-TL de ayrıca tahsil edildiğini, Davalı bankanın vekili bu talebi ile icra dosyasına 854.309,00.-TL haricen tahsil harcını kendi adlarına yatırdığını, davalı vekilinin talebi ve yatırdığı haricen tahsil harcı üzerine ——Haricen tahsil harcının ve başvurma harcının yatırılmış olduğu görülmekle… hacizlerin fekkine, dosyanın haricen tahsil nedeniyle işlemden kaldırılmasına…” karar verilerek dosyanın işlemden kaldırıldığını, dosyaların bu şekilde kapatılması akabinde müvekkillerce yapılan araştırmalar neticesinde, haricen tahsilde harç sorumluluğunun alacağından vazgeçen alacaklı da olduğunu, her ne kadar yapılan borç tasfiye sözleşmesinde bu harç yükümlülüğü kendilerine yüklenmiş olsa da , davalı bankanın kendi yasası gereği tüm harçlardan muaf olduğu yasal düzenlemesi karşısında kendilerinden tahsil edilerek yatırılan bu harcın yatırılmayacağı hukuki gerçeğini öğrenmişlerdir. Müvekkiller davalı banka ile irtibata girerek kendilerinden alınarak yatırılan bu harcın haksız ve hukuka aykırı olduğu, geri iadesi için gerekli işlemlerin yapılarak, iadesinin alınarak kendilerine ödenmesi talep edildiğini. müvekkillerin tüm çabalarına rağmen hiç bir geri dönüş olmaması üzerine, davalı bankaya 22.09.2022 tarihinde reel ve hukuki gerçekleri izah ederek geri ödeme talebini içeren —— nolu ihtarının keşide edildiğini, Davalı banka —- tarihinde verdiği —– yevmiye nolu cevabi ihtarında; “…taraflar arasında yapılan 12.11.2021 tarihli borç tasfiye protokolü çerçevesinde doğacak her türlü masraf, harç ve komisyon sorumluluğunun müvekkillerde olduğu, ihtarımıza konu 854.309,00.-TL nin —– sayılı dosyasına tahsil harcı olarak 16.12.2021 tarihinde yatırıldığı , bu bedelin kredi borç tahsilatı olmayıp, tahsil harcı olarak icra müdürlüğü hesaplarına ödendiği bu nedenle ihtarımıza konu taleplerimizin yerine getirilemediği…” bildirildiğini, Davalı bankanın, 854.309,00.-TLyi kredi borcu olarak tahsil etmediklerini, icra dosyasına harç olarak yatırılan bu bedelin yapılan borç tasfiye protokolü ile müvekkillerde olduğu tekrarına dayanan cevabi ihtarları ile müvekkillerin izah etmeye çalıştığı akabinde ihtarımızla ortaya konulan hukuki gerçekleri görmek istemediği ve müvekkil mağduriyetinin giderme gibi bir düşüncelerinin olmadığı net olarak anlaşılması üzerine Arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, davalı banka vekilleri ile yapılan arabuluculuk sürecinde de yasal düzenlemeler gereği bu harcın ödenmemesi tüm doneleri ile izah edilmesine emsal kararlar sunulmasına rağmen hiç bir şekilde anlaşma yoluna yaklaşılmamış ve sürecin anlaşmama olarak sona erdiğini, davalının ödediği haricen tahsil harcının sorumlusu yasa gereği alacaklı olan davalı banka olduğunu, icra dosyalarının kapatılması için borçluya tanılan haklardan biri olan haricen ödeme, borçlu kimseye icra müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme emri doğrultusunda alacaklı ile borçlu iletişime geçerek belirledikleri bir miktar para üzerinden anlaşmasıyla, borcun icra müdürlüğü dosyasına değil, doğrudan alacaklıya ya da vekiline yatırılması olarak tanımlandığını, borçlu ile alacaklının haricen anlaşması halinde 498 sayılı 492 sayılı Harçlar kanunu 28 gereği; ” İcra Tahsil harcı, İcra takiplerinde Tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenir. Harç alacağı icranın yerine getirilmesiyle doğar. ..” hükmü ile icra müdürlüğünce yapılmayan tahsilatlar üzerinden, diğer bir ifade ile borçlunun haricen yaptığı ödemeler üzerinden tahsil harcı alınmayacağı düzenlemekle birlikte , haricen tahsil durumda alacaklı tarafından haricen ödemenin takip dosyasına bildirilmesi ile Harçlar Kanunun ” icra takibinden vazgeçme” başlığı ile düzenlenmiş olan 23.maddesinin kıyasen uygulanarak harç alınacağını, yasa kuralları ve yargı kararları ile tartışmasız olduğunu, diğer yandan —— de net olarak ortaya konulduğu üzere Harçlar Kanunu 23. Maddesine göre haricen tahsil harcı sorumlusu şerhin kaldırılmasını isteyen alacaklı olduğunu, Davaya konu olayda da, davalının alacaklı banka ile borçlu müvekkiller haricen anlaşarak borcun tasfiyesini yapmış olduklarından, davalı banka icra dosyasına haricen alacağını tahsil ettiğini beyan ederek tahsil harcını ödediğini, Davalı banka vekili tarafından ——sayılı dosyasına “… Dosya borcu müvekkil banka tarafından 15/12/2021 tarihinde haricen tahsil edilmiştir. Tahsil harcının hesaplanmasını ve dosyadan borçluların mal varlıkları üzerine konulan tüm hacizlerin fekkini talep ederim …” şeklinde talep açıldığını, —— sayılı kararı ile de ; takip alacaklısı bankanın sorumlu olduğu vazgeçme harcının alacaklının işlemlerinin harçtan istisna olması nedeniyle alınmasının mümkün olmadığını, somut olarak bir kez daha ortaya koyulduğunu, yasal istisna hakkını kullanmayan bankanın müvekkilini mağdur ettiğini, telafisi imkansız zararına neden olduğunu, Müvekkillerin haciz ve satış baskısı altında borcunu ödemek adına hiç bir anlamda direnme ihtimali bulunmayan şartlarda yaptığı protokol kapsamında harici tahsil harcını da bankaya ödemek zorunda kaldığını, davalı bankanın, kendi sorumluluğunda olan harici tahsil harcını, yasa gereği tüm harçlardan muaf olduğunu bu nedenle harç ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını bilerek, harici tahsilat harç bedelini müvekkillerden alarak icra dosyasına yatırdığını, Davalı bankanın her anlamda hukuki dayanaktan yoksun, harçtan muaf olduğunu düzenleyen kendi kanuna açıkça aykırı işleminden dolayı müvekkilin 854.309,00 TL’lik zarara uğratıldığını ve mağdur edildiğini, yasal düzenlemelerin ve müvekkilin uğradığı zarar davalı bankaya defalarca izah edilmeye çalışıldığını, lakin tüm çabaların karşılıksız kaldığını, bu sebepten dolayı, müvekkilin daha fazla mağdur olmaması adına davalı bankanın haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilden tahsil ettiği 854.309,00 TL nin ödeme gününden itibaren işleyecek en yüksek ticari ile birlikte geri tazminini, açıklanan ve mahkememizce dikkate alınacak sebeplerden dolayı sair yasal tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalı banka tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak haricen tahsil harcı adı altında müvekkillerden alınan, 854.309,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal en yüksek ticari faizi ile ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının, karşı taraf aleyhine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.

GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE SONUÇ:
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı banka tarafından kullandırılan kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Bu kapsamda Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25.11.2021 tarih ve 1232 Karar sayılı kararı ile;
“1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;——On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı…asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına” ve “15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine” karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç), kaynaklanmakta olup, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelen ve ticaret mahkemesinin görev alanına giren işlere bakma görevi —- anılan kararı ile ——Mahkemelerine verildiğinden davaya bakma görevi anılan Mahkemelere aittir.
Bu nedenle işbu dosyanın —– Mahkemelerine tevzi edilmek üzere Hukuk Mahkemeleri —– iadesine karar vermek gerekmiştir.

K A R A R : Yukarıdaki açıklamalar ışığında;
1-İş bu dava dosyasının talebe bakmakla görevli——Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere ——– Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
2-Mahkememiz Esas kaydının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılama giderlerinin ilgili mahkemece hükme bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 27/02/2023