Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/107 E. 2023/611 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/107 Esas
KARAR NO:2023/611
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/02/2023
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ———- tarihinde —— firmasının yetkilisi —arasında sözleşme imzaladığını, —— doğal tereyağı almak için anlaştığını,——- ürün bedeli ve artı olarak 6.000 Dolar nakliye bedeli olmak üzere 100.000 Dolar üzerinden anlaşma sağladığını, bu anlaşmaya istinaden müvekkili, —– depozito ödediğini, daha sonra ——–, çalıştığı firmanın bu kaliteyi yakalayamayacağını ifade ederek müvekkilini ——- götürdüğünü, fakat müvekkilinin gittiği yerde tereyağı ihracatının yasak olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin vermiş olduğu – ——- talep ettiğini fakat geri alamadığını, ardından taraflarınca————- dosya ile icra takibi açıldığını, 27/12/2022 tarihinde borçlu yan tarafından haksız bir şekilde takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, ayrıca ilgilinin itirazda imzaya itirazının bulunmadığını, taraflarınca ekte sunulacak borca itiraz dilekçesindeki imzanın ikrar edildiğini, son olarak anlaşmayı imzalayan tarafların gerçek kişi olduğunu fakat ——– yetkilisi olarak işlem yaptığını, ayrıca ilgilinin ticaret, ihracata yönelik olduğu için ticari iş içermediğini, iş bu vb. adli yardım taleplerinin kabulüne, ———- sayılı dosyaya yapılan itirazın kaldırılmasına ve dosyanın devamına, davalı tarafın aleyhine dosyadaki alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——arasında resmi olarak gerçekleşmiş olduğunu, şahsının ve firmayı tanıştırıp biraraya getirmekten başka bir ilişkisinin bulunmadığını, işbu minvalde husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının ihbar edilenler davayı yönlendirmesi gerekirken taraflarıns açmış bulunduğunu, usul yönünden mahkemenin görevsiz olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, açılan takip ve davanın sebepsiz zenginleşme iddiasına dayandırıldığını, iş bu vb. Nedenlerle öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, icra takibinde alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, nispi ticari davalar da her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmelerine ilişkin olması şartına bağlı tutulmuştur. İşyeri olan her şahsın aynı zamanda tacir olduğu söylenemez. Esnaf olup olmadığının araştırılarak görev hususununu değerlendirmek gereklidir. —————TTK’nin 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü ile anılan Yasa’nın 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, —— çıkarılacak kararnamede gösterilir.” Yine TTK’nın 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamaları gereğince, bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. —— kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1463. maddesine göre,———- ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiştir. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen ——-çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden——– uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekecektir. Dosya kapsamı itibarıyla itiraz edenin faaliyetinin esnaf faaliyetleri sınırında kaldığı, tacir olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, sadece gelir vergisi mükellefi olmasının tacir sayılmasını gerektirmeyeceği, bu nedenle yukarda açıklanan esnaf/tacir ayrımı konusundaki düzenlemeler doğrultusunda değerlendirme yapılmadan…” şeklinde karar verilmiştir.Somut olayda; yazılan müzekkerelere cevap verildiği, davacı ve davalı tarafın gerçek kişi tacir ve esnaf kayıtlarının bulunmadığının bildirildiği görüldü.
Mahkememizce ———- müzekkere yazılarak davacı ve davalının esnaf kaydının olup olmadığı araştırılmış, verilen cevabi yazılarda davacı ve davalı tarafın gerçek kişi tacir ve esnaf kayıtlarının bulunmadığı beyan edildiğinden nisbi yahut mutlak ticari dava niteliğinde olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ———– NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı asilin ve davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.22/06/2023