Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/975 E. 2022/916 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2022/975 Esas
KARAR NO : 2022/916

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01.12.2022
KARAR TARİHİ : 12.12.2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında 03.07.2018 tarihli —— Sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından yer teslimi yapılan işlerin 458 takvim günü olarak belirlenen sözleşme süresi içinde tam olarak müvekkilince tamamlandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki edimlerini tam ve zamanında ifa ettiğini, Sözleşme sonrasında yabancı para biriminde imzalanan sözleşmelerin Türk Lirasına çevrilmesine ilişkin; 85 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ve—–tarafından yayınlanan ilgili tebliğ gereği Sözleşme bedelinin Euro cinsinden olan bölümünün Türk Lirası’na dönüştürülmesi konusunda taraflar arasında 12.10.2018 tarihinde bir Protokol imzalandığını ve bu protokolün 03.07.2018 tarihli sözleşmenin eki olduğunu, Protokolün 2. maddesi gereğince 03.07.2018 tarihli sözleşme bedeli olan 6.270.840 Euro + 5.555.000 TL, Euro kuru 6.0 TL alınarak sözleşmenin tamamı Türk Lirasına çevrildiğini, buna göre yeni sözleşme bedelinin 6.270.840 Euro x 6TL / Euro = 37.624.440 TL + 5.555.000 TL= 43.179.440 TL olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin Madde 6.1’e göre işin başlangıç tarihinin avans ödemesinin yapıldığı 26.07.2018 tarihi olduğunu, işin sözleşmeye göre tamamlanma tarihinin ise başlangıç tarihine 458 gün ilave edilmesiyle bulunan 27.10.2019 tarihi olduğunu, ancak davalı işverenin sözleşmedeki yükümlülükleri arasında yer alan öngörülen zaman için—–duruşunu programlamak şeklinde tanımlanan yükümlülük yerine getirilemediğini, bunun sonucunda toz toplama sisteminin—– tarafı ile ilgili yer teslimi yapılamadığını ve yüklenici kapsamında yer alan bir kısım işlerin başlatılmadığını, yüklenici kapsamında yer alan işlerin teknik olarak tamamlanabilmesi için, ——-durdurulması kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu, önemli olan bu hususun, teknik teklifte, sözleşmede ve iş programında müvekkil yüklenici tarafından vurgulandığını, davacı yüklenici, yer teslimi yapılan kısımlardaki işlerini zamanında ve tam olarak tamamladığını ve davalı işverene teslim ettiğini, teslim edilen ve devreye alınan kısımların davalı işveren tarafından kullanılmaya başlandığını, ancak—- sisteminin —— ile ilgili kısımlarında, ——davalı işveren tarafınca durdurulmamasından dolayı müvekkili yüklenicinin çalışmasının mümkün olamadığını, kalan işler için işyerinin Yükleniciye teslimi 2,5 yıl gecikme ile ancak 21.12.2021tarihinde belirgin hâle geldiğini, davalı işverenin yükümlülüğünde bulunan—–duruşunun planlanması ve müvekkili yükleniciye bildiriminin sözleşme süresi içinde belirlenmediğini, sözleşmenin eki olan ve işveren tarafından onaylanan iş programına göre işveren yükümlülüğündeki —— duruşunun, gerçekleşen iş başlama tarihine göre düzeltildiğinde, 09.08.2019 tarihinde başlaması gerektiğini, sözleşme kapsamındaki işlerin tamamlanabilmesi için gerekli——duruşu, 942 gün gecikmeli olarak 08.03.2022 tarihinde başlatılabildiğini, buna bağlı yer teslimi 942 gün gecikmeli yapılabildiğini, sözleşme hükümlerine göre 27.10.2019 olarak belirlenen geçici kabul, müvekkil yüklenicinin gayreti ile yaklaşık 901 gün gecikme ile 15.04.2022 tarihinde gerçekleştiğini, kalan söküm işlerinin de tamamlanmasıyla, sözleşme kapsamındaki işlerin tamamının 921 takvim günü sonra 05.05.2022 tarihinde tamamlanabildiğini, 100% ilerlemeli son hakediş bu tarihte yapılabildiğini, sözleşmedeki sürenin davalı işverenin yükümlülüğünde yer alan——- duruşunun programlanamaması ve yer tesliminin yapılamaması nedeniyle, müvekkili yüklenici, kendi kapsamında yer alan işleri uzun bir zaman bekletmek zorunda kaldığını, sözleşme süresi içinde yapabileceği işleri yapamadığını, sözleşme süresinin tamamlanmasından sonraki süre içinde gerek malzeme gerek işçiliklerde yüksek fiyat artışlarına maruz kaldığını, bunun yanında işverenin yükümlülüğünü yerine getirememesinden dolayı şantiye faaliyetlerinin 458 günden 1379 güne uzaması nedeniyle yüklenici genel giderlerinde tahmin edilemeyen fahiş fiyat artışları ile karşı karşıya kaldığını, sözleşme süresinin işverenin yükümlülüğündeki işlerin tamamlanamaması nedeniyle uzamasından dolayı, işin sözleşmede belirlenen tamamlanma tarihinden sonra yapılan hakedişlere ÜFE, TÜFE ortalama artışı ile yapılan fiyat farkı tutarı; 11.895.141,37 TL olduğunu, sözleşme süresinin uzaması dolayısıyla ödenen teminat mektubu komisyonu bedelinin 250.496,76-TL,—— poliçe uzatım bedellerinin 9.465,19 Euro, sözleşme madde 18’e göre işveren tarafından ödenmesi gereken damga vergisi için yapılan kesinti tutarının 373.085,00-TL olduğunu iddia ederek, taraflar arasında imzalanan 03.07.2018 tarihli —— Projesi Sözleşmesi kapsamında hâsıl olan ihtilâf nedeniyle müvekkili şirketin fazlaya dair her türlü talep dava hakları ile davalı iş sahibinden kaynaklanan gecikme nedeniyle, bilirkişi raporu geldikten sonra TBK m. 122, 2 gereğince müvekkilimin temerrüt faizini aşan munzam zararını talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin uzayan süre sebebiyle davalıdan olan hakediş fiyat farkı alacağından kaynaklanan şimdilik 1.000.000,00-TL’nin Arabuluculuk Son Tutanağının düzenlendiği tarih olan 15.11.2022 tarihinden itibaren ——- avans faizi oranına göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine, sözleşme bitiş tarihi sonrası müvekkilinin bankaya ödediği banka teminat mektubu komisyonları bedeli olarak şimdilik 250.496,00-TL’nin Arabuluculuk Son Tutanağının düzenlendiği tarih olan 15.11.2022 tarihinden itibaren ——avans faizi oranına göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine, sözleşmenin 18. maddesine göre davalının müvekkilinden yaptığı haksız damga vergisi kesintisi olarak şimdilik 373.085,00-TL’nin Arabuluculuk Son Tutanağının düzenlendiği tarih olan 15.11.2022 tarihinden itibaren ——avans faizi oranına göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine, sözleşme bitiş tarihi sonrası (uzayan süreye ait) müvekkilinin ödediği——- bedeli olarak 9.465,19-Euro’nun Arabuluculuk Son Tutanağının düzenlendiği tarih olan 15.11.2022 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme gününde ——efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsil edilerek müvekkilime verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07.12.2022 tarihli dilekçesinde özetle, davaya konu uyuşmazlıkta taraflar sulh olduğundan HMK.m.315 uyarınca davanın sona erdiğini, dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmediğinden ve dosya üzerinden “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesini, davalı taraftan yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili 07.12.2022 tarihli dilekçesinde tarafların sulh olması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca “(1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (——)”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 315. maddesi uyarınca “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (——-)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı vekilinin taraflar arasındaki sulh sözleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği sulh sözleşmesinin tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlığa ilişkin olduğu, sulhun davanın devam ettiği süreç içerisinde yapıldığı, bu sebeple eldeki davada sulhun davayı sona erdirdiği ve kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, davacının talebi ve atıf yapılan yasa hükmü uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın dava açılırken peşin olarak alınan 30.797,85 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 30.717,15‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, tarafların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize verilecek veya Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Mahkemesine sunulacak dilekçe ile—— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.