Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/973 E. 2022/915 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/973 Esas
KARAR NO : 2022/915

DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01.12.2022
KARAR TARİHİ : 09.12.2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı —— grubu hisselerde 300 hisse karşılığı 0,003 oranında hissedar olduğunu, kendisinin bu hisseleri diğer hissedarlardan devir yolu ile edindiğini, müvekkilinin hissedarı bulunduğu bu şirketlerin ticari amaçları doğrultusunda ——24.05.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin ise bu genel kredi sözleşmesine bankanın talebi nedeniyle müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla 4.500.000,00 TL limit ile imza koyduğunu, yine bu kapsamda—— arasında da genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve müvekkilinin ise bu genel kredi sözleşmesine bankanın talebi nedeniyle müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza koyduğunu, kredi kullandıran —— ayrıca kredi sözleşmesi teminatı olmak üzere 08.12.2016 tanzim, 20.09.2016 vade tarihli ve 12.000.000,00 USD bedelli bir teminat bonosu da alındığını, müvekkilinin de bu bonoya aval veren olarak imza attığını, davalı şirketlerin krediyi kullanmalarından sonraki aşamada davalı şirketlerden ——28.09.2016 tarih ve——sayılı kararıyla 674 sayılı KHK’nın 13 ve 19. maddesi uyarınca ve CMKnın 133/1 maddesi gereğince yönetim organının tüm yetkilerini kullanmak ve yeni yönetim kurulunu oluşturmak üzere —– kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, halen bu şirketler —–kayyımlığı ile idare edildiğini, şirketlere —— kayyım olarak atanmasından sonra alınan kredi borçlarının ödenmediğini, ——- yönetiminin de banka borçlarını ödemediğini, adı geçen bankaların da kredileri kat ederek, temerrüt nedeniyle asıl borçlu ile kefiller hakkında hukuki işlemlere başladığını, anılan kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olan müvekkili hakkında da ihtiyati haciz kararları alındığını, icra takibi başlatıldığını ve birçok taşınır ve taşınmazına haciz konulduğunu, müvekkiline ait bir kısım taşınmazların da icra yolu ile satıldığını, başlatılan hukuki işlemler nedeniyle müvekkilinin çok zor duruma düştüğünü ve alacaklı bankalarla anlaşma yapmak için harekete geçmek zorunda kaldığını, adı geçen bankalar ile yapılan görüşmeler sonunda müvekkili ile ——arasında 28.03.2019 tarihli, yine müvekkil ile —— arasında ise 28.09.2018 tarihli protokoller düzenlendiğini, bu protokoller gereğince müvekkilinin söz konusu şirketlerdeki hisse oranları da dikkate alınarak 550.000,00 TL ödenmesi halinde——-mevcut kredi sözleşmelerinden kaynaklanan sorumluluğunun sona ereceğinin her iki tarafça da kabul edildiğini, müvekkilinin bu protokol gereğince alacaklı bankaya ödemeyi yükümlendiği 550.000,00 TLyi protokolle belirtilen vadeye uygun olarak 15.04.2019 tarihinde ödediğini, müvekkili ile ——- arasındaki 28.09.2019 tarihli protokol ile de müvekkilin söz konusu şirketlerdeki hisse oranları da dikkate alınarak toplam 2.335.351 USD’nin belirlenen taksitlerle ödenmesi halinde kredi sözleşmelerinden doğan sorumluluğunun sona ereceğinin her iki tarafça kabul edildiğini, müvekkilinin bu protokol ve icra takipleri kapsamında satılan taşınmazlarının bedelinden gelen paralar ile banka hesaplarından aktarılan ve nakit olarak yapılan ödemeler de dahil olmak üzere kredi sözleşmesine ve protokole istinaden alacaklı bu bankaya 2.241.000,00 USD ödediğini, halen bu protokol kapsamında ödenmemiş 110.000,00 USD borç kaldığını, vadeleri geldikçe müvekkili tarafından ilgili alacaklı bankaya peyder pey ödenmeye devam edildiğini, kefaletinden doğan bu borçları ödemek için ekonomik yönden çok güçlükler çektiğini, bir çok taşınmazı icra yolu ile satıldığını, başka yerlerden borç bulmak suretiyle adı geçen bu ödemeleri yapmak zorunda bırakıldığını, bu nedenle maddi ve manevi zararlara uğradığını, iş bu davayı da yatırılması gereken harç miktarlarının ekonomik gücünü çok büyük oranda aşması nedeniyle kısmi dava olarak açmak zorunda kaldığını, müvekkilinin kefaleti nedeniyle yaptığı bu ödemeleri asıl borçlu şirketlerden, yasadan kaynaklanan yasal halefiyet gereğince rücuen talep etme hakkı bulunduğunu, bir borca kefil olan kişi, kefaleti nedeniyle ödemek zorunda kaldığı miktarı TBK 596. maddesi gereğince asıl borçludan tamamen, TBK 587. maddesi gereğince de payını aşan kısmını payı oranında ödeme yapmayan diğer müteselsil kefillerden yasal halefiyet gereğince rücuen kendisine ödenmesini talep edebileceğini, müvekkili tarafından kefil sıfatıyla yapılan bu ödemeleri rücuen ödenmesi hususunda davalı şirketlere —— yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek gönderilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, cevap dahi verilmediğini, gelinen bu aşamada——borçlarının ödenebilmesi için 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 ve 20’nci maddeleri ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 134’üncü maddesi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Tarafından Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik kapsamında, kapalı zarf ve açık artırma usullerinin birlikte uygulanması suretiyle cebri icra yoluyla haciz, rehin gibi yasal takyidatlardan ari olarak ihale şartnamesinde belirtilen kayıt ve şartlarla —— Ticari ve İktisadi Bütünlüğü satışa çıkarıldığını, buna ilişkin ilanın—– tarafından 18.06.2022 tarihli ve —— yayımlandığını, belirlenen tarihte en yüksek fiyatı verene ihale edildiğini, ancak anılan tarihte yapılan ihalesi—— Kurulu tarafından onaylanmadığından ihalenin iptal edildiğini, iktisadi bütünlüğün ne zaman tekrar satışa çıkarılacağı konusunda müvekkilinin herhangi bir bilgisinin olmadığını, müvekkilinin davalı şirketlerden olan rücu alacağının Geçmiş Dönem Borcu niteliğinde olmadığını, davalı şirketlere 2016 yılında kayyım atandığını, müvekkilinin davalı şirketlerin aldığı kredileri ödememesi nedeniyle müteselsil kefil sıfatıyla ödeme yapmış olduğunu, ödeme yaptığı tarihler gözetildiğinde ödemelerin, davalı şirketlerin kayyım tarafından idare edilip yönetildiği tarihten sonraki tarihte yapıldığını, dolayısı ile müvekkilinin davalı şirketlerden rücuen alacaklı hale geldiği tarih gözetildiğinde, alacağın doğum tarihi kayyımlar döneminde olduğunu ve bu alacağın kayyım idaresindeki şirketlerce herhangi bir koşula tabi tutulmadan ödenmesi gerektiğini, ancak ——- Kuruluna yazılı yapılan başvurulardan hiçbir sonuç alınamadığını, kendisine iş bu davada bu nedenle husumet yöneltilmek zorunda kalınıldığını iddia ederek, müvekkilinin davalı şirketlerden şimdilik dava ve talep konusu miktarda alacağının bulunduğu ve gerekirse davalı şirketlerin —— Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından yapılacak ihalesinde elde edilecek satış bedelinden ödenmesi gerektiğinin tespiti ile; müvekkilinin müteselsil kefaletine istinaden dava dışı —– yaptığı ödeme nedeniyle davalı —– kayyımlığı idaresindeki ——-olan 550.000,00 TL alacağının TBK 596. maddesi gereğince ödeme tarihi olan 15.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, müvekkilinin müteselsil kefaletine istinaden——yaptığı ödemeler nedeniyle ——olan 2.241.000,00 USD alacağından fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 USD’lik kısmının TBK 596. maddesi gereğince yukarıda belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek aynı cins(USD) bir yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan faiz oranında faiziyle birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine, gerektiğinde ve tahsilde mükerrer olmamak üzere —— Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından yapılacak ihalesinde elde edilecek satış bedelinden ödenmesi suretiyle tahsili ile müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin müteselsil kefaletine istinaden ——ve yapacağı ödemeler nedeniyle ——fazlaya ilişkin USD alacağı ile ilgili olarak ıslah ve diğer tüm fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına arar verilmesini talep etmiştir.
GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ VE SONUÇ:
Dava, davacının müteselsil kefalet ilişkisine istinaden davacıdan tahsil edilen banka alacaklarının tahsili için davacı tarafından yapılan ödemelerin rücuen tahsiline ilişkin alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin müteselsil kefaletine istinaden dava dışı —— yaptığı ödeme nedeniyle davalı—– kayyımlığı idaresindeki——olan 550.000,00 TL alacağının TBK 596. maddesi gereğince ödeme tarihi olan 15.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, müvekkilinin müteselsil kefaletine istinaden ——yaptığı ödemeler nedeniyle —— olan 2.241.000,00 USD alacağından fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 USD’lik kısmının TBK 596. maddesi gereğince yukarıda belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek aynı cins(USD) bir yıl vadeli mevduata kamu bankalarınca uygulanan faiz oranında faiziyle birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Bu kapsamda Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25.11.2021 tarih ve 1232 Karar sayılı kararı ile;
“1)13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2)22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden,
3)19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4)23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5)21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6)06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7)20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; —–On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde —– numaralı——asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına” ve “15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine” karar verilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden kaynaklanmakta olup, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelen ve Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren işlere bakma görevi yüksek HSK’nin anılan kararı ile —–Asliye Ticaret Mahkemelerine verildiğinden davaya bakma görevi anılan Mahkemelere aittir.Bu nedenle işbu dosyanın——Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na iadesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıdaki açıklamalar ışığında;
1-İş bu dava dosyasının talebe bakmakla görevli —– Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere —— Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
2-Mahkememiz Esas kaydının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılama giderlerinin ilgili mahkemece hükme bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.