Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/966 E. 2023/1060 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/966
KARAR NO : 2023/1060

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
21.05.2021 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortası ile teminat altında olan—-plakalı aracın tam ve asli kusuru ile davacıya ait ——plaka araçta maddi hasar verdiğini, hasar bedelinin yanında aracın değer kaybına uğradığını, kaza sonucunda uğranılan zarara ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak bilirkişi marifeti ile belirlenmesinin mümkün olacağını belirterek, 21.05.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının maliki olduğu araçta meydana gelen maddi hasar için; talep ve haklar saklı kalması ve HMK 107. maddesi uyarınca davacıya ait —–plakalı araçta meydana gelen zarar nedeniyle 100,00-TL Değer Kaybı ve 100,00 TL Hasar Bedeli Talebinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Davacının söz konusu trafik kazasından ötürü değer kaybı geldiğinden bahisle müvekkil şirkete başvuruda bulunduğunu, müvekkil şirket nezdinde —–numaralı hasar dosyası açıldığını ve davacının talepleri değerlendirilerek davacının aracında meydana gelen hasar için 08.06.2022 tarihinde 665,00-TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, yapılan işbu ödeme ile müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, 07.09.2020 – 07.092021 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi uyarınca müvekkil şirketin sorumluluğu, sigortalısının kusuru oranında araç başına 41.000,00TL ile sınırlı olduğunu, uyuşmazlık konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranına ilişkin herhangi bir tespit yapılmaksızın, meydana gelen zararın, müvekkil sigorta şirketinden talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde; müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan—– plakalı aracın,—– plakalı araca maddi hasar verdiğini beyan etmiş ve kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı olan aracın 96100 kusurlu olduğunu iddia ettiğini, davacı tarafın iddialarına dayanak, davaya konu kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarının tespitine yarar resmi belge veya denetime elverişli herhangi bir somut delil sunamadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla; “Değer kaybı konusunda genel bir değerlendirme ile değer kaybının tespit olunduğu bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamayacağını, bu durumda aracın varsa daha önce yapmış olduğu kazalara dair hasar dosyaları getirtilerek aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda aynı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir” YARGITAY —-. HD—– denildiğini, Genel Şartlar dahilinde değer kaybı zararının hesaplanması gerektiğini, Ayrıca; başvuruya konu hasar bedelinin oluştuğu davacı tarafça ispat edilemediğini, söz konusu iddiaya dayanak, fatura, onarım belgesi veya başkaca denetime elverişli somut bir delil sunulmamış olmakla birlikte aracın hasarlı olduğuna ve kullanılamadığına dair de hiçbir delil sunulamadığını, hasara konu araçta onarımı mümkün olmayan değiştirilmesi gerekli parça bulunmadığını, onarım ile giderilebilecek hasarların parça değişim bedelinin müvekkil şirketten talep edilmesi mümkün olmadığını, ayrıca parça ıskonto oranlarının da değerlendirmeye dahil edilmesinin gerektiğini, fatura ibraz edilmemesi durumunda KDV talep edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla işleyecek faizin yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME:
Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü, —– Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“-Dava konusu aracın kazadan önceki hasarlı/ kazalı 2. El piyasa rayiç değerinin 140.000,00 TL civarında olacağı, ( Söz konusu aracın dava konusu kaza öncesinde 5 (beş) adet geçmiş hasar kaydı mevcuttur.) kazadan sonraki onarılmış hali ile piyasa rayiç değerinin (modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, olay tarihindeki yaşı, km bilgisi (559.784 km de) vb. etkenler baz alınmıştır.) yaklaşık 138.000,00 TL civarında olacağı, bu kapsamda Değer Kaybının 140.000,00 -138.000,00 TL= 2.000,00 TL civarında olacağı,
** Dava konusu kaza kapsamında;
—– plaka sayılı araç sürücüsü —– % 75 kusur oranı ile ASLİ KUSURLU olduğu,
– Dava konusu kaza kapsamında aracın maliki ve işleteni yönünden KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk açısından değerlendirmenin Sn. Mahkemenin nihai taktirlerine maruz olduğu,
—–plaka sayılı araç sürücüsü ——% 25 kusur oranı ile TALİ KUSURLU olduğu,
* Davacının kusur oranı nispetinde talep edebileceği hasar miktarının 6.116,84 TL X % 75= 4,58763 TL olduğu,
* Sn. Mahkemede Yargıtay’ın istikrar bulmuş olan kararları ile Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli iptal kararı doğrultusunda REEL PİYASADA göre değer kaybı hesaplama yapılması yönünde kanaat oluşması durumunda — kusur oranı nispetinde davacının talep edebileceği değer kaybı miktarının 2.000,00 TL X 96 75 — 1.500,00 TL olduğunu,
** Bu kapsamda davalı tarafından ödenmiş olan 665,00 TL değer kaybı ödemesinin tenzili ile davacının 1.500,00 TL — 665,00 TL — 835,00 TL bakiye değer kaybı alacağının bulunduğu,
—– plakalı —- model —- marka—–tipi —–adına kayıtlı aracın 07/09/2020-2021 vadeli —–numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile davalı—–. tarafından teminat altında olduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 43.000,00 TL ile sınırlı olduğu,
Dava konusu kazada davalı tarafından ZMMS poliçesi ile teminat altında olan araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda; heyetimizce kadri marufunda bulunan 6.116,84 TL hasar onarım bedelinin % 75” ini * 4.587,63 TL talep edilebileceği,
Heyetimizce araçta değer kaybı zararının olmadığı değerlendirilmiş olsa da; yın Mahkemenin aksi kanaati durumunda aracın değer kaybının 2.000,00 TL olabileceği Y 75* inden (1.500,00 TL) ve ödenen 665,00 TL * nin tenzili ile bakiye 835,00 TL değer kaybı zararının davalı —– şirketine 08/02/2022 kısmi ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edebileceği (sigortalı araç hususidir)” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının mülkiyetindeki —– plakalı araç ile davalı davalının zmms sigortacısı olduğu —– plakalı aracın karıştığı 21/05/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında maddi hasar ve değer kaybından kaynaklı açılan tazminat davasıdır.Mahkememizce dosya bilirkişi heyetine verilmiş, bilirkişi heyetinin 14/04/2023 tarihli raporu ile;
Olayın gerçekleşmesinde davacıya ait araç sürücüsünün %25, davalının sigortalısı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu,
Davacının aracındaki maddi hasar miktarının 6.116,84 TL olduğu,
Dava konusu aracın 12/08/2015 tarihli ekspertiz raporuna göre aynı parçaların daha önce de hasarlanarak onarım görmüş olması ve aracın kaza tarihi itibariyle 15 yıllık olup 559.784 km’de olması nedeniyle değer kaybı oluşmadığı, mahkeme aksi kanaatte ise değer kaybı miktarının 2.000,00 TL olduğu,
Zararın zmms poliçe kapsam ve limitinde kaldığı
tespitlerinin yapıldığı görülmüştür.
Davacının ıslah dilekçesinin “Toplamda 200,00 TL tutarındaki talebimizi, bilirkişi raporu doğrultusunda değer kaybı bedelimizi 735,00 TL artırarak davamızın 835,00 TL üzerinden ve hasar bedeli tazminatımızı 62,63 TL artırarak davamızın 162,63 TL üzerinden ayrıca KDV’si ile kabulü ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak tarafımıza ödenmesine, 997,63 TL bedele kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanacak olan en yüksek faiz oranı işletilmesine,” şeklinde olduğu görülmüştür.Davacı tarafından davalıya maddi hasar ve değer kaybı ödemesi için KTK 97 maddesi kapsamında 26/05/2022 tarihinde başvuru yapıldığı görülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. (…) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının mülkiyetindeki—–plakalı araç ile davalı davalının zmms sigortacısı olduğu—–plakalı aracın karıştığı 21/05/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında maddi hasar ve değer kaybından kaynaklı açılan tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, 14/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda davalının sigortalısının olayın gerçekleşmesinde %75, davacının ise %25 kusurlu olduğu ve davacının aracında meydana gelen zararın 6.116,84 TL olduğunun ve dava konusu aracın 12/08/2015 tarihli ekspertiz raporuna göre aynı parçaların daha önce de hasarlanarak onarım görmüş olması ve aracın kaza tarihi itibariyle 15 yıllık olup 559.784 km’de olması nedeniyle değer kaybı oluşmadığının tespit edildiği, dava konusu araçta değer kaybı oluşmaması nedeniyle davacının bu yöndeki talebinin reddinin gerektiği, davalının maddi hasar tazminatı yönünden sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağı dikkate alındığında davacının talep edebileceği zarar miktarının 4.587,63 TL olduğu, davacının bu alacak kalemi yönünden davasını 162,63 TL yönünden belirli hale getirdiği, davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün KTK 99 maddesi uyarınca başvuru tarihinden (26/05/2022 günü) itibaren sekiz iş gününün geçmesiyle 08/06/2022 tarihinde gerçekleştiği, bu sebeple alacağa bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği, yine haksız fiilin taraflar yönünden ticari iş kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle alacağa ticari faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, değer kaybı ve maddi hasardan kaynaklanan maddi tazminat davası yönünden tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, maddi hasara ilişkin 162,63 TL maddi tazminatın 08/06/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının değer kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (162,63 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harç ve 14,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 175,15 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı, 14,00 TL tamamlama harcı ve 4.088,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 4.274,90 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (162,63/997,63) göre 696,87 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (835,00/997,63) göre 9,62 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (162,63 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 162,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (835,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 ve 13/3 uyarınca hesaplanan 162,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (162,63/997,63) göre 508,61 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 2.611,39 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.