Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/94 E. 2023/379 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/94 Esas
KARAR NO:2023/379
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:07/02/2022
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil şirket ile dava dışı ——arasında geçerli olan—– düzenlendiğini, bu sözleşmeye istinaden düzenlenen —–yüklenme tarihinde —- taşınacak dava dışı —— ait ve poliçe kapsamında sigortalı bulunan, davalı tarafından taşınan emtiadan, —– bobininde hasar meydana geldiğini,——– tarihli Sorunlu Ürün Teslim Alma Tutanağında; “Aşağıda bilgileri bulunan ürünler sorunlu/hasarlı olarak teslim alınmış olup işbu tutanak anında tanzim ve imza olunmuştur. ————-kodlu malzemenin 8 —— bobinlerde kayma, renklerinde solma ve paletlerin öncesinde ıslandığı ve kuruduğu tahmin edilerek Tutanak ile kayıt altında alınmıştır. Paletler ile ilgili resimler çekilmiştir.” şeklinde belirtildiğini, ilgili şoför ve depo görevlisince imza altına alındığını, ——— kapsamında sigortalı bulunan mezkur emtiada meydana gelmiş olan hasar için bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın miktarı ve niteliği yönünden detaylı tespit yaptırıldığını, söz konusu 5 palet sigortalı firma yetkililerinin de katılımıyla nezaretlerinde açıldığını ve hasarlı/hasarsız ayrımı yapıldığını, dış görünüş olarak sorunsuz olan 3 palet muhteviyatında herhangi bir hasar tespit edilmediğini, Orijinal olmayan | palet ile hasarlı olan diğer palet muhteviyatı olan 24 x 2 = 48 bobinden de toplam 28 adedinin göbeklerinin ezilmesi ve sargı ayna yüzeylerinde meydana gelen Vuruk, ezik, ondülasyon ve deformasyonlar suretiyle hasar görmüş olduğunun tespit edildiği, ekspertiz çalışması esnasında sigortalı yetkilileri ile yapılan görüşmelerde; söz konusu filmlerin yüksek devirli makinelerde kullanılması nedeniyle kalite hataları oluşturacağı ve bu nedenle üretimde kullanılamayacaklarının bilgisi alındığını, söz konusu durumun kalite raporu ile kendilerine yazılı olarak da bildirildiğini, mevcut ——– ile evrak delillerine istinaden; ———– kg/brüt polipropilen film emtiasından 28 bobinin nakliye seyri ve/veya aktarma/boşaltma işlemleri esnasında tatlı suyun sirayet etmesi neticesinde ıslanma ve yine nakliye seyri ve/veya aktarma/boşaltma işlemleri esnasında aldığı darbeler ile devrilmesi / düşürülmesi neticesinde deforme olma suretiyle hasar gördüğü kanaatine varılmıştır. ” şeklindeki tespitlere yer verildiği, ayrıca rücu muhatabının davalı ———-olduğunun belirtildiği, zira davalı tarafından düzenlenen taşıma faturası gereğince, taşıma işinin davalı şirket tarafından yapıldığı hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmadığını, Söz konusu ekspertiz raporu ile, meydana gelen hasarın niteliği ve miktarı yönünden tespit yapıldığını ve sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan mezkur emtianın fatura bedeli 18.233,85 EUR olduğu, ilgili sözleşmede “Bu sözleşmeye istinaden düzenlenen poliçelerde, sigorta tutarı 4410 arttırılacaktır” maddesi gereğince; 18.233,85 EUR emtia bedeli * 730,86 EUR taşıma bedeli — 18.964,71 EUR, *610 arttırılmış tutar ise 20.861,181 EUR olduğunu, 192 Bobin emtianın 28 bobini hasarlandığından, eksper raporunda 3.043,43 EUR tazminat hesaplandığını, sözleşmeye göre belirlenen döviz kuru | EUR — 7,4906 TL uyarınca 22.797,11 TL tazminatı bedeli müvekkil tarafından 12.08.2020 tarihinde sigortalıya ödendiğini, ancak davalıya rücuda, sözleşmede belirtilen *610’luk artış tutarı hesaba katılmamış ve 20.724,69 TL üzerinden, TTK.m.1472 hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olunduğunu, Gerek T.T.K.’de ve gerek CMR Konvansiyonunda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcı, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu bulunduğunu, (TTK md. 875 – CMR md. 17/1). CMR Konvansiyonu 17/le göre; “taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” TTK md.875/le göre; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Maddelerinin bulunduğunu, yukarıda zikredilen yasal hükümlere göre davalı konumundaki taşıyıcı şirketin, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu olduğunu, kendilerine bu hususta yapılan müracaatlardan da sonuç alınamadığından, müvekkil şirket tarafından, yukarıda belirtilen bu miktarın ödenmesi için,——— İcra takip dosyası aracılığı ile bir ilamsız takip başlatılmış ise de, davalı konumdaki muteriz borçlu şirketin takibe haksız şekilde itiraz etmesi üzerine takip durmuş olduğundan ve daha sonra gerçekleştirilen ———– da olumlu bir sonuç elde edilememiş olduğundan, yapılan haksız itirazın iptali ile, takibin devamına ve davalı borçlu şirketin, haksız itirazı nedeniyle de İİK. Md. 67/.2 hükmü gereğince, takip konusu alacağın 9420’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı tarafça sunulan sözleşmesinin dava konusu iddia edilen taşımayı kapsamadığının kabul edilmesi gerekt soyut şekilde kişisel yoruma dayalı hasar senaryosunu kabul etmemekle birlikte; hasarın sözleşmenin genel ve özel şartları uyarınca sorumluluğunun dışında kaldığının görüldüğünü, sözleşme dışında kalan risk için dava dışı sigortalısına hatır ödemesi yapan davacı şirketinin rücuen müvekkilden talep edebileceği hakkı bulunmadığını, Cmr Konvansiyonun 30. Maddesi Uyarınca Müvekkile Usulüne Uygun İhbar Yapılmadığını, dava konusu iddiadan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmamakla birlikte; Dava konusu iddia edilen zarar müvekkil şirkete usulüne uygun şekilde ihbar edilmediğini, CMR Konvansiyonun 30. maddesine göre, açıkça görülebilen hasarlarda teslim anında, açıkça görülemeyen hasarlarda teslimden 7 gün içinde taşımacıya yapılması lazım gelen yazılı ihbar yapılmadığından iddia edilen zarardan müvekkilin sorumlu tutulması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olaya CMR hükümleri uygulanması gerektiğini, iş dava taşıma esnasında emtiaların hasarlandığı iddiasına ilişkin olduğundan, CMR uzmanı bilirkişiler tarafından inceleme yapılması gerektiğini, iddia konusu hasardan müvekkil şirketin kusuru bulunmadığını, Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde müvekkil şirket aleyhine yer alan hususlara itiraz etmekle birlikte – emtianın hasarlanmasının “28 bobinin nakliye seyri ve/veya aktarma/boşaltma işlemleri esnasında tatlı suyun sirayet etmesi neticesinde ıslanma ve yine nakliye seyri ve/veya aktarma boşlatma işlemleri esnasında aldığı darbeler ile devrilmesi düşürülmesi neticesinde deforma olma suretiyle hasar gördüğüne kanaatine varılmıştır.” şeklinde ifade edildiğini, öncelikle; sigortalının beyanı ile varsayım ve yoruma dayalı tespit ile müvekkilin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın kesin hasar nedenini, hasarın miktarını ispatlaması zaruri olduğunu, buna karşılık, emtianın hasarın oluşumunda ambalajlama yetersizliğinden dolayı olduğundan, iddia edilen hasardan müvekkilin kusuru bulunmadığı gibi sorumluluk atfı da kabul edilemeyince; taşımacının sorumluluğunun ortadan kaldıran özel hallerin düzenlendiği 17/4-c maddesinde ambalajdaki eksiklik veya hatadan kaynaklanan hasarlar nedeniyle taşımacının sorumlu tutulamayacağı açıkça hüküm altına alındığını, gönderenin sorumluluğunda olan ambalajlama işlemindeki eksiklik veya hata nedeniyle meydana geldiği açık olan hasar için müvekkil şirkete sorumluluk atfı Konvansiyona aykırı olduğunu, ayrıca bu hususun nakliyat emtea sigortası genel şartlarında da teminat dışı bırakıldığını, hiçbir şekildekabul ve ikrar anlamına gelmemesi kaydıyla davacı şirketin tazminat talebi fahiş olup Konvansiyona aykırı olduğunu, müvekkilin sorumlu olduğunu hiçbir şekilde kabul veya ikrar anlamına gelmemekle birlikte Sayın Mahkemece müvekl ın talebinin fahiş olduğunu reddi ile tazminatın Konvansiyonun 23. Maddesinde öngörülen usul ile tespit edilmesini talep ettiklerini, buna göre hasarlı olduğu iddia edilen ambalaj kısmın eksik brüt ağırlığının 8.33 SDR hesap birimi karşılığı kadar tutarın tazminatın üst sınırı olarak ve bu tutarı aşmayacak şekilde hesaplama yapılması gerektiğini, Dava dışı taraflar arasında düzenlenen satış faturası dikkate alınarak objektif olmayan ve CMR 23. maddeye aykırı şekilde belirlenen tazminat miktarını kabul etmediklerini, ayrıca sovtaj bedelinin hesaplanmadığının görüldüğünü, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sovraj bedeli tespit edilerek toplam zarardan tenzilinin gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE:————müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememiz tarafından aldırılan 15/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Tüm delillerin münakaşası, her türlü hukuki tavsif, İİK Md. 67/1I kapsamına giren taleplerin takdiri ile nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelere göre, CMR 17. Maddede belirtilen hususlar dahilinde ve ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle; “davacının dava dışı sigortalısına yaptığı ödemeyi halefiyet ilkesinden istifade ederek, somut olayda zarar sorumlusu olduğu sübuta eren davalı – taşıyıcıdan rücuen talep edebileceği (müspet)”
– İnceleme konusu ——– emtianın mevsimsel ve atmosferik şartlarda kolaylıkla bozulamayacağı ancak dış darbe ve etki ile fiziksel yönden kanırtma, delinme, ezilme, çizilme ve renk değiştirme gibi etkenlerden ve darbe sonucu alınan zedelenmelerden kısmen hasar göreceği. Bu hasarın ise ancak kullanım ve rulo makineye bağlanarak dava dışı firmada istenilen sigara paketlerinde jelatin kaplama vb. işler için kullanım sırasında ve / veya test edilmesi sırasında zayii olan bölüm tasfiye edildikten sonra kalan kısım kuvvetle muhtemel kullanılabileceği.
– İnceleme konusu ———- emtiasının darbeli kısım tasfiye sonrasında doğası gereği normal standartlarda kalacağı,
– İş bu durumda ne kadar miktarın yüzdelik olarak kullanımı tespitinde ise el melikesi ve zayiat miktarına baj; olarak değişebileceği ancak bu şartlarda kullanım miktarı yüzdesinin belirlenemeyeceği yüzdelik miktarında hakkaniyet doğrultusunda sayın mahkemenin takdirinde olmakla birlikte 9660 miktarın kullanılabileceği ve geriye kalan 96 40′ 1nın ise tahminen kullanılamayacağı ve sovtaja tabii olacağı kanaatinin oluştuğu anlaşılmaktadır.
– İmha tutanaklarının hakkaniyetle sunulması halinde ise sovtaj değerinin de olamayacağı anlaşıldığından talep edilen tazminin ödenmesinin yerinde olduğu,
– Alınan teknik raporlarda ürünün özelliğine göre kullanılamaz olduğu ve sovtaj değerinin imha edilmiş olması sebebi ile söz konusu olamayacağı,
-Davalının sorumluluğu irdelenerek tazminat bağlamında mesuliyetinin doğduğu anlamına gelmemesi kaydıyla; nakliye sürecinde hasar gördüğü öneri sürülen emtianın) fatura birim fiyatı ile (4.685,00 kg “lık malda Hasar Oranı:%14,58 / eksper raporunda belirtilen /meydana gelen hasar nedeni 683,073 kiloluk yük için CMR md.23/3’e göre taşıyıcının mesuliyet üst sınırı (683,073 kg. x 8,33 SDR—) 5.690,00 SDR yaptığından ve bu miktar herhalükarda derdest davada tartışılan hasar/zarar miktarının altında olması nedeni ile x 9.4543 (hasar tespit tarihindeki – 18.06.2020- TCMB SDR kuru) — 53.794,97 TL olarak CMR hükümleri dahilinde taşıyıcının sınırlı sorumluluğu hesaplandığı,
– Davacı —–tarafından davaya konu hasar ödemesinin yapıldığı —— numaralı —— bağlı olarak hazırlanan poliçenin; —- tarihinde —— numaralı ——–olarak düzenlendiği —– numaralı abonman sözleşmesine bağlı olarak——olarak alınan kur dâhilinde—- plakalı araçla olduğunun belirtildiği, poliçede muafiyet verilmediği, poliçede ———- teminatının verildiği, Davaya konu malda meydana gelen hasar nedeni ile davacı sigorta şirketi tarafından bağımsız eksper atandığı ve bağımsız eksper tarafından düzenlenen rapor dahilinde ——– ilave edilmekle davaya konu 12/08/2020 tarihli 22.797,11 TL (ödeme dekontu ve makbuz dosyada mevcut olduğu) hasar ödemesi mevcut poliçe genel ve özel şartlarına uygun olarak yapıldığı,
– Söz konusu ekspertiz raporu ile, meydana gelen hasarın niteliği ve miktarı yönünden tespit yapıldığını ve sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan mezkur emtianın fatura bedeli 18.233,85 EUR olduğu, ilgili sözleşmede “Bu sözleşmeye istinaden düzenlenen poliçelerde, sigorta tutarı 9610 arttırılacaktır” maddesi gereğince; 18.233,85 EUR emtia bedeli * 730,86 EUR taşıma bedeli — 18.964,71 EUR, *610 arttırılmış tutar ise 20.861,181 EUR olduğunu, 192 Bobin emtianın 28 bobini hasarlandığından, eksper raporunda 3.043,43 EUR tazminat hesaplandığını, sözleşmeye göre belirlenen döviz kuru | EUR — 7,4906 TL uyarınca 22.797,11 TL tazminatı bedeli müvekkil tarafından 12.08.2020 tarihinde sigortalıya ödendiğini, . Ancak davalıya rücuda, sözleşmede belirtilen *610’luk artış tutarı hesaba katılmamış ve 20.724,69 TL üzerinden, TTK.m.1472 hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olduğu,
ÖZETLE;
12.08.2020 ödeme tarihinden itibaren ——– * nin davalı firmadan TTK.m.1472 hükümleri gereğince ve CMR hükümleri dahilinde işleyecek ticari avans faizi ile birlikte talep edebileceği,
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen hasara uğraması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca taşımacının sorumluluk sigortacısına halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptaline ilişkin davadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1 maddesi uyarınca “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
——— maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşme, Sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacaktır. (2)Bu Sözleşmenin uygulanması bakımından “taşıt” sözcüğü 19 Eylül 1949 tarihli Karayolu Trafiği Anlaşmasının 4 üncü maddesinde tanımlandığı gibi motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar, römorklar ve yarı römorklar anlamına gelir.

CMR’nin 4. maddesi uyarınca “Taşıma mukavelesi bir sevk mektubunun düzenlenmesi ile gerçekleştirilir. Bu mektubun yokluğu usule aykırı oluşu veya kaybolması, bu Sözleşme hükümlerine tabi olacak olan taşıma mukavelesinin varlığı ve geçerliliğini etkilemez.

CMR’nin 8/1. maddesi uyarınca “Yükü teslim aldığı sırada taşımacı şunları kontrol edecektir: a) Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu, b) Yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumu”
CMR’nin 9. maddesi uyarınca “(1)Sevk mektubu, taşıma mukavelesinin akdine, mukavelenin koşullarına ve yüklerin taşımacı tarafından kabulüne, karine teşkil eder. (2) Sevk mektubunda, taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır.”
CMR’nin 17/1 ve 3. maddesi uyarınca “(1)Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. (…) (3) Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur.”
CMR’nin 23. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşmenin hükümleri gereğince bir taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğundan, bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır. (2)Malın kıymeti, ticaret borsası fiyatına göre saptanır. Eğer böyle bir fiyat yoksa, geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit yapılır. Eğer ne ticaret borsası fiyatı ne de geçerli piyasa fiyatı mevcutsa tespit, aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır. (3) Bununla beraber, tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır. (4) Yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemelerde, malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir. Kısmen kaybolma halinde ise karşılaşılan zarar oranında ödeme yapılır. Bunlar dışında başka tazminat ödenmez. (…) 7. Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi, ——tarif edildiği gibi —————. Bu anlaşmanın 3 sayılı fıkrada belirtilen meblağı olayla ilgilenen mahkemenin bulunduğu Devletin ulusal parasına, karar tarihinde veya taraflar arasında mutabık kalınan tarihte cari kur degeri üzerinden tahvil edilecektir. —— için uygulanacak, ———— üye olan bir —– parasının degeri, —- tarafından kendi muamele ve işlemleri için anılan tarihte geçerli, değerlendirme yöntemine uygun olarak hesaplanacaktır. —— uygulamaları için, ———Fonuna üye olmayan bir ——- ulusal parasının değeri, o Devlet tarafından tayin edilecek şekle göre hesaplanacaktır.

CMR’nin 25. maddesi uyarınca “(1) Hasar durumunda taşımacı, yükün madde 23 paragraf, 1, 2 ve 4 gereğince belirlenen degerine göre hesaplanmış kıymetten düşme karşılığı olan bedeli öder. (2) Ancak tazminat şu miktarları aşamaz: a) Eğer gönderilen malın tamamı hasara uğramış ise, tamamı kaybolduğundan ödenmesi gereken miktar, b) Eğer gönderilen yükün bir kısmı hasara uğramış ise, eksilen kısmı için ödenmesi gereken miktar.”
CMR’nin 27. maddesi uyarınca “Hak sahibi ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda % 5 üzerinden hesap edilecek bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamış ise, tahakkuk dava açıldığı tarihten itibaren yapılır.”
CMR’nin 30. maddesi uyarınca “(1) Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. (2) Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (pazar ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir.”
CMR’nin 32. maddesi uyarınca “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın yukarıda belirtildiği gibi taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen hasara uğraması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca taşımacının sorumluluk sigortacısına halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının poliçe kapsamında sigortalısına ————-sigorta tazminatı ödediği husunun sabit olduğu, bu sebeple davacının alacaklı (zarar gören) dava dışı ———–yerine geçtiği ve alacaklı sıfatını kazandığı ve alacağın ödeme ile sona ermediği, davacının dava dışı alacaklıya halef olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın esasının dava dışı ——ilişkideki hukuki durumuna göre yani CMR hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, zira taşınanların teslim alındığı yerin—-, teslim edileceği yerin — olduğu, —– taraf olması nedeniyle CMR md. 1 uyarınca uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanacağı, davalının sigortalısı dava dışı ——- ——– davalı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu konusunda bir tereddüt ve çekişme olmadığı, zira davada dayanılan sevk mektubunun taşıma sözleşmesine de karine teşkil ettiği, CMR’nun 8. maddesi uyarınca taşıyıcının yükü teslim aldığı sırada taşınanların parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu hususunu kontrol etmekle yükümlü olduğu, aksi takdirde taşınanları CMR md 9 uyarınca sevk mektubundaki gibi teslim aldığının kabulünün gerektiği, somut olayda taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu yönde dosya kapsamında herhangi bir delil de bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, CMR md 17 uyarınca taşımacının yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu ve yine taşımacının çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı da sorumlu olduğu, yine alıcının da CMR 30. madddesi uyarınca taşınanların taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu hususun onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına karine teşkil ettiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, belirtildiği gibi taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu ve gümrük memurları nezdinde tutulan sürücü imzalı hasar tutanağı dikkate alındığında, taşınanın taşıma sırasında hasara uğradığının kabul edilmesi gerektiği, yine bu sebeple hasarın süresi içerisinde taşıyıcıya bildirilmiş olduğunun kabulünün gerektiği, tüm bu sebeplerle kısmi hasarın taşıma sırasında gerçekleştiğinin ve taşımacının bundan sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, ancak kusurun davacının iddiasının aksine ağır kusur derecesinde olmadığı, zira taşıyıcının (veya çalıştırdığı kişilerin) hasarın gerçekleşmesinde ağır kusurlu olduğunu (eşyanın açıkta veya korumasız yerde bırakılması, aracın kilitli tutulmaması veya kasıt bulunması gibi) gösteren hiçbir delil bulunmadığı, bu sebeple taşıyıcının (dolayısıyla davalı sigortacının) sorumluluk limiti ve gerçek zarardan hangisi daha düşükse bu miktardan sorumlu olacağı, bu kapsamda bilirkişi raporu ile tespit edilen sorumluluk üst limiti 5.690,00 SDR sorumluluk limiti ve 3.043,43 Euro gerçek zarar miktarının somut olayın gerçeklerine ve yukarıda atıf yapılan CMR hükümlerine uygun olduğu (tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine -ticaret borsası fiyatına, yoksa geçerli piyasa fiyatlarına- göre hesaplanacağından taşınanların fatura değerlerinin gerçek zararın hesabında dikkate alınması, yine limitin hasar gören eşyanın -dosya kapsamında bulunan fatura ve diğer delillere göre 683,073 kg olan- brüt ağırlığı üzerinden takipte talep edilen para birimi üzerinden ve o para biriminin karar tarihine en yakın ——kuru üzerinden hesaplanması mahkememizce hukuka uygun bulunmuştur), takibin ——- üzerinden başlatıldığı, buna göre de eldeki itirazın iptali davasında değerlendirmenin ——- üzerinden yapılması gerektiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere takipte talep edilen miktarın hem gerçek zarar hem de sorumluluk limiti kapsamında istenebilir olduğu, davacının takipte değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep ettiği, CMR 27. maddesi uyarınca talep edilebilecek faiz oranının ise yıllık %5’i geçemeyeceği, bu sebeple itirazın iptaline yıllık %5 oranında faiz üzerinden karar verilmesi gerektiği, yine takip öncesi işlemiş faiz yönünden de aynı oranın uygulanması gerektiği, ödeme tarihi ile takip tarihi arasında 184 gün bulunduğu, bu bakımdan takip öncesi işlemiş faiz miktarının 522,38 TL (20.724,69 x 184/365 x 5/100) olması gerektiği, yine somut olayda itiraz tarihinde alacağın sorumluluk limiti üzerinden belirlenip belirlenmeyeceğinin bilinememesi ve sorumluluk limitinin zaman içerisinde kurlardaki değişim ile farklılaşması nedeniyle alacağın belirlenebilir olmadığı ve bu sebeple icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun —– sayılı takibine yaptığı itirazın 20.724,69 TL asıl alacak ve 522,38 TL işlemiş temerrüt faizi yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 20.724,69 TL asıl alacak ve 522,38 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 21.247,07 TL yönünden ve takip sonrası dönem için asıl alacağa uygulanacak yıllık %5 faiz oranı üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
3-Davalının davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (21.247,07 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.451,38 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 265,47 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.185,91 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 357,67 TL dava açma masrafı, 2.919,25 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.276,92 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (21.247,07/21.980,24) göre 3.167,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (21.247,07 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (733,17 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 733,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (21.247,07/21.980,24) göre 1.275,97 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 44,03 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ————–Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.04/05/2023