Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/92 E. 2023/587 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/92
KARAR NO : 2023/587

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun çerçevesinde —–yapım ve işletmesi ile görevli olduğu, davalı adına kayıtlı araçlar ile çeşitli tarihlerde —- ücret ödemeksizin geçişler gerçekleştiridiği, tünelden yapılan geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirildiği aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulandığı, geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanun’un 30/7 maddesi uyarınca ceza uygulanmadığı,—-plakalı araç ile —– ücret ödemeksizin, ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davalının maliki olduğu aracın ücret ödemeksizin geçiş yaptığı, ihlalli geçiş nedeni ile doğan alacağı—- İcra Müdürlüğü—–Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiği, borçlunun yasal süresi içinde itiraz edildiği, takip durduğu, arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığı anlaşma sağlanamadığı, icra takibine yaptığı itiraz haksız ve kötü niyetli olduğu, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali başlıklı 30. maddesinin 5. Fıkrasında ifade edildiği üzere, geçiş ücret, ceza ve ferilerinin araç sahiplerinin sorumluluğunda olduğu, emsal karar da bulunduğu (—– Bölge Adliye Mahkemesi —- Hukuk Dairesi—–. geçişin ödenmemesine yönelik cezanın Yasa hükmü olduğu, ceza miktarının yasayla konulmuş olması karşısında ne davacının ne de mahkemelerin, bu miktarın hakkaniyetli olup olmadığı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açıp açmayacağını takdir etme hakkı bulunmadığı ifade edilerek, davanın kabulü, —-. İcra Müdürlüğü —– esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamı, Asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın her ne kadar HMK.m.10 gereği sözleşmenin ifa yeri olan alacaklının yerleşim yerinin yetkili her olduğunu iddia etse de henüz taraflar arasında bir hizmet sözleşmesinin kurulup kurulmadığı, kurulduysa da davacının iddia ettiği gibi alacaklı olup olmadığının belli olmadığını, zira taraflarınca davacı tarafın davalı müvekkil aleyhine başlattığı, alacaklı olduğunu iddia ettiği —- İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasına itiraz edilmiş müvekkil üzerine atılı borçlu sıfatı kesinleştirilmeksizin takibin durdurulduğunu, bu nedenle davacının alacaklı olduğuna dair iddiası ile birlikte taraflar arasında hizmet sözleşmesinin akdedildiğine dair iddiası yargılama esnasında ispata muhtaç olduğundan doğrudan HMK.m.10’a dayanılarak genel yetki kuralı olan davalının yerleşim yerinin yetkili olduğu usul kuralının uygulanmaması usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacının davalı müvekkili ile bir sözleşme akdedip akdetmediği, —– teçhizatı ile birlikte bankalara verilen otomatik ödeme talimatına rağmen ödeme yapılıp yapılmadığı, davalı müvekkilin borçlu olup olmadığı ancak tahkikat aşamasında ortaya çıkacak bir husus olduğundan bu noktada HMK.m.10 değil” Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ” hükmüne amir olan HMK.m.6 uygulanması gerektiğini, bu nedenle öncelikle davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkili şirket adına kayıtlı araçların işlettikleri tünelden ödeme ücretini ödemeksizin geçtiğini iddia ile —— İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, taraflarınca yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu ve huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı tarafın başlattığı takip iyi niyetli olmayıp hukukun genel ilkelerine ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davalı müvekkilinin uhdesinde birçok araç bulunduran bir şirket olup bu araçlar sürekli olarak trafiğe çıkmakta olduğundan tüm araçlarda—– teçhizatı bulundurmakla birlikte bankalara otomatik ödeme talimatı verildiğini, ödeme talimatı verilmiş olan bu bankalardaki hesaplarda yeterli bakiyenin bulunmaması söz konusu olmayıp, bakiye problemi yaşanmadığını, bu noktada müvekkili şirketin ödeme yapılması için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olup bankadan gerekli bakiyenin çekilmemiş olması bakımından müvekkil şirketin kusuru bulunmadığını, bu durumun müvekkilinin—- cihazlarının bağlantılı olduğu bankaya yazılan müzekkere sonucunda ortaya çıkacağını, davacı tarafın 6001 sayılı Kanun gereği olarak 15 gün içerisinde geçiş ücretinin ödemesini yapmayan araç maliklerine geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki ceza uygulamasının emredici bir kanun hükmü olması nedeni ile tartışmaya açık olmadığını beyan ettiğini, yine de bu noktada dikkate alınması gereken husus davalı müvekkil adına kayıtlı araçta ödeme yapılması için gerekli önlemler alınmışken, banka ile davacı taraf arasında ne olduğu belli olmayan ve müvekkilin kusurunun bulunmadığı herhangi bir sebep ile ödeme alınmamış, müvekkile bu ödemenin alınamadığına dair hiçbir bildirimde bulunulmadığını, hali ile müvekkile geçiş ücretinin ödenmediği, ödenmeyen geçiş ücretinin ödenmesi gerektiği aksi taktirde bu tutarın dört katı tutarında ceza uygulanacağı bilgisi ve bildiriminde de bulunulmadığını, araçlarında—– dahil ücretli olan herhangi bir yoldan geçmesi halinde gerekli ödemenin yapılması için—- teçhizatını bulunduran, bankaya otomatik ödeme talimatını veren ve bununla birlikte bakiye sıkıntısı da yaşamayan müvekkili adına kayıtlı araçlardan birinin tüneli kullandığı ve ücretin alınmadığına dair kendisine vahiy inmesinin beklenemeyeceğini, her ne kadar davacı tarafın araç sahibine basiret sorumluluğu yüklendiğinden bahsetse de müvekkil firmanın ödemenin yapılmasına dair tüm tedbirlerini almış olması üzerine düşen basiret yükümlülüğünü yerine getirdiğini göstermekte olduğunu, bu aşamadan sonra müvekkilinin hesabından ne sebeple ödeme alınmadığının araştırılması gerektiğini, zira kabul anlamına gelmemekle birlikte geçiş ücreti ödenmedi ise de müvekkilin bu ücretin ödenmemesinden bir kusuru bulunmadığını, belirterek, yetkili icra müdürlükleri HMK 6.madde gereği davalının yerleşim yeri olduğundan davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili şirketin borçlu olmaması, geçiş ücreti ödenmedi ise de kusurunun bulunmaması nedeni ile davanın esastan reddine, davacının talep ettiği meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince geçiş ihlalinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibinde itirazının iptali istemine ilişkindir.Davacı tarafından davalı aleyhine geçiş ücretinden doğan geçiş ücretin ve cezai şartın tahsili için icra takibine girişildiği, davalı tarafa ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğinden takibe devam edilebilmesi istemiyle arabuluculuk çözüm yolu tüketilmek suretiyle davanın mahkememize ikame edildiği anlaşıldı.Davalının maliki bulunduğu aracın ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçişten doğan geçiş ücreti ve ceza-i şart bedeli toplamının 460,00 TL olduğu iddia edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın;
-Davalıya ait aracın, davacı tarafından işletilen tünelden geçip geçmediği,
-Geçmiş olması halinde geçiş ihlali yapıp yapmadığı,
-Davalı şirket araçlarının ihlalli geçiş yaptıkları sırada şirketin —– hesabında geçiş ücretinin üzerinde para bulunup bulunmadığı,
-Davalı şirketin hesabında araçların geçiş ücretlerini karşılayacak para var ise ihlalli geçiş nedeniyle davalının kusurlu olup olmadığı,
-Davalının davacıya geçiş ücreti borcunun bulunup bulunmadığı, bulunması halinde miktarının ne kadar olduğu,
-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
Davacı vekilince dava dosyasına sunulan fotoğraf ve belgelerle Davalının,— plakalı araç ile—–ücret ödemeksizin, ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davalının 460,00 TL tutarında borçlandığı, davalı’nın borca ve fer’ilerine itirazı haksız olup bu nedenle itirazın iptali talebi gereği hâsıl olduğu plakalı aracın ücret ödemeksizin geçiş yaptığı iddiası ile eldeki dava Mahkememize ikame edilmiştir.6001 sayılı kanunun 30/7 maddesine göre 15 gün içerisinde ihlal geçişler ödendiği takdirde gecikme cezası alınmayacağı hükmünün olduğu, bunun yanı sıra sürücülerin—– cihazlarını sürekli bakiyesi müsait tutmakla ve kontrol etmekle sorumlu olduğu, geçiş esnasında sesli uyarı ile araçların ikaz edildiği, davalının, ihlalli geçişlerini sitem üzerinden, internetten de kontrol edilerek 15 gün içerisinde hata varsa düzeltme, bakiyesi yoksa tamamlama ve/veya ödeme imkânı olduğu,Davacının, 3996 Sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-Işlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun” hükümlerine göre —— işletme hakkı sahibi şirket olduğu, 6001 Sayılı yasanın 30 maddesinin 5 fıkrasına göre 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden o güzergâhın en uzun mesafesine ait geçiş ücreti ile birlikte, 7144 sayılı kanunla değişen 4 katı tutarında cezayı talep etme hakkı olduğu,
6001 Sayılı Kanun’ da ve işletme protokolünde hiçbir şekilde ihlalli geçiş gerçekleştiren araç sahiplerine SMS, e-posta, ihtarname veya herhangi bir şekilde bildirim yapma yükümlülüğü ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmıştır.—-yapımı ve işletmesinin 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun çerçevesinde, —– tarafından gerçekleştirildiği, —-. ve —– cevap yazıları tetkik edilmiş olup davalının sahipliğinde olan araçların davacı şirket tarafından işletilen—–ücret ödenmeksizin geçiş yaptığı, davalının ücreti ödemediği, davacının davalıdan alacağın likit olduğu bu kapsamda İİK 67. Maddesi uyarınca davacının talep etmiş olduğu %20 den aşağı olmamak üzere tazminat talebinde haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının —–. İcra Müdürlüğün ——esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 460,00 TL üzerinden DEVAMINA, alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz UYGULANMASINA,
2-Asıl alacak 460,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 99,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 45,35 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 460,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.