Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/875 E. 2023/951 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/875
KARAR NO : 2023/951

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/11/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 10/12/2021 tarihinde davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olan —– plaka nolu aracın tam kusurlu olarak müvekkiline ait —– plaka nolu araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkiline ait aracın daha önce hiçbir kazası ve hasarı olmadığını, orijinal yeni araç olduğunu, bu nedenle sigorta şirketinden değer kaybı tazminatı talep edildiğini, sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL değe kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsilini, tahkim giderleri ve vekalet ücretinin sigorta şirketinden tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının araç hasarı zararı yönünden talep konusunu belirlediğini ve davasını yine de belirsiz alacak davası olarak açtığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın dava konusunu tamamen ve açık şekilde belirli olduğunu iddia etmesine rağmen davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davaya konu talebin trafik sigortası genel şart teminatı kapsamında olmadığını, davacıya ait aracın davaya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeden hasar alıp almadığının tespit edilmesini, avans faiz talebine itiraz ettiklerini savunarak; davanın zaman aşımına uğramış olması nedeniyle reddini, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü, —– Trafik Tescil Şube Müdürlüğü,—– Noterler Birliği Başkanlığına müzekkereler yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 12/08/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“4.1. Dava konusu trafik kazası nedeni ile—- plakalı aracın SAĞ ÖN KAPININ ONARIM BOYA, SAĞ ARKA KAPI ONARIM BOYA, SAĞ ARKA ÇAMURLUK ONARIM BOYA işlemi yapılmış olduğu, hasarlanmış olan kısımların uygun yöntemler ile tamir edilerek hasarının giderilmiş olduğu, sayın mahkemenin emri olduğu üzere aracın plakasının kayıtlı olduğu —– ikinci el araç alım satım işletmeleri ve en çok kullanılan araç alım satım internet siteleri üzerinden yapılan araştırmalar neticesinde davaya konu kaza sonucu hasarlanan parçaların tamir edilmesi ile değer kaybı yaşamayacağı anlaşılmıştır.4.2. Yapılan piyasa araştırmaları neticesinde; Avrupa Birliği ülkesi olan —– ikinci el araç alım satım işlemlerinin ülkemize nazaran farklı kriterleri olduğu, kaporta aksamında oluşan değişen ve boya nedeni ile değer kaybı yaşamadığı, ikinci el araçların fiyatlarının belirlenmesinde aracın yaşı, kilometresi, teknik özellikleri, olumsuzluk oluşturacak arızaları, şasi ve kaporta aksamındaki vuruk, çizik, pas ve hali hazırdaki hasarlar aracın fiyatını belirleyen unsurlar olduğu anlaşılmıştır.
4.3. Kaporta aksamında kaza sonucu veya uzun dönemli kullanım sonucunda oluşan deformasyonların, göçüklerin, çizik ve pasların, hasarlı halinin tamir ücreti kadar değer kaybı yaşatacağı, belirtilen hususların tamir edilmiş halinin ise yalnızca —– değil bütün Avrupa ülkelerinde değer kaybı yaşatmayacağı aksine değerini arttırdığı” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının mülkiyetindeki—– plakalı araç ile davalının sigortacısı olduğu dava dışı şahıs sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın karıştığı 10/12/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana geldiği iddia edilen değer kaybından kaynaklı maddi zarar nedeniyle açılan tazminat davasıdır. Dava konusu alacağın 10/12/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle kaynaklandığı, alacağın KTK 109 maddesi uyarınca zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 16/2 maddesi uyarınca zamanaşımının 12/09/2022 ilâ 07/10/2022 tarihleri arasındaki arabuluculuk sürecinde durduğu, 01/11/2022 tarihinde davanın açılmasıyla TBK 154/1-b.2 uyarınca zamanaşımının kesildiği, bu sebeplerle dava tarihi itibariyle zamanaşımının gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davalı … zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Davacının —– vatandaşı olduğu, değer kaybına uğranıldığı iddia edilen aracın bu devlete kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacının, vekili tarafından sunulan belgeler de dikkate alındığında —- devleti vatandaşı olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti ve—– arasında 1975 tarihli “Türkiye Cumhuriyeti ile —–Arasında Hukukî ve Cezai Konularda Adlî Yardımlaşma Sözleşmesi”nin bulunduğu (31/03/1978 tarih ve—– sayılı Kanunla onaylanmıştır.—-: 24/05/1978 tarih ve— sayılı, Yürürlük Tarihi: 28/10/1978.), bu antlaşmanın 2’nci maddesinin 1. bendi hükmünün “Âkit taraflardan her birinin, diğer Taraf mahkemelerinde dava ikame eden veya görülmekte olan bir davaya katılan uyrukları, Âkit Taraflardan birinin ülkesinde ikametgâh sahibi olmak şartı ile, gerek yabancı sıfatları, gerek dava ikame ettikleri ülkede ikametgâh veya meskenleri bulunmaması nedeniyle, her ne ad altında olursa olsun, teminat göstermekle yükümlü olmayacaklardır.” şeklinde olduğu, bu sebeple davacının teminat akçesinden muaf olduğu anlaşıldığından, davacıdan teminat akçesi alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Mahkememizce kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle -davacının aracının yabancı plakalı olması nedeniyle- kayıtlı olduğu ülkedeki 2. el serbest piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak hesaplama yapılması amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.13/04/2023 tarihli bilirkişi raporunun bu esasa uygun düzenlenmediği tespit edilmiştir.Dosya mahkememizce yeniden bilirkişiye verilmiş, bilirkişi tarafından 14/08/2023 tarihli ek rapor ile “
4.1. Dava konusu trafik kazası nedeni ile —– plakalı aracın SAĞ ÖN KAPININ ONARIM BOYA, SAĞ ARKA KAPI ONARIM BOYA, SAĞ ARKA ÇAMURLUK ONARIM BOYA işlemi yapılmış olduğu, hasarlanmış olan kısımların uygun yöntemler ile tamir edilerek hasarının giderilmiş olduğu, sayın mahkemenin emri olduğu üzere aracın plakasının kayıtlı olduğu —– ikinci el araç alım satım işletmeleri ve en çok kullanılan araç alım satım internet siteleri üzerinden yapılan araştırmalar neticesinde davaya konu kaza sonucu hasarlanan parçaların tamir edilmesi ile değer kaybı yaşamayacağı anlaşılmıştır. 4.2. Yapılan piyasa araştırmaları neticesinde; Avrupa Birliği ülkesi olan —- ikinci el araç alım satım işlemlerinin ülkemize nazaran farklı kriterleri olduğu, kaporta aksamında oluşan değişen ve boya nedeni ile değer kaybı yaşamadığı, ikinci el araçların fiyatlarının belirlenmesinde aracın yaşı, kilometresi, teknik özellikleri, olumsuzluk oluşturacak arızaları, şasi ve kaporta aksamındaki vuruk, çizik, pas ve hali hazırdaki hasarlar aracın fiyatını belirleyen unsurlar olduğu anlaşılmıştır. 4.3. Kaporta aksamında kaza sonucu veya uzun dönemli kullanım sonucunda oluşan deformasyonların, göçüklerin, çizik ve pasların, hasarlı halinin tamir ücreti kadar değer kaybı yaşatacağı, belirtilen hususların tamir edilmiş halinin ise yalnızca —–değil bütün Avrupa ülkelerinde değer kaybı yaşatmayacağı aksine değerini arttırdığı anlaşılmıştır.” tespit ve değerlendirmelerinin yapıldığı görülmüştür. Raporun ekinde yer alan belgeler de incelenmiş, rapordaki değerlendirme ve tespitlerin denetime açık olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının mülkiyetindeki —– plakalı araç ile davalının sigortacısı olduğu dava dışı şahıs sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın karıştığı 10/12/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana geldiği iddia edilen değer kaybından kaynaklı maddi zarar nedeniyle açılan tazminat davası olduğu, değer kaybına uğradığı iddia edilen aracın —– devletine kayıtlı olması nedeniyle değer kaybı zararın aracın kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerlerine göre hesaplanması gerektiği, bu esasa uygun olarak alınan bilirkişi raporuna göre aracın değer kaybına uğramadığı hususunun tespit edildiği, anılan kaza nedeniyle davacının değer kaybı zararının bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının dava açılırken alınan 80,70 TL peşin harç ve 300,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 110,85 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (15.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.