Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/866 E. 2023/946 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/866
KARAR NO : 2023/946

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin dava dışı —- Adi Ortaklığı arasında İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesinin imzalandığını, sigortalı ile davalı arasında güvenlik hizmetleri sözleşmesi akdedildiğini, davalının şantiyenin 7/24 güvenliğini sağlamayı taahhüt ettiğini, 26/08/2021 tarihinde söz konusu şantiyede hırsızlık meydana geldiğini, rizikonun müvekkile ihbarının ardından sigorta eksperi görevlendirildiğini, eksper sonucu 46.445,66 TL tazminat miktarının hesaplandığını, müvekkilinin sigortalısına bu bedeli ödediğini, bu ödeme ile birlikte müvekkilinin sigortalısının halefi olduğunu, ödenen bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulü ile —–.İcra Müdürlüğü—– esas sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Müvekkilinin imzalanan sözleşmeye istinaden hırsızlık fiilini engellemek gibi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin asli sorumluluğunun ana kapıdan yapılacak olan giriş ve çıkışları denetlemek, yangın söz konusu olursa ilk müdahalede bulunmak, yangın tatbikatı gerçekleştirmek ve güvenlik alanında çalışan taşeron firma çalışanlarının huzur ve asayişi bozmalarını önlemek olduğunu, müvekkil çalışanlarının yaşandığı iddia edilen hırsızlık olayından sözleşme kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin uyarılarının dikkate alınmadığını, güvenliği sağlanacak alanda çalışan personelin yeterli sayıda olmadığı uyarısının yapıldığını, gece bekçisi olması gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilin iş sahibine karşı asli sorumluluklarından birisinin ana kapıdan yapılan giriş ve çıkışları denetlemekt olduğunu, müvekkil, bu sebeple kimlerin alanda çalışıtığını tespit edip içeri alabilmek için çalışanların isimlerini talep etmişse de bu isimler kendilerine iletilmediğini, bu sebeple de güvenlik hizmetinin gerektiği gibi ifası zorlaştığını, sigortacının yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olduğundan geri istenemeyeceğini, icra inkar tazminat talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :

—-Cumhuriyet Başsavcılığı, —–., müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle;
” 1-Davacının sigortalısının zarar gördüğü olayın, davalı —– sözleşme ile taahhüt ettiği güvenlik yükümlüğündeki eksiklik sonucu meydan geldiği, davalının meydana gelen zarardan tek başına sorumlu olacağı,
2- Meydana gelen rizikonun davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ve geçerli olan poliçe ile —– kapsamında sigorta teminatı altına alınmış olduğu,
3-Bağımsız eksper raporunca denetime açık bir şekilde yapılan tespit sonrası, poliçe gereği uygulanan muafiyet tenzil sonrası davacının tazmin ile yükümlü olduğu zarar tutarının 46.445 66TL olduğu,
4-Davacının sigortalısına vapmış olduğu tazminat ödemesi sonrası, TTK 1472’nci maddesi gereği şartları yerine gelen halefiyete dayanarak, davacının ödemiş olduğu tazminat bedelini zarardan tek başına sorumlu olan davalı —– rücuen tazmin talebiyle başlattığı takibin asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı olarak toplam 49.231 45TL olarak verinde olduğu,
5-Davacının başlatmış olduğu takibe vaki itirazın iptalini talep edebileceği.
6-Davacının takipteki alacağının likit olduğunun ileri sürülemeyeceği ” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile dava dışı dava dışı —–Adi Ortaklığı arasında akdedilen İnşaat –Bütün Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalının —-bulunan—-inşaatı şantiyesinde 26/08/2021 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle sigortalısına 46.445,66 TL ödeyen davacının TTK 1472 maddesi uyarınca halefiyet sebebiyle dava dışı sigortalı ile güvenlik hizmetleri sözleşmesi akdeden davalı —- rücuuna dair başlattığı—–İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacının dava dışı sigortalısına 16/02/2022 tarihinde 46.445,66 TL ödediği ve TTK 1472 maddesi uyarınca alacağa halef olduğu anlaşılmıştır.Davalı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen güvenlik hizmetleri sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin 15. Maddesine göre sözleşmenin 01/03/2020 ilâ 28/02/2021 tarihlerini kapsadığı, taraflar arasında sözleşmenin sona erdirildiğine dair bir beyan bulunmaması nedeniyle riziko tarihi itibariyle sözleşmenin yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen güvenlik hizmetleri sözleşmesine göre dava konusu olaya ilişkin olarak davalı yüklenicinin borçları aşağıdaki şekildedir:
Haftada 7 gün ve 24 saat boyunca , mevcut alanların ve çevresinin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak, YÜKLENİCİ’nin güvenlik elemanları ile İŞ YERİ’nin fiziki güvenlik hizmeti eksiksiz bir şekilde yürütülecektir. (madde 3.1)
YÜKLENİCİ içeriden ve dışarıdan kaynaklanabilecek her türlü hırsızlığa, sabotaja, yangına, şüpheli paket ve ihbar olaylarına karşı dikkatli ve duyarlı olacaktır. Sabotaj, şüpheli paket, ihbar ve hırsızlık olaylarında, yukarıda belirtilen merkezlere bilgi aktarılacak ve gelen kolluk kuvvetlerine azami ölçüde yardım yapılacaktır. (…) (madde 3.4)
YÜKLENİCİ tesis giriş-çıkışlarında, 7 gün ve 24 saat boyunca görev yapacak, güvenlik personeli, yaya olarak gelen müşterileri de rutin aramaya tabi tutacaktır. Giriş kartı olmayan veya girişe yetkili olmayan personeli İŞ SAHİBİ yönetimine rapor ederek gelen talimatlar doğrultusunda hareket edecektir. YÜKLENİCİ İŞ SAHİBİ tarafından yayımlanan giriş ve çıkışın denetlenmesi, personelin giriş ve çıkışlarının takibi ve üst araması sırasında yapılması gerekenlerle ilgili prosedürlerin uygulanması hususunda sorumlu olacak, bu konuda yapılması gereken raporları İŞ SAHİBİNE sunacaktır. İŞ SAHİBİ bu prosedürleri gecikmeksizin hazırlayacak ve YÜKLENİCİ’ye verecektir. (madde 3.9)
İŞ YERİ’nin kapanış saatinden sonra,sürekli devriye hizmeti yapılacak (—-SİSTEMİ veya başka sistemler kullanarak) önceden tespit edilmiş kontrol noktaları kontrol edilecektir. Bir personel devriye hizmetini bitirdikten sonra,diğer personel devriye hizmetini yürütecektir. Telsiz veya mobil telefon marifeti ile haberleşme sağlanacaktır. Ana kapı kapatılarak anahtarı İŞ SAHİBİ’nin belirleyeceği bir kişiye teslim edilecek bu kişi gelmeden hiçbir suretle kapı açılmaya çalışılmayacaktır. Kapının açılması gerektirebilecek olağanüstü durumlarda güvenlik elemanı İŞ SAHİBİ’nin belirlediği kişiye telefon ve sair suretle acilen ulaşacak ve konu hakkında bilgilendirilecek kendisine verilen talimatlar yönünde tedbir. alacaktır.(Bu konu personelin artırılması ile ilgili bir husus olup karşılıklı görüşme ile kararlaştırılacaktır) (madde 3.14)
Yukarıda sayılan tüm hizmetler YÜKLENİCİ tarafından her zaman gördüğü gerek ve hizmetin niteliği olarak değiştirilebilir veya yenilenebilir.Bu durum YÜKLENİCİ tarafından İŞ SAHİBİ’ne rapor olarak sunulacaktır. İŞ SAHİBİ’ de bu raporu bir talimat haline getirecektir. Taraflardan birinin hizmetin şeklinin değiştirilmesi konusundaki talebi temsilcilerin karşılıklı mutabakatları ile olacaktır. (madde 3.17)
İŞ SAHİBİ’nin talebine kadar iş bu sözleşmenin eki olan EK-1′ de tablo ile tariflenen personel sayısı olan 6 Güvenlik elemanı ile işe başlanacaktır. Bunu sağlayacak bir vardiya çizelgesi YÜKLENİCİ tarafından İŞ SAHİBİ’ ne sunulacak ve bu vardiya çizelgesinin sürekli olarak güncellenmesinden sorumlu olacaktır. Görevli personel sayısının değiştirilmesi gereği halinde İŞ SAHİBİ’ nin Valilik nezdinde alacağı müsaade ile YÜKLENİCİ gerekli değişikliği sağlamayı kabul ve taahhüt eder. Yapılan değişiklik sonucu YÜKLENİCİ ‘nin İŞ SAHİBİ’ ne fatura etmesi gereken yeni tutar iş bu sözleşmenin eki EK-1′ de tablodaki “Sayı” kolonunda bulunan sayıların değiştirilmesi sonucu çıkan “Toplam Aylık” bedeller üzerinden aynı hesap yöntemiyle hesaplanır. İş bu sözleşmenin 13. Maddesi gereğince tablo yeniden düzenlenmiş ise Görevli Personel Sayısının değiştirilmesi sonucu fatura edilecek tutar en son kabul edilen tablo üzerinden hesaplanacaktır. (madde 12)Dava konusu olaya ilişkin olarak—–Ekspertiz firmasının raporunda aşağıdaki tespitler yapılmıştır:
Şantiye sahasına 3 noktadan kontrollü giriş çıkış yapıldığı,
Araç girişlerinde demir kapı bulunduğu,
Özel güvenlik firmasının aktif çalıştığı,
Şantiyede gündüz ve gece güvenlik personelinin (9 kişi) görev aldığı,
Bina etrafının duvar ila kapatılmış ve tel çevrili ile çevrili olduğu,
Çalınan inşaat tesis malzemelerin kapalı ve kilitli depoda muhafaza edildiği,
Çalınan elektrik malzemelerinin bulunduğu deponun kapısının kapalı ve kilitli olduğu
Olay yeri inceleme raporu incelendiğinde; “işyeri deposu yukarı-aşağı hareket eden elektrikli kepengin zorlamaya olarak sağ tarafının raydan çıkmış olduğu, kepengin yarı açık konumda olduğu, işyeri depo kepenginin sağ üst köşesinde bulunan alarm kutusunun yerinden çıkarılmış olduğu, alarm kutusunun dağılmış halde işyeri deposu önünde zeminde bulunduğu, alarm kutusunun olduğu yerde kablo ucunun boşta olduğu”
Yerinde yapmış olduğumuz incelemeler, olay yeri inceleme raporunda yer alan tespitler, güvenlik kamerası görüntüleri ve zorlama/delme vb. hırsızlık emareleri çerçevesince sigorta konusu şantiyede hırsızlık olayı meydana geldiği
—- İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün olay yeri inceleme tutanağı şu şekildedir: “26.08.2021 günü Saat 09.15 sıralarında —– Polis Merkezi’nin yukarıda adresi yazılı yerde işyerinden hırsızlık olduğunu bildirmesi üzerine bahse konu işyerine intikal edildi. Olayın —– iizerinde inşaatı devam eden —– İnşaaat şantiyesinde bulunan—–isimli işyerinin deposunda meydana geldiği görüldü. Olay yerinde gözlem yolu ile yapılan incelemede; işyeri deposu yukarı-aşağı hareket eden elektrikli kepengin zorlamaya bağlı olarak sağ tarafinın raydan çıkmış olduğu, kepengin yarı açık konumda olduğu, işyeri depo kepenginin sağ üst köşesinde bulunan alarm kutusunun yerinden çıkarılmış oldugu, afum kutusunun dağılmış halde işyeri depo.su öniinde zeminde bulunduğu, alarm kutusunun oldugu yerde kablo ucunrın boşta olduğu görüldü. İşyeri içerisine bakıldığında, işyerinin yoğun tozlu bir-durumda olduğu, depo içerisinin olağan karışık durumda olduğu görüldü. (Müşteki beyanına göre içeride tizerinde kablolarının bulunduğu makaranın olmadığı anlaşılmıştır.) Olay yerinde yapılan teknik incelemede paımak izi veya başka bir bulgu tespit edilemedi. Olay yeri ilk haliyle çeşitli açılardan fotoğraflanıp incelemeye son verildi.”
Tanık —-Ben hırsızlık olaylarının olduğu tarihte güvenlik şirketinin güvenlik operasyon müdürü olarak çalışıyordum, Dava konusu hırsılık olayları 2021 ya da 2022 yılında olmuştur, tam tarihi hatırlamıyorum, hırsızlık olayları olduğunda yapı inşaat halindeydi, hırsılık yapılan alana girilebilecek 3 kapı vardır ancak her taraf açıktır, her taraftan girilebilecek durumdaydı, güvenlik kameraları sadece giriş kapılarında vardı, burada gündüz saatlerinde toplam 3 kişi güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu, hırsızlık gündüz mesai saatlerine yarım saat bir saat kala gerçekleşmiş, biz zamanında —–isimli şantiye sorumlusuna bu kadar kişiyle buranın güvenliğinin sağlanmasının mümkün olmayacağını söyledik. Ancak her seferinde maliyet sebebiyle fazla kişi çalıştırılmasına karşı çıktılar. hırsızlık olduktan sonra alarm çalmış ancak güvenliğin bulunduğu noktadan bunun duyulmasına imkan yok, giren kişiler buraya sanki şantiyede çalışan görüntüsü vererek fosforlu kıyafetlerle girmişler, bu nedenle araçla girilmiş olsa da bunun hırsız olarak tespit edilmesi tarafımızca mümkün değildir, alanda devriye atacak yeterli sayıda personel belirttiğim gibi yoktu, o yüzdem mevcut personel de kapıda duruyordu, ayrıca şantiyeye giren çıkan birçok araç v şahıs vardı, biz şantiye sorumlusundan şantiyeyle ilgili olan araçların plakalarını ve bilgilerini istememize rağmen bize bunu vermediler, çünkü çok sayıda araç vardı, o yüzden tarafımızca hangi aracın şantiyede görevli olduğu, hangisinin olmadığı konusunda tespit yapmamız mümkün değildir, ben olaya hırsızlık olduktan sonra intikal ettim, ben buraya haftada iki gün gece ya da gündüz spontane olarak teftişe gelirim, aynı zamanda burada işçilerin yatakhanesi de vardı, gece gündüz bir faaliyet giriş çıkış olurdu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —– “Tanık beyanında; Ben bu alanda elektrikçi olarak çalışırım, hırsızlık olayı 2021 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında iki kere oldu, o zamanlarda burada çalışıyordum, olaya ilişkin kamera kayıtarı mevcuttur, sabah 6, 6;30 gibi hırsızlık olayı oldu, hırsızlık yapan şahıslar buraya aşağı kapıdan girip minibüs ile iki kat yukarı çıkarak gelmişler, giren şahısların eşgali burada çalışanlar gibi idi, kendilerine çalışan süsü vermişler, hırsızların girdikleri kapıda güvenlik görevlisi vardı, bir kişi duruyordu, bu alana geliş gidişler mesai saati ile birlikte başlar yani saat 8;00 de başlar, yani bundan önce çok yoğunluk olmaz, zaten hırsızlık olayının yaşandığı tarihte burası şantiye olduğu için sabahın erken saatlerinde geliş gidişler ve faaliyetler olmazdı, buraya giren çıkan araçların ön camında bir tarafında mutlaka burada faaliyet gösteren firmanın etiketi ya da a4 kağıdına yazılmış ismi ve ünvanı bulunurdu, örneğin bizim aracımızın köşesinde a4 kağıt ile—– unvanı yazılıydı, bu şekilde güvenlikten geçiyorduk, ben malzeme getirdiğim zaman güvenlikten bana niye getirdin, boş mu çıkacaksın, nereye getirdin şeklinde soru soruyorlardı, yine burada faaliyet gösteren diğer firmalar da uygulamaya uyuyordu, ancak bu firmaları tek tek sayamam, çok sayıda oldukları için bilmem de mümkün değildir, ben olaya bizzat şahit olmadım, olay olduktan sonra geldim, kamera kayıtları da vardır, hırsızlık olayından sonra minibüs ile E5 tarafındaki kapıda çıkmışlar, normalde o kapı giriş çıkışa kapalıydı, bize hiçbir zaman bu kapıdan girip çıkamıza müsaade edilmedi, bu aracın ne şekilde çıktığını bilmiyorum dedi. Bildiklerim bunlardan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkememizce dava konusu yerde keşif icra edilmiş, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda aşağıdaki tespitlerin yapıldığı görülmüştür:
Suça konu Keşif yapılan —– seviyesinde Zemin kat olarak geçtiği, suça konu —– kapı ,—– nolu işyeri olduğu, suça konu 26.08.2021 tarihinde Kepenkli sistem ile korunaklı, Kamera sistemi ile kayıtlı olduğu, suça konu işyerinin suçla ilgili oluştuğu kanaatine varılan kepenk alt yere bakan yüzey bölgesinde Sert Cisim Kanırtılma İzinin olduğu, Olay Yeri İnc. Görevlilerinin —– nolu raporunda elektrikli kepengin zorlamaya bağlı olarak sağ tarafından rayından çıkmış olduğu, kepengin yarı açık konumda olduğu, işyeri depo kepenginin sağ üst köşesinde bulunan alarm kutusunun yerinden çıkarılmış olduğu, alarm kutusunun dağılmış halde işyeri deposu önünde zeminde bulunduğu, alarm kutusunun olduğu yerde kablo ucunun boşta olduğu eklinde raporlama yapıl üş olup kilitle muhafaza altına alınmış Kepenk açılmış olduğu İŞYERİ SAHİBİNİN KUSURU OLMADIĞI,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 112. Maddesi uyarınca “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 114. Maddesi uyarınca “(1)Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. (2)Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacı ile dava dışı dava dışı—–Adi Ortaklığı arasında akdedilen İnşaat — Bütün Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalının —– bulunan—– Merkezi inşaatı şantiyesinde 26/08/2021 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle sigortalısına 46.445,66 TL ödeyen davacının TTK 1472 maddesi uyarınca halefiyet sebebiyle dava dışı sigortalı ile güvenlik hizmetleri sözleşmesi akdeden davalı —– rücuuna dair başlattığı —- İcra Dairesi’nin—– Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının dava dışı sigortalısına 16/02/2022 tarihinde 46.445,66 TL ödediği ve TTK 1472 maddesi uyarınca alacağa halef olduğu, davalının sorumluluğunun ise dava dışı sigortalı ile arasındaki güvenlik hizmetleri sözleşmesine dayandığı, davalının sözleşmeyi gereği gibi ifa etmemesi durumunda kusursuzluğunu ispatlamadığı müddetçe zarardan sorumlu olacağı, yine yukarıda atıf yapılan yasa hükmü uyarınca davalı borçlunun her türlü kusurundan (kast, ağır veya hafif ihmal) sorumlu olacağı, davalının sorumluluğunun kapsamı belirlenirken işin davalı için yarar sağlıyor olması nedeniyle sorumluluğun hafif olarak değerlendirilemeyeceği, başka bir deyişle, davalının özel güvenlik hizmetleri konusunda uzman olması nedeniyle, kendi görev alanında dikkat ve özen yükümlülüğünün yüksek olacağı, bu kapsamda gerçekleşen bir olayda davalının sorumluluğu belirlenirken -davalının dikkat ve özen yükümlülüğünün yüksek olması nedeniyle- en küçük ihmalinden dahi sorumlu olması gerektiği, yukarıda ortaya konulan tüm deliller kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, davalının dava konusu alanı dava dışı şahıs ile akdettiği özel güvenlik hizmetleri sözleşmesi kapsamında hırsızlığa karşı korumakla yükümlü olduğu, davalının anıldığı gibi dikkat ve özen yükümlüğünün yüksek olması nedeniyle en hafif ihmalinden dahi sorumlu olacağı, hırsızlık olayının bilirkişi raporunda da denetime açık şekilde tespit edildiği üzere faillerin davalının denetimi altında olan güvenlik noktasındandavalının denetimi altında olan güvenlik noktasından minibüs ile geçerek dava konusu alana gelmesi ve yine davalının denetimi altında olan güvenlik noktasından olay yerinden ayrılması, davalı personellerinin aracın iş sitesine ait olup olmadığı, alana girme yetkisinin bulunup bulunmadığı, araçtaki şahısların kimler olduğu, hangi amaçla bu alana geldikleri hususunda yeterli denetim ve kontrolü yapmaması, faillerinin davalının korumakla yükümlü olduğu alana bu suretle girebilmesi şeklinde ve mesai saatleri dışında (görece faaliyetin daha az olduğu vakitlerde) gerçekleşmesi ve yine somut olayda hırsızlık olayının anlık olmaması (hırsızlık konusu malların araca yüklenmesi ve aracın güvenlik noktasından geçerek olay yerinden ayrılması fiilinin zamana yayılması) ve dava konusu alanın güvenlik kameraları ile izleniyor olması dikkate alındığında davalı bunu etkin bir şekilde kullanmış olsaydı zararın önlenebilir nitelikte olması nedeniyle ağır ihmal derecesinde kusurunun bulunduğu, davacı sigortalısına ait işyerinin (zararın gerçekleştiği yerin) kapılarının kilitli olması ve hırsızlık konusu malların sigortalı tarafından bu suretle güvenceye alınması nedeniyle dava dışı sigortalıya kusur atfedilebilecek bir durum bulunmadığı, bu sebeple davalının güvenlik hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan yukarıda atıf yapılan borçlarını gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle sigorta sözleşmesi kapsamında zararı karşılayan ve alacaklının haklarına halef olan davacıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere takipte talep edilen asıl alacak ve ödeme tarihi itibariyle takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağının hukuka uygun bulunduğu, alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle likit olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,

1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —-. İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE,
Takibin DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (49.231,45 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.363,00 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 594,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.768,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 686,80 TL dava açma masrafı ve 5.628,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 6.314,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (49.231,45 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Eldeki uyuşmazlık ile ilgili olarak yine mahkememizde görülen—– Esas sayılı dosyadaki (tarafları ve sebepleri aynı, konusu farklı) uyuşmazlık ile ortak olarak arabuluculuğa (Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın —-Dosya numaralı başvurusu) başvurulduğundan ve anılan davada arabuluculuk ücretine hükmedilmiş olduğundan, eldeki davada arabuluculuk ücreti yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.