Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/860 E. 2023/93 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/860 Esas
KARAR NO: 2023/93
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
———- kararı ile mahkememize gönderilen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —– arasında, ——— cihazları satışı hakkında imzalanmış sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme nedeni ile bazı çeklerin önceden düzenlenmek suretiyle teminat ve avans olarak—— teslim edildiğini, bu teminat ve avans maksadı ile düzenlenmiş çeklerden bir kısmının üzerinde, şahıs olarak kendisinin de avalist sıfatı ile imzasının bulunduğunu, — firmasının, —- içerisinde farklı tarihlerde şahsına karşı — adet çek üzerinde aval imzası olduğu gerekçesi ile icra takibi yaptığını ve tüm mal varlığı üzerinde haciz uygulandığını, daha sonra——dosyada, takip şeklini değiştirip ve İflas yolu ile takip isteyerek Ticaret mahkemesinde aleyhine şahsi iflas davası açtığını, bu davayı——- seneden beri sürdürdüğünü, iki seneden beri her an hakkında iflas kararı verilebileceği endişesi ile yaşadığını, davalıya herhangi bir şekilde şahsen borçlu olmadığını, şahsına karşı icra ve iflas yolu ile takip yapmasını meşru gösterecek hukuki bir sebebin mevcut olmadığını ve yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle dosyasında adli yardım talebinin olduğunu belirterek bu nedenlerle —– maddi tazminatın davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının işbu davanın ismini değiştirerek (menfi tespit davası olarak) İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/17 Esas sayılı dosya ile açmış olduğunu ve davanın reddedildiğini, derdestlik itirazı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının dava harcını tamamlaması gerektiğini, davacı …’nun İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/300 Esas sayılı kayıt kabul davasında davayı uzatma amaçlı olarak, kasıtlı ve yanlış davalı ismi yazarak haberleri olmadan işbu davayı açarak yanlış adres göstererek davaları birleştirdiğini, şimdi ise davaların ayrıldığını, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu ve kayıt kabul davalarını uzatmaya yönelik olarak bunu yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizce ——- sayılı ilamla “Dolayısıyla davalı tarafın sırf alacağının temini için yargı mercileri önünde hak arama hürriyetine istinaden davacı hakkında ——- davası açmış olması ve davacı tarafın hakkında açılan iflas davası nedeniyle zarara uğramış olması, yapılan eylemin bir haksız eylem olarak nitelemesini mümkün kılmadığı gibi söz konusu eylem nedeniyle davacının davalı hakkında bir tazminat talebinde bulunmasını da mümkün kılmamakta ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmiş, anılan hüküm ——- ilamı ile “Dava; Haksız olarak açılan iflas davası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde maddi manevi tazminat olarak toplam —– talep edilmiş davacı tarafından —- tarihinde sunulan dilekçeyle dava değerinin—– olarak harçlandırılması talep edilerek bu değer üzerinden harç ikmal edilmiştir. Yine davacı vekilince —- tarihinde dilekçeyle manevi tazminat yönünden harcın ikmal edilemediği ve maddi tazminat olarak —– üzerinden harcın ikmal edildiği bildirilerek belirsiz alacak davası olarak bu değer üzerinden davaya devam edilmesi talep edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 297.maddesinde hükmün kapsamı düzenlenmiş olup, aynı maddenin 2.fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafça sunulan dilekçeyle ve sadece maddi tazminat yönünden harç yatırılarak davaya bu değer üzerinden devam edilmesi talep edilmesine ve istinaf dilekçesinde de açıkça manevi tazminat talebinden vazgeçildiğinin belirtildiği görülmesine rağmen kararda maddi tazminat yönünden gerek kısa kararda, gerekse gerekçeli kararın hüküm kısmında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, bu hususta hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, HMK 297/2.maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu husus aynı zamanda kamu düzenine ilişkindir” gerekçeleriyle kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememize gönderilmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde ——— gösterilmiş ise de, talep sonucundaki maddi ve manevi tazminat istekleri yalnızca ——– olduğu için yargılama yalnızca bu davalı aleyhine yürütülmüş ve hüküm yalnızca bu davalı aleyhine kurulmuştur.
Yine her ne kadar istinaf dilekçesinde davanın manevi tazminat davasından vazgeçtiği yönünde bir ifade bulunmakta ise de, bu ifadenin manevi tazminat davasından feragat niteliği taşımadığı, beyanının niteliğinin davanın geri alınması olabileceği, ancak davalının bu konuda açık muvafakati olmadığı,——– tarihli celsede davacıya sorulmasına rağmen davacının feragat ifadesini kullanmadığı, “ayrıca benim manevi tazminatla ilgili olarak hiçbir talebim yoktur, manevi tazminat başka bir davada görülmektedir, bu davam sadece maddi tazminat ile ilgilidir” ifadesini kullandığı, ancak dava dilekçesinde açıkça davalı—- yönelik manevi tazminat talebinin bulunduğu hususu dikkate alınarak aşağıda gerekçesi açıklanacağı üzere manevi tazminat talebi hakkında da bir değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda;
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır:
a)Manevi tazminat talebi yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesi uyarınca “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” Yasa metninde geçen “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesi” ifadesinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. Maddesi anlaşılmalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/5 maddesi uyarınca “(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın haksız fiil nedeniyle tazminat davası olduğu, davacının dava değerini —– olarak gösterdiği, yani davalı —– manevi tazminat talep ettiği, yukarıda belirtildiği gibi her ne kadar istinaf dilekçesinde davanın manevi tazminat davasından vazgeçtiği yönünde bir ifade bulunmakta ise de, bu ifadenin manevi tazminat davasından feragat niteliği taşımadığı, beyanının niteliğinin davanın geri alınması olabileceği, ancak davalının bu konuda açık muvafakati olmadığı, ——- tarihli celsede davacıya sorulmasına rağmen davacının feragat ifadesini kullanmadığı, “ayrıca benim manevi tazminatla ilgili olarak hiçbir talebim yoktur, manevi tazminat başka bir davada görülmektedir, bu davam sadece maddi tazminat ile ilgilidir” ifadesini kullandığı, ancak dava dilekçesinde açıkça davalı —— yönelik manevi tazminat talebinin bulunduğu, harcın yatırılmamış olması nedeniyle talebin kanunen işlemden kaldırılmış olduğu, hüküm tarihi itibariyle HMK 150/5 maddesindeki süreinin geçmiş ve harcın yatırılmamış olduğu, davacının ifadelerinden harcın yatırılmayacağının anlaşıldığı, davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin kararın da kesinleştiği, bu sebeple yukarıda atıf yapılan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi uyarınca davacının davalı —–yönelik manevi tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
b)Maddi tazminat davası yönünden;
Dava haksız fiil nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Davacının iddiası özetle davalı ——–sözleşme olduğu, bu sözleşme kapsamında çek düzenlendiği, davacının da buna avalist olarak imza attığı, davacının —– büyük ortağı ve yöneticisi olduğu, bu çeklere dayalı hakkında önce kambiyo senedine dayalı haciz sonra da iflas takibi başlatıldığı, bu yüzden zarara uğradığı, çekler kambiyo senedi vasfında olmadığı, karşı tarafın edimlerini eksik ifa ettiği, sözleşmede aval olacağı hükmünün olmadığı, bunun da haksız fiil teşkil ettiği yönünde olduğu görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
—– tarihinde ——- kabul edilen——– tarihinde yayımlanan ——– uyarınca “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, belirtildiği gibi davanın haksız fiile dayalı maddi tazminat davası olduğu, davacının dava dilekçesi ile haksız fiil olarak nitelendirdiği işlemin davalı tarafından kendisine karşı kambiyo senetlerine karşı haciz ve ardından iflas yolu ile takibe girişilmesi olduğu, atıf yapıldığı üzere ——- göre herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, ilgili yasalara göre haciz ve iflas yolu ile takip başlatılmasının veya dava açılmasının başlı başına haksız niteliğinde olmadığı, davalının meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle başlattığı bu girişimlerinde haklı veya haksız çıkmasının işlemin niteliğine etkisinin bulunmadığı, bu sebeple davacının maddi tazminat davasına konu hukuka aykırı bir fiil bulunmadığı, haksız fiilin şartlarının somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmış, davacının davalı ——- maddi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının davalı —-maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacının davalı ——— yönelik manevi tazminat davasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 171,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,90 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 51,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden, davalı —– yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden, davalı —– yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/1 ve 10/3 uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı —–yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/02/2023