Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/86 E. 2023/213 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/86 Esas
KARAR NO : 2023/213

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket, icra dosyası ekinde sunulan toplam 4 adet fatura ile davalıya çeşitli ebatlarda, miktarlarda ve farklı tarihlerde, toplam 54.215.92 TL’lik alüminyum ürünleri sattığını, bu işler neticesinde davacı, icra takibine konu e-faturaları düzenlediğini ve davalı-borçluya faturaları ve malları teslim ettiğini, davalı sözlü ve yazılı uyarılara rağmen aradan geçen zaman için icra takibine konu faturalardan kaynaklanan borcu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine, ——dosyası ile takip öncesi faiz dahil toplam 55.195.92-TL’lik 4 adet faturaya dayalı ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takip durduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davalının, icra takibine itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, icra takibine konu faturalar incelendiğinde de görüleceği üzere, faturaların ilki 26.10.2021 tarihli ve sonuncusu da —- tarihinden, 13.12.2021 târihine kadar davalı-borçluya, icra takibine konu faturalar ve mallar davacı şirket tarafından teslim edildiğini, davacı şirket faturalar nedeniyle yapması gereken bütün işleri yaptığı ve malları teslim etmiş olduğunu, karşılığında faturalar düzenlediğini, ticari defterlerine işlediğini ve davalıya faturaları ve malları teslim ettiğini, davalı borcunu ödemediğini, davalının itirazında hiçbir gerekçe sunmadığını, davalı, icra takibine itiraz dilekçesinde “borca ve ferilerine itiraz ediyoruz” şeklindeki gerekçesiz beyanda bulunduğunu, davalının ticari defterleri incelendiğinde faturaları aldığı ve resmi kayıtlara işlediği tespit edileceğini, davalının Vergi Dairesine verdiği beyannameler incelendiğinde faturalar ve içeriğini teslim alıp kayıtlarına işleyerek beyannamelerinde göstererek resmileştirdiği ortaya çıkacağını, davalının önce faturaları kabul edip ticari defterlerine işleyip daha sonra borca itiraz etmesi kötü niyetli olduğunu, iş yapıldıktan ve mallar ve fatura teslim edildikten sonra bedelinin ödenmesi ticari teamül olmasına karşın, davalının hem borcu ödememesi ve hem de takibe itiraz etmesi kötü niyetini gösterdiğini, davalının itiraz nedeni işi sürüncemede bırakarak zaman kazanmak olduğunu, bu durum da davacıyı mağdur ettiğini, icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, takibe konu borç tacirler arası ticari ilişkiden kaynaklandığından, vadesinde ödenmeyen borçlara yürütülecek faiz, TTK. 1530. madde ticari temerrüt faizi olduğunu, davalının haksız itirazının iptali ve takibin devamı için işbu davayı açmak zorunda kalındığını iddia ederek; davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı alacaklı tarafından —-. Sayılı dosyası ile başlatmış olduğu icra takibine davalının davacı alacaklıya ödeme emri ile davalıya tebliğ edilen miktar kadar borcu olmaması sebebiyle taraflarınca itiraz edilmiş olduğunu ve ilgili takip durdurulduğunu, davacı ile yapılmış olan arabuluculuk görüşmeleri davacının İcra takibine koymuş olduğu alacak miktarı kadar alacağı olduğu şeklindeki ısrarı üzerine anlaşamama ile sonuçlandığını, davacı alacaklı davaya konu icra takibinde —– talep etmiş olup öncelikle muaccel olmayan borca faiz işletmiş olup (980 TL) davalı temerrüde düşmediği için talep edilen faiz yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından başlatılan icra takibine konu —– faturadaki emtialar davalıya teslim edilmemiş olduğu ve iş bu fatura karşılıksız olarak düzenlenmiş olduğu davalı tarafından kabul edilmemiş olup davacıya iade edildiğini, müvekkili tarafından davacı tarafa —- tarihinde müvekkiline—— olarak gönderilen ————- davalının borcundan mahsup edilmeden icra takibi başlatıldığını, davalının davacıya olan cari hesap borcu mal karşılığı olmadan düzenlenen ve hiçbir surette davalıya teslimi yapılmamış emtiaya ait—– öncesi işleyen faiz ve davacı şirket çalışanına elden ödenen —- olduğunu savunarak; davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—-müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce aldırılan — tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” Sayın Mahkeme’nin kararı doğrultusunda, tarafların şirketin – ticari defterleri ve dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde Davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu ticari defterlerin sahipleri lehine delil olarak kabul edilebileceği, Davalının — dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu ticari defterlerin sahipleri delil olarak kabul edilebileceği,
Taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı açık hesap |İlişkisi olduğunun kabul edilebileceği, davacı ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile —- alacaklı olduğu takipten sonra davalının 5.000,00 TL davacıya ödendiği, davalı ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibari ile davacıya 44.244,92 TL borçlu olduğu davacıya takipten sonra 5.000,00 TL ödediği,Davalının kayıtlarında bulunmayan —— davacı kayıtlarında olduğu , davacı tarafından — tarihinde davalıya düzenlenen ———-tarihinde davalıya düzenlenen—- bedelli faturaların davalı kayıtlarında bulunmadığı , fatura içeriği malların teslim edildiğine dair davalı ikrarını içeren imzalı sevk irsaliyesi ve belge bulunmadığı,Tarafların kayıtları dikkate alındığında davacı alacağının iki faturanın hesap dışında tutulması halinde — olarak kabul edilebileceği, Taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı davacının takipten itibaren REESKONT AVANS faizi talep edebileceği” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura ve açık hesap alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının dava konusu yapılan faturaya ilişkin hizmeti—-bildirdiği, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde—–varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, davalının takip yapılması ile temerrüte düştüğü, bu sebeple takipten sonra davadan önce yapılan 5.000,00 TL ödemenin öncelikle takip masrafları ve işlemiş faizlerden düşürülmesi gerektiği, takip masraflarının (tahsil harcı, icra vekalet ücreti, cezaevi harcı vs) yapılan ödemeden fazla olduğunun açık olduğu, bu sebeple yapılan ödemenin asıl alacağın miktarını etkilemediği, bu sebeple davaya konu 54.215,92 TL alacak yönünden tümden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun kabul edilen asıl alacak üzerinden (her ne kadar davalı yargılama sürecinde borcunu kısmen kabul etmiş ise de icra takibinde alacağın tümüne itiraz ettiğinden takibin tüm alacak yönünden durmuş olmasına sebebiyet vermesi nedeniyle) icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davacının davaya konu ettiği 54.215,92 TL yönünden itirazın iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —- takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın—— karşılık gelen 10.843,18 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri—- üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.703,48 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 649,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.053,58 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 742,10 TL dava açma masrafı ve 1.618,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.360,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri — karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen —- davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.