Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/834 E. 2023/94 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/834 Esas
KARAR NO : 2023/94
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ : 22/05/2012
KARAR TARİHİ: 02/02/2023

——-karar sayılı görevsizlik ilamı ile mahkememize gelen davanın açık yargılaması sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —– tarihinde davacının park halindeki aracının yanında bulunduğu sırada davalı ——- plakalı aracın kendisine çarpması sonucu malul kalacak derecede yaralandığını, olayın davalı sürücünün kusurundan kaynaklandığını, davalının olay nedeniyle —– esas sayılı dosyasında yargılandığını, davalı —- ait aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu belirterek olay nedeniyle davacının maddi kayıpları ve yaşadığı sıkıntı göz önüne alınarak 5.000,00 TL maddi 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunduğu, duruşmalar sırasında aynı doğrultuda beyanlarını yinelediği, 12/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davacının tedavi giderleri toplamının 36.788,23 TL olarak saptanması nedeniyle dava değerinin rapor doğrultusunda ıslahı ile 36.788,23 TL tedavi gideri karşılığı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı sigorta şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve manevi tazminatın poliçe kapsamında yer almadığını, aynı şekilde tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminatında yer almadığını, sair yönlerden kusur ve maluliyet oranlarının tespiti ve davalı şirketin temerrüde düşürülmediği hususunun göz önüne alınması suretiyle davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; davalıya ait aracın sigortalı olması nedeniyle zararın sigorta şirketinden istenmesi gerektiğini, faiz talebinin temerrüt olmadığından haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının maddi tazminat talebinin abartılı olduğunu, manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklı manevi ve tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
——— Karar sayılı ilamı ile “1-Davanın kısmen kabulüne, 2-36.788,23 TL maddi tazminatın davalı —– yönünden olay tarihi olan 21/9/2011, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 22/5/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 3-Davalı sigorta şirketi yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle manevi tazminat talebinin reddine, 4-4.000,00 TL manevi tazminatın 21/9/2011 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı —– tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verildiği, hüküm hakkında——– ilamı ile “A-) Davalı ——-vekilinin, manevi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-)1- Davalı —– vekili ile davalı ——- vekilinin maddi tazminat davasına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Maddi tazminat davasının yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,” karar verildiği görülmüştür.
Mahkeme ilamı ve istinaf ilamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalılara karşı manevi tazminat davalarının infazı anılan ilamla mümkün olacak şekilde kesinleştiği, dosyanın mahkemesine yalnızca tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının görülmesi için gönderildiği, istinaf ilamından sonra davanın tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davası olduğu ve bu kapsamda değerlendirilme yapılması ve hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
——– sayılı ilamı ile dosya görevsizlik kararıyla mahkememize gönderilmiştir.
21/09/2011 kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98/1 maddesi uyarınca “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin —– olup olmadığına bakılmaksızın —— sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde —– tarafından karşılanır. Ancak,——bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.”
———- sayılı ilamında “2918 sayılı Kanun’un 98. maddesine bakıldığında, kazazedelerin devlet hastanesi, üniversite hastanesi, özel hastane gibi hiç bir ayrım gözetmeksizin tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında alacakları sağlık hizmetleri bedellerinin ——- tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği, ödeme esaslarına ilişkin hiçbir sınırlamanın getirilmediği anlaşılmaktadır. Hâl böyle iken; ——– —— ödemekle yükümlü olacağı miktarın —— yer alan hükümler doğrultusunda hesaplanacağı düzenleme altına alınmıştır. Oysa normlar hiyerarşisi gereği izahtan varestedir ki; Kanun’un lafzına ve amacına aykırı olarak yönetmelik hükmü getirilemeyeceği gibi, taraflardan birine Kanun ile getirilen sorumluluk, Yönetmelik hükmü ile ne daraltılabilir ne de genişletilebilir. Kaldı ki———istemiyle——-yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin —– tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun ———politikaları uyarınca belirlemiş olduğu —— doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde —— hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, —— İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan——– yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar vermiştir. Anılan iptal kararı gereği, 6111 sayılı Kanun kapsamında kalan belgeli tedavi giderleri için ——- uygulanması imkânı kalmamıştır. Bu durumda, Kanun gereği kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan her türlü tedavinin gerçek zarara işaret etmesi ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile- davalı —— sorumluluğunda olduğunun, bunun aksine Yönetmelik hükmüne itibar edilemeyeceğinin kabulü ile davacı tarafından talep edilen tedavi giderleri belgeli olup,—- konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın “tüm” tedavi giderleri ——karşılanacaktır. Buna göre bilirkişi tarafından, davacının tedavi giderlerinden sadece —- kapsamında kalan kısmına dair,—-belirlenen bedellerin esas alınması suretiyle tespit edilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde içtihat geliştirildiği görülmüştür ———–
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda belirtildiği gibi davacının davalılara karşı manevi tazminat davasının istinaf ilamı ile infazı kabil şekilde kesinleştiği ve dosyanın mahkemesine yalnızca maddi tazminat davasının görülmesi amacıyla gönderildiği, bu sebeple davanın 21/09/2011 tarihli trafik kazasından kaynaklı tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davası olduğu, dava tarihi itibariyle KTK’nun 97. Maddesinin hüküm tarihi itibariyle olan halinin yürürlükte olmaması nedeniyle sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuru yapılmamış olmasının özel dava şartı niteliğinde olmadığı, yine olay tarihi itibariyle KTK’nun 98/1 maddesinin yürürlükte olduğu, buna göre ve yukarıda atıf yapılan yargı içtihatları dikkate alındığında kazazedelerin devlet hastanesi, üniversite hastanesi, özel hastane gibi hiç bir ayrım gözetmeksizin tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında alacakları sağlık hizmetleri bedellerinin ——tarafından karşılanacağı ve ödeme esaslarına ilişkin hiçbir sınırlama getirilmediği, bu sebeple trafik kazasından kaynaklanan yaralanmalarda ister resmi ister özel sağlık kurum ve kuruluşu olsun belgelendirilebilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun —— ait olduğu, yalnızca belgelendirilemeyen tedavi giderlerinden davalıların sorumlu olacağı, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde ——-tarihli doktor bilirkişinin ek raporu dikkate alındığında belgelendirilemeyen tedavi giderlerinin 4.800,00 TL olduğunun tespit edildiği, bu sebeple davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi zararının 4.800,00 TL olduğu, zararın sigorta limitini aşmadığı, davalı —– haksız fiil faili olması nedeniyle onun yönünden temerrütün olay tarihi olan —- gününde, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden önce davalıya herhangi bir temerrüt ihtarı olmadığından temerürtün dava tarihi olan—- gününde gerçekleştiği, olayın ticari iş olarak nitelendirilememesi nedeniyle alacağa bu tarihlerden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının davalı —– yönelik manevi tazminat talebi yönünden—– sayılı ilamı ile “Davalı——- vekilinin, manevi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” ve “Maddi tazminat davasının yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,” hükmü verildiğinden ve —– sayılı —– manevi tazminatın —- tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı —- tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” dair hükmü bu suretle kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacının davalı sigorta şirketine yönelik manevi tazminat talebi yönünden—— sayılı “Davalı sigorta şirketi yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle manevi tazminat talebinin reddine,” dair hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan ve ———sayılı ilamı ile “Maddi tazminat davasının yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,” hükmü verildiğinden, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 4.800,00 TL maddi tazminatın davalı —–yönünden olay tarihi olan —– gününden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan —– gününden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (4.800,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 327,88 TL karar ve ilam harcının davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 9,00 TL posta masrafından ibaret yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (4.800,00/36.788,23) göre 1,17 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (4.800,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 4.800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar ——- yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve her iki davalı yönünden ret sebebi ortak olduğundan reddedilen dava değeri (31.988,23 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 ve 13/3 uyarınca hesaplanan 4.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak her bir davalı eşit hak sahibi olmak üzere davalılar ———- verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ——–Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/02/2023