Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/816 E. 2023/625 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/816
KARAR NO : 2023/625

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 17/06/2021 tarihinde müvekkiline ait —– plaka nolu araç ile —— plaka nolu araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sigortalı şirkete sigortalı bulunan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, yapılan hesaplamaya göre 6.000,00 TL değer kaybına uğradığının tespit edildiğini, zarar veren aracın poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin tacir olduğunu, ticari iş amacıyla poliçe düzenlendiğini, sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu tazminat nedeniyle ticari faiz kazanırken zarar görene yasal faiz ödemesi gerektiğini ileri sürmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek bankaların uyguladığı en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte kusur oranı ve ödeme göz önüne alındığında şimdilik 6.000,00 TL değer kaybı tazminatının, 1.030,00 TL dilekçe yazım bedelinin, 11,50 TL vekalet suret harcının, 18,15 TL baro pulu ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.

İNCELEME ve GEREKÇE :
——, Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü, —— Noterler Birliği Başkanlığına müzekkereler yazıldığı görüldü.Davacı vekilinin 06/06/2023 tarihli dilekçesi ile davasını 5.000,00 TL’ye ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği görüldü.Mahkememizce alınan 12/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“- Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu,
-Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLAK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
-Dava konusu kaza ve hasar durumunun uyumlu olduğu,
– Söz konusu aracın hasar gören parçalar baz alındığında dava konusu aracın ilgili servis/ tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olarak onarım süresinin yaklaşık 3 (üç) iş günü süreceği, (Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.)
-Dava komusu aracın Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına göre dava konusu kaza haricinde geçmiş hasar kaydının bulunmadığı,
– Dava konusu aracın dosya muhteviyatına sunulmuş olan fotoğrafların incelenmesi neticesinde;
* Motor Kaputu ( Onarım/Boya)
* Ön Tampon ( Onarım/Boya),
hasarının bulunduğu,
-Yargıtay’ın istikrar bulmuş olan kararları ile Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli iptal kararı doğrultusunda aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının belirlenmesi, kararına göre REEL PİYASADA ise;
” Dava konusu aracın kazadan önceki hasarlı/ kazalı 2. El piyasa rayiç değerinin 155.000,00 TL civarında olacağı, ( Söz konusu aracın dava konusu kaza öncesinde geçmiş hasar kaydı mevcut değildir.) kazadan sonraki onarılmış hali ile piyasa rayiç değerinin (modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, olay tarihindeki yaşı, km bilgisi ( 29.992 km de) vb. etkenler baz alınmıştır.) yaklaşık 150.000,00 TL civarında olacağı, bu kapsamda Değer Kaybının 155.000,00 – 150.000,00 TL= 5.000.,00 TL civarında olacağı,
– Dava konusu kaza kapsamında;
—— plaka sayılı araç sürücüsü —— %100 kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu,
– Dava konusu kaza kapsamında aracın maliki/ işleteni yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluk yönünden KTK Madde 85 kapsamında değerlendirilmesinin Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğunu,
– Dava konusu kazanın —– plaka sayılı aracın hatalı geri manevrası sonucunda meydana gelmiş olması nedeni ile —- plaka sayılı araç sürücüsü —– KUSURSUZ olduğu” hususları belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile davalının sigortacısı olduğu dava dışı şahıs sevk ve idaresindeki —— plakalı aracın karıştığı 17/06/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle, davacının aracında meydana gelen değer kaybına ilişkin açılan tazminat davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, (…) Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının sevk ve idaresindeki —–plakalı araç ile davalının sigortacısı olduğu dava dışı şahıs sevk ve idaresindeki ——plakalı aracın karıştığı 17/06/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle, davacının aracında meydana gelen değer kaybına ilişkin açılan tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda——- plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, 12/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda olayın gerçekleşmesinde davalı sigortalısının %100 kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, mahkememizce de olayın gerçekleşme biçimine göre bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur durumunun somut olayın gerçeklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu, yine aynı rapor ile davacının 5.000,00 TL değer kaybı zararının bulunduğunun tespit edildiği, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, zira kaza tarihi itibariyle KTK’nun 90. Maddesindeki “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olduğu, kaldı ki Yasa’nın eski halinde “ve” kelimesi kullanılmakla normlar hiyerarşisine göre değer kaybı hesabının yasada ifade edildiği üzere “aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,” hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunun bu esasa uygun ve denetime açık şekilde düzenlendiği, bu sebeple hükme esas alınabileceği, sigorta şirketi yönünden temerrütün KTK 99 maddesi uyarınca başvuru tarihinden (24/06/2021 günü) itibaren sekiz iş gününün geçmesiyle 07/07/2021 tarihinde gerçekleştiği, somut olayda davacının tacir ve dolayısıyla dava konusu olayın ticari iş olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu sebeple alacağa ticari temerrüt faizi işleyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, değer kaybına ilişkin 5.000,00 TL maddi tazminatın 07/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesinde öngörülen değişen oranlı ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (5.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 341,55 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harç ve 82,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 178,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı, 82,00 TL tamamalama harcı ve 2.561,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.815,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (5.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.