Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/814 E. 2023/98 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/814 Esas
KARAR NO : 2023/98

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/02/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
——Hukuk Dairesinin —–Esas,——Karar sayılı ilamı ile mahkememize görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklı, davalı şirketin borçlu olduğu—— Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, başlattıkları icra takibinin ödeme emrinin tebliğinin akabinde borçlu yanca 30.12.2018 tarihinde borca, imzaya, yetkiye ve ferilerine itiraz etmekle kanun gereği icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Borçlunun itirazı haksız olup borçlu itirazında kötü niyetli olduğunu, davalının itirazında yetkiye itiraz ettiğini ve——-Müdürlüklerinin yetkili olduğunu beyan etmiş ise de davalı yanın işyeri adresinin —–olması göz önüne alındığında yetkili yerin de—— olduğunu, takibin —— açılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, yersiz ve hukuka aykırı yetki itirazının reddini talep ettiklerini, müvekkilinin, adına kayıtlı olan —— plakalı ——- model aracı önce satın aldığını ancak sonrasında maddi zorluklar sebebiyle satmak istediğini, Müvekkilinin bu aracı satacağı sırada davalı—— aracı servis olarak kullanmak üzere şirketine kiralanmasını teklif ettiğini, müvekkilinin de bu şekilde gelecek para ile aracın taksitlerini daha rahat ödeyebilmek adına 17.08.2018 tarihinde 75 günlüğüne servis olarak çalıştırmak üzere davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili davalı şirkete aracı teslim ederken ödenecek paranın aracın giderlerini karşılamaması halinde aracı davalı şirketten alıp satacağını davalı şirkete söylediğini ve davalı şirketinde bu durumu kabul ederek aralarında mutabık kaldıklarını, Müvekkilinin 75 günlük çalışma karşılığında davalı şirkete makbuzlar kesmiş ise de şuana kadar yalnızca 2018 Ağustos ayı makbuzları için 3.016,04 TL çalıştırma bedeli müvekkilin ——- hesabına 19.09.2018 ve 15.10.2018 tarihlerinde “hakediş ödeme” açıklaması ile yatırıldığını, taraflar arasında resmi taşımacılık sözleşmesi imzalanmadıklarını, yapılan ödeme ve makbuzlar taraflar arasında ki ticari ilişkiyi ortaya koyduğunu. 2018 Ağustos ayından geriye kalan 539 TL ile 2018 Eylül ve Ekim aylarına ilişkin kesilen makbuz bedelleri ise hiç ödenmemiştir. Buna göre 30.09.2018 tarihli makbuzların—– 5.803,71 TL, —– 3.953,98 TL,—– 3.738,70 TL,—–70,85 TL, ——1.100,90 TL, 31.10.2018 tarihli makbuzların —–4.861,40 TL, ——- 4.623,78 TL,—— 2.978,70 TL bedellerinde olup makbuzların toplamı olan 30.504,06 TL den yalnızca 3.016,04 TL’si ödenip kalan 27.488,02 TL’si ödenmediğini, müvekkilinin çalıştırma bedellerinin ödenmemesi üzerine zor durumda kalmış taksitlerini ödeyemez hala gelmiş ve neticesinde alıcı çıktığından aracı davalı şirketten alarak 29.10.2018 tarihinde satmak durumunda kaldığını, davalı şirkete kesilen makbuz bedellerinin bir kısmını ödemiş ise de bakiye kısım olan takip miktarı hali hazırda ödenmediğini, ödenmeyen kısım için ise yasal takip yoluna gidildiğini, davalının hiçbir somut gerekçeye dayanmadan borcun tamamına itiraz ederek kötü niyetli bir şekilde müvekkilimizin alacağına kavuşmasının önüne geçmiştir. Davalı fatura bedellerinin tam ve eksiksiz ödendiğine dair bir makbuz da sunmadığını, kanun gereği söz konusu uyuşmazlık için arabuluculuğa başvuru yapılmış ise de görüşmelerde sonuç alınamamış ve müvekkil alacağını alamadığını,——- Esas sayılı dosya üzerinden istenen işlemiş ve işleyecek faiz oranıyla birlikte takibin devamına, haksız itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında araç kiralama sözleşmesi bulunmadığını, davacının oğlu —— ile tedarikçi sıfatıyla iş yapıldığını, aracın babası olan davacı tarafından satılmasını gerekçe göstererek işi bıraktığını, taraflar arasında servis taşımacılığı ile ilgili sözleşme bulunmadığını, davacı şirketin kendisine düzenlenen yakıt faturalarını cari hesabından düşmediğini, yakıt bedelinin —–olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine ve % 20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura ve açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağa dayalı itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin tarafların arasında hukuki ilişki bulunduğu yönünde birbiri ile uyumlu olduğu, taraflar arasındaki taşımacılık ilişkisinin bulunduğu, 13/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın davacının davalının kestiği yakıt yansıtma faturalarını defterlerine işlememesinden kaynaklandığı, ancak yine raporda tespit edildiği üzere yakıt yansıtma faturalarının cari hesapta davacı aleyhine düşülmesi hususunda taraflar arasında teamül oluştuğu bu sebeple bu faturaların davacının alacağından düşülmesi gerektiği, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında kısmen haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, yine reddedilen kısım yöünnden davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun—– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 7.131,01 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip takip tarihi itibariyle 7.131,01 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın (7.131,01 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 1.426,20 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (7.131,01 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 487,11 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 469,43 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 17,68 TL harcın davalıdan alınarak —— gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 520,23 TL dava açma masrafı, 1.018,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.538,23 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına —-göre 399,05 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (7.131,01 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— 13/2 uyarınca hesaplanan——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (20.357,01 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——uyarınca hesaplanan ——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (7.131,01/27.488,02) göre 342,43 TL’sinin davalıdan alınarak —– gelir kaydına, bakiye 977,57 TL’sinin davacıdan alınarak —- gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.