Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/789 E. 2022/745 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/789 Esas
KARAR NO:2022/745

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:06.10.2022
KARAR TARİHİ:11.10.2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı asilin dava dilekçesinde özetle,—yılında —çiftçilik yaptığını, davalının da —ilçesinde — bulunduğunu, — için davalıya vekalet verdiğini, — ay sonrasında kendisine telefon açarak prim istemediğini, vekaleti de iptal edeceğini bildirdiğini, akabinde — kanalıyla vekaleti iptal ettiğini, ancak davalının elinde bulunan vekaletname ile kendisi adına sahte şirket açtığını—tarihinde — isteğe bağlı kendisini sigorta yapmak istediğinde adına şirket açıldığını ve ilgili şirketin halen aktif olduğunu öğrendiğini, davalı tarafından daha önce benzer şekilde sahte şirketler açıldığını öğrendiğini iddia ederek, davalı tarafından adına sahte olarak açılan — feshine ve kapatılmasına, yapılan tüm yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, davalı tarafından davacı adına sahte olarak açılan dava dışı şirketin feshi ve kapatılması istemine ilişkindir.İşbu davada, davacı, davayı feshini istediği şirkete değil, kendisine adına sahte belgelerle şirket kurduğunu iddia ettiği —yöneltmiştir. Bu durumda davalı— pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekli görülmüştür.
—- sona ermesi ile ilgili TTK’nin 636. maddesi;
“(1) –şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki — dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına — şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü haizdir.TTK’ye göre, —ortağı, esas sözleşmede şirketin feshi ile ilgili sebepler belirtilmemişse, haklı bir sebebin bulunması durumunda, şirketin feshini mahkemeden talep edebilir.— sona erme sebeplerinden biri olan haklı sebeple fesih, Türk Ticaret Kanunu’nun 636. maddesinin III. fıkrasında düzenlenmektedir. Bu madde, “haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden Şirketin feshi (TTK m. 245, m. 328, m. 531, m. 636/III), şirketten çıkma ve çıkarılma (TTK m. 255, m. 257, m. 328, m. 638, m. 639, m. 640) ve yönetim yetkisinin geri alınması ve kısıtlanması (TTK m. 219, m. 274-276, m. 282, m. 328, m. 565, m. 630) durumlarında haklı sebebe hukuki sonuç bağlanmaktadır.Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre —Doktrinde ve mahkeme kararlarında haklı sebep olarak kabul edilen olaylara şunlar örnek verilebilir:
1-Şirketin devamlı olarak kâr getirmemesi, şirket amacının gerçekleşmesinde ekonomik ve hukuki imkansızlıklar
2-Kanun, esas sözleşme ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şekilde ihlali, uzun yıllar ciddi bir faaliyetin olmaması —şirketin uzun yıllar ciddi bir faaliyeti olmamışsa, fesih için yasal nedenler oluşmuştur.”)
3-Şirketin, borçlarını ödemek için ortaklarından borç alıp, bu borçlar dolayısıyla icra takibine uğramasını, icra takiplerinin şirketi çalışamaz duruma sokmasını haklı sebep olarak kabul etmektedir. —şirketin faaliyete geçemeyip atıl durumda kaldığı, şirket giderlerini ortaklardan aldığı borçlarla kapatmaya çalıştığı, bu borçlara ilişkin icra takibine uğradığı—halde fesih için kanuni haklı nedenlerin oluştuğu kabul edilmelidir…”)
Fesih için dayanılan haklı sebepler ispat edilemediği taktirde ise şirketin feshine karar verilememekte; davanın reddedilmesi gerekmektedir.Mahkemenin şirketin feshine karar vermesi durumunda, bu karar bozucu yenilik doğuran nitelikte bir karardır. Ayrıca bu karar, hükümlerini dava tarihinden değil kararın kesinleşme tarihinden itibaren doğurur. Hükmün etkisi, ileriye dönüktür. Şirketin Feshini istemi hakkı Mahkemeye başvurularak dava açma yoluyla kullanılabilir. Böyle bir durumda haklı sebebin var olup olmadığına mahkeme takdir eder.Bilindiği üzere, kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir.
Bu nedenlerle, işbu davada davalı —- pasif husumet ehliyeti bulunmadığından şirketin feshi davasının davalı —yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren — haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.