Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/784 E. 2023/630 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/784
KARAR NO : 2023/630

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan —- plaka nolu aracın 29/12/2020 tarihinde müvekkiline ait—-plaka nolu araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, bahse konu zararların poliçe limitleri dahilinde ödenmesi amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, müvekkilinin uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle uğradığı hasar farkı ve değer kaybı zararının tazmin edilmesi amacıyla davanın açıldığını, meydana gelen değer kaybının hasar bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, davalının bu başvuruya cevap vermediğini ve herhangi bir ödeme yapmadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; gerçekleşen kaza neticesinde müvekkilinin—- plaka nolu aracının uğramış olduğu hasarın onarım bedelinin ve aracın değer kaybı bedelinin bilirkişi marifetiyle tespitini, 100,00 TL hasar bedeli ve 100,00 TL değer kaybı bedelinin şimdilik toplamda 200,00 TL’nin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, delillerinin taraflarına tebliğini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame etmesi sebebiyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı miktarının bilinmediğinin ileri sürüldüğünü, ancak davadan önce yapılan başvuru sonrası hasar dosyasının açıldığını, alınan ekspertiz raporuna göre müvekkil şirket sigortalısının kusur oranına denk gelen tazminat tutarının davacıya ödendiğini, aracın hasarının tamamen karşılandığını, bu halde tutarın davacı tarafından bilinebilir durumda olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkil tarafından ödeme yapıldığını, davacıya 22/01/2021 tarihinde 6.340,00 TL ödendiğini, zararın karşılandığını, 780,00 TL değer kaybı tazminatının davacı tarafa 25/01/2021 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bakiye poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından müvekkili sigortalısının kusurunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu savunarak; davanın usulden ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—Vergi Dairesi Müdürlüğü, —-Sigorta Tahkim Komisyonu,—- Noterler Birliği Başkanlığı’na müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.Mahkememizce alınan 19/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

“NETİCE VE KANAAT:
Dosya muhteviyatında bulunan bilgi ve belgeler birlikte nazara alındığında, kaza yerinin konumu ve mahal şartlarla dikkate alınarak olay değerlendirilip, yukarıdaki hususlar muvacehesinde 29/12/2020 tarihinde meydana gelen Maddi Hasarlı Trafik Kazasında;
A-) Sürücü —– sevk ve idaresinde bulunan—-plaka sayılı aracı ile: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için:
6/8 ORANINDA %75 KUSURLU OLDUĞU,
B-) Sürücü —- sevk ve idaresinde bulunan—– plakalı aracı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmelikte Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği:
2/8 ORANINDA %25 KUSURLU OLDUĞU,
C-) 29.12.2020 tarihinde meydana gelen kaza da Trafik kazası tespit tutanağındaki bilgiler ve dosya içeriğinde bulunan —- plakalı araca ait hasar bilgilerinin, ——plakalı araç üzerinde oluşan hasarlı parçalar ile uyumlu olduğu,
D-) Yargıtay uygulamaları doğrultusunda *’aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının ne olduğunun, daha önce aracın karıştığı kazaların neler olduğu ve bunların değer kaybına etkisinin olup olmadığı ”, hususları çerçevesinde yapılan teknik incelemede:
Bu bilgiler dâhilinde —- plakalı,— marka, —tipi, —- model araçta oluşan Hasar bedeli için, derdest davaya konu ettiği ve davalıların tazmin etmesini istediği toplam zararının, “ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle,
HASAR BEDEL TUTARI (parça + işçilik) =31.795,30 TL TL x 0,75 (kusur oranı) = 23.846,50 TL
DEĞER KAYBI BEDELİ – 15.000,00 x 0,75 (kusur oranı) =11.250,00 TL
TOPLAM TUTAR = 35.096.50 TL olarak hesap edilmiştir.
E-) Taraflar arasında Uzman Arabulucu ile yapılmış uyuşmazlık konusu görüşmede, anlaşamama durumunun olduğu görülmüştür.
F-) Kusur oranlarına göre hesap edilen hasar bedel tutarının ve değer kaybı bedelinin —- Şirketi’nin KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihi olan 29/12/2020 tarihi itibariyle ilgili Trafik Poliçesinde Araç Başına Maddi Limit olan 41.000,00 TL ile gerçek zarardan sorumlu olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalıya —- poliçe numarasıyla sigortalı—- plakalı araç ile davacıya ait —– plakalı aracın karıştığı 29/12/2020 tarihli trafik kazası nedeniyle, davacının aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin açtığı tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, (…) Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalıya —- poliçe numarasıyla sigortalı—- plakalı araç ile davacıya ait —– plakalı aracın karıştığı 29/12/2020 tarihli trafik kazası nedeniyle, davacının aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin açtığı tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda —– plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, 19/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda olayın gerçekleşmesinde davacının %25, davalı sigortalısının %75 kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, mahkememizce de olayın gerçekleşme biçimine göre bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur durumunun somut olayın gerçeklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu, yine aynı rapor ile davacının 31.795,30 TL maddi hasar ve 15.000,00 TL değer kaybı zararının bulunduğunun tespit edildiği, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, zira kaza tarihi itibariyle KTK’nun 90. Maddesindeki “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olduğu, kaldı ki Yasa’nın eski halinde “ve” kelimesi kullanılmakla normlar hiyerarşisine göre değer kaybı hesabının yasada ifade edildiği üzere “aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,” hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunun bu esasa uygun ve denetime açık şekilde düzenlendiği, bu sebeple hükme esas alınabileceği, zararın gerçekleşmesinde davalının sigortalısının %75 oranında kusurlu olması nedeniyle davalının yukarıda tespit edilen tazminat miktarlarından sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağı, diğer bir deyişle tazminattan davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiği, yine davalının değer kaybına ilişkin 25/01/2021 tarihinde yaptığı 780,00 TL ve maddi hasara ilişkin 22/01/2021 tarihinde yaptığı 6.340,00 TL ödemenin de dava ve temerrüt tarihinden önce olması nedeniyle hükmedilecek tazminat miktarından (anaparadan) düşülmesi gerektiği, neticede davacının eldeki davada değer kaybına ilişkin 10.470,00 TL ve maddi hasara ilişkin 17.506,50 TL olmak üzere toplam 27.976,50 TL tazminat alacağının bulunduğu, sigorta şirketi yönünden ise temerrütün KTK 99 maddesi uyarınca başvuru tarihinden (23/09/2021 günü) itibaren sekiz iş gününün geçmesiyle 06/10/2021 tarihinde gerçekleştiği, somut olayda davacının tacir ve dava konusu olan ticari iş olarak nitelendirilememesi nedeniyle alacağa yasal faiz işleyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, değer kaybına ilişkin 10.470,00 TL ve maddi hasara ilişkin 17.506,50 TL olmak üzere toplam 27.976,50 TL maddi tazminatın 06/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (38.446,50 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.626,28 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harç ve 480,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.065,58 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı, 480,00 TL ıslah harcı ve 3.680,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 4.332,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (38.446,50 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.