Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/756
KARAR NO : 2023/807
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkiline ait—– plakalı aracın—–plaka nolu aracın sebep olduğu 09/06/2022 tarihli kaza nedeniyle hasarlandığını, kazada —–plaka nolu aracın %100 kusurlu olduğunu, kaza sonucu müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı bakımından uğradığı zarar miktarının tam olarak belirlenemediğini, değer kaybının bilirkişi tarafından tespit edilmesini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait araçta meydana gelen 200,00 TL reel değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faiz ile birlikte davlıdan tahsilini, dava sonuçlanıncaya kadar davalı araç üzerinde tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA-:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, müvekkil sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde —–16/08/2022 tarihinde 4.100,00 TL maddi hasar ödemesi ve 29/06/2022 tarihinde ——- 3.351,00 TL değer kaybı ödemesi ve 269,87 TL ekspertiz rapor ücreti bedeli ödemesinin yapıldığını, yapılan ödemelerle müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun kalmadığını, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen —— plaka nolu aracın müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkili sigortalısının kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin —–Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava konusu kazaya ilişkin müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, dava şartı olan zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacının talep etmiş oluğu maddi hasar ve mahrumiyet bedeli tutarının bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, araç mahrumiyet bedeli, aracın işletilememesinden doğan kazanç kayıpları gibi yansıma zararlarının teminat dışı olduğunu savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME :
Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü,—–Vergi Dairesi Başkanlığı, ——- Noterler Birliği Başkanlığı’na müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle;
” Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu,
-Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
-Dava konusu kaza ve hasar durumunun uyumlu olduğu,
-Dosya muhteviyatına sunulmuş olan bilgi, belge, doküman, fotoğraflar ve Ekspertiz raporlarının incelenmesi neticesinde dava konusu araçta kaza tarihi itibariyle KDV ve İşçilik dahil 4.779,00 TL (İskontosuz) hasar meydana gelmiş olduğu, bu kapsamda davalı tarafından 4.838,00 TL hasar ödemesi yapılmış olduğu, (taraflar arasında hasar ödemesi hususunda herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı)
-Dava Konusu aracın Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına göre dava konusu kaza haricinde 8 adet geçmiş hasar kaydının bulunduğu,
*Davacı vekili tarafından doya muhteviyatına sunulmuş olan Ekspertiz Raporunda aracın GEÇMİŞ HASAR KAYDININ BULUNMADIĞINDAN BAHİSLE hesaplama yapılmış olup, bu tespitin gerçeği yansıtmadığı görülmüştür
* Dava konusu araçta Değer Kaybına Esas;
– Bagaj Kapağı ( Onarım,)
– Arka Tampon ( Onarım/ Boya)
parçalarının hasar görmüş olduğu,
** Ancak söz konusu parçaların 20.03.2019 tarihli Ekspertiz Raporunda daha öncede hasarlanarak Onarım/ değişim görmüş olduğu, ve araçta daha öncede değer kaybına neden olduğundan, aynı parçaların tekrar hasarlanmış olması durumunda yukarıda bilgilendirme bölümünde izah edildiği üzere daha önce değer kaybeden ve ORİJİNALLİĞİNİ YİTİRMİŞ parçaların tekrar araca değer kaybettirmesinin teknik olarak mümkün olmadığı,
** Nitekim bagaj kapağı folyosunun arka tampon ve bagaj kapağının da daha önce onarım görmüş olduğunun Ekspertiz Raporu ile sabit olduğu,
*** İki kez değişim/ onarım yapılan parça için satış esnasında 2 (iki) kez fiyat indirimi talep edilmesinin hayatın olağan akışına aykırıdır.
* Bu nedenle dava konusu araçta DEĞER KAYBI OLUŞMAYACAĞI ( MENFİ) bu konuda dosya muhteviyatına sunulmuş olan 12.04.202 tarihli Bilirkişi Raporu ile aynı kanaatte olduğumu,
* Dava konusu kaza kapsamında;
—– plaka sayılı araç sürücüsü —– %100 kusur oranı ile ASLİ ve TAM KUSURLU olduğu,
-Dava konusu kaza kapsamında aracın maliki/ işleteni yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluk yönünden KTK Madde 85 kapsamında değerlendirilmesinin Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğunu,
-Dava konusu kazanın —– plaka sayılı araç sürücüsünün Asli Kusur sayılan arkadan çarpma şeklinde meydana gelmiş olması nedeni ile —- plaka sayılı ve kazaya karışan diğer araç sürücülerinin KUSURSUZ oldukları,
*** Her ne kadar Sn. Mahkemenin ara kararı gereği kusur değerlendirmesi yapılmış olsa da dava konusu kusur durumunun tüm hukuki değerlendirmesi ve takdiri ile, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisinde olduğu belirtilmiştir.
** Heyetimiz tarafından yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmakla, her ne kadar ZMMS poliçelerinde değer kaybı zararı gerçek zarar olarak kabul edilmesine karşın, dava konusu trafik kazasında davacının maliki olduğu araçta değer kaybı zararının bulunmadığının tespiti ile,
Davacının davalı sigorta şirketinden 11/05/2022-2023 vadeli —– numaralı ZMMS poliçesinden talep edebileceği herhangi bir maddi zararının bulunmadığının hukuki takdirinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı —–ait ve davalıya —–numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan—–plakalı araç ile davacının mülkiyetindeki —— plakalı aracın karıştığı 09/06/2022 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının değer kaybının tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Bilirkişi —-12/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda “Davacıya ait—- Plakalı Araçta daha önceden de aynı bölgeden hasar alıp tamir edilmiş olması, daha önceki kazada orjinalliğini yitirip değerini kaybetmiş olması nedeni ile tekrardan DEĞER KAYBI OLUŞMAYACAĞI, (Davaya konu—– plakalı aracın değer kaybı ve piyasa rayiç bedeli, yargıtay yerleşik içtihatlarına göre nispi metodlar kullanılarak hesaplanmıştır. Bu hesaplamada otomotiv alım satım piyasasında —-model —- marka—-paket aracın alış satış fiyatları, sanal ortam üzerinden yapılan araç alış satış işlemleri, aracın yaşı, kilometresi, hasarlı ve değişen parçaları, Hazine ve Maliye Bakanlı tarafından faliyetleri yürütülen —-Sigorta Birliği Kasko Bedeli listesi dikkate alınarak hesaplanmıştır.)” tespitinin yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce davacının itirazları üzerine dosya yeni bir heyete verilmiş, bilirkişiler —-ve —– 03/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda “Ancak söz konusu parçaların 20.03.2019 tarihli Ekspertiz Raporunda daha öncede hasarlanarak Onarım/ değişim görmüş olduğu, ve araçta daha öncede değer kaybına neden olduğundan, aynı parçaların tekrar hasarlanmış olması durumunda yukarıda bilgilendirme bölümünde izah edildiği üzere daha önce değer kaybeden ve ORİJİNALLİĞİNİ YİTİRMİŞ parçaların tekrar araca değer kaybettirmesinin teknik olarak mümkün olmadığı, Nitekim bagaj kapağı folyosunun arka tampon ve bagaj kapağının da daha önce onarım görmüş olduğunun Ekspertiz Raporu ile sabit olduğu, iki kez fiyat indirimi talep edilmesinin hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle dava konusu araçta DEĞER KAYBI OLUŞMAYACAĞI bu konuda dosya muhteviyatına sunulmuş olan 12.04.202 tarihli Bilirkişi Raporu ile aynı kanaatte olduğumu … Heyetimiz tarafından yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmakla, her ne kadar ZMMS poliçelerinde değer kaybı zararı gerçek zarar olarak kabul edilmesine karşın, dava konusu trafik kazasında davacının maliki olduğu araçta değer kaybı zararının bulunmadığının tespiti ile,” tespitinin yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın dava dışı —-ait ve davalıya —- numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan —- plakalı araç ile davacının mülkiyetindeki — plakalı aracın karıştığı 09/06/2022 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının değer kaybının tahsiline ilişkin tazminat davası olduğu, bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere anılan trafik kazasında hasar gören parçaların daha önce hasarlanarak onarım/değişim görmüş parçalar olduğu, bu sebeple dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının aracında değer kaybı meydana gelmediği kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (200,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.