Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/733 E. 2023/984 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/733
KARAR NO : 2023/984

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili —–İlçesi —– Mahallesi 2203 Ada 1,2,3,4,5,6 Parseller, 2204 Ada, 1,2,3 Parseller, 2205 Ada, 1,2,3,4,5,6 Parseller, 2206 Ada, 1,2,3,4,5,6 Parsellerde kain arsalara ilişkin olarak ilgili arsa payı sahipleri ile Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri imzaladığını, müvekkilinin sözleşmelerde yüklenici sıfatıyla arsa payı karşılığı inşaatları yapmakla yükümlü olduğu, müvekkili ile davalı şirket arasında iş geliştirme hizmet sözleşmesi imzalanmak üzere sözleşmenin davalıyla paylaşıldığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin geliştirici, davalının yatırımcı olarak tanımlandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı, arsaların pay sahipleri hakkında da davalıya bilgi paylaşımında bulunulduğunu, yapılan görüşmeler sonucu davalıyla anlaşma sağlanamadığını, davalının müvekkilince yapılan bilgi paylaşımından edindiği bilgiler ile bir kısım arsa sahipleriyle mükerrer nitelikte sözleşme yaparak iş geliştirme hizmet sözleşmesini ihlal ettiğini, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğundan bahisle yaklaşık ispat koşulunun sağlanmasından hareketle müvekkili —–ileride telafisi mümkün olmayan zararlara muhatap olmasını ve mevcut zararların daha da artmasını önleyebilmek amacıyla HMK madde 389 vd. hükümleri gereğince davalı …müvekkili —- arsa payı sahipleri ile Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri imzaladığı—–İlçesi —- Mahallesi 2203 Ada 1,2,3,4,5,6 Parseller, 2204 Ada, 1,2,3 Parseller, 2205 Ada, 1,2,3,4,5,6 Parseller, 2206 Ada, 1,2,3,4,5,6 Parsellerde kâin arsalarda yürüttüğü ve başta arsa payı sahiplerinin müvekkili —-ile aralarında mevcut sözleşmeleri ihlal etmeye yönlendirmek olmak üzere TTK madde 54 vd. hükümleri kapsamında haksız rekabet olduğu tartışmasız olan iş geliştirme faaliyetlerinin takdiren teminatsız olarak durdurulmasını, ihtiyati tedbir kararının icrasının mümkün olan en kısa süre zarfında sağlanabilmesi için müvekkili —— arsa payı sahipleri ile Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri imzaladığı ——Mahallesi 2203 Ada 1,2,3,4,5,6 Parseller, 2204 Ada, 1,2,3 Parseller, 2205 Ada, 1,2,3,4,5,6 Parseller, 2206 Ada, 1,2,3,4,5,6 Parsellerde kâin arsa paylarının maliklerine konuya ilişkin yazı yazılmasını, davalı … eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, davalı ..haksız rekabet niteliğindeki eylemlerinin menine karar verilmesini, davalı …haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin bir sonucu olarak oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin ve bilinmesinin dava tarihi itibariyle mümkün olmadığı ve alacak miktarının yargılama sürecinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağının dikkate alınarak müvekkili—– uğramış olduğu maddi zararlara temel oluşturmak ve fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla HMK madde 107 hükmü gereğince şimdilik 500.000,00 TL’nin haksız eylemin işlendiği tarih itibariyle işletilecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … tahsil edilerek müvekkili —— ödenmesini, davalı … tarafından gerçekleştirilen haksız rekabete istinaden 50.000,00 TL manevi tazminatın zararın ticari işlerde uygulanacak en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalı … tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından arsa sahipleri ile yapılan sözleşmeden 10 yıl geçmesine rağmen davacı tarafın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, tapu kaydında sözleşmelere ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalama teklifinin arsa sahiplerinden gelmiş olması nedeniyle müvekkilinin davacıyı kötüleme imkanının bulunmadığını, bahsi geçen —– müvekkili şirket yetkilisi olmadığını, arsa sahiplerinin müvekkiline ulaştığından ve ada parsel sorguları kamuya açık ortamda yapıldığından söz konusu bilgilerin gizli bilgi olmadığı, davacının talep ettiği maddi zarar ile müvekkilinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalaması arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, tapu kayıtlarında şerh olmadığından müvekkilinin davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında imzalanan bir sözleşme bulunmadığını, davacının yaklaşık 10 yıl evvel imzaladığı sözleşme ile ilgili tek bir adım atmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, tanıklar dinlenmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı tanığı —– duruşmada “Ben arsa sahibiyim, ilk olarak—– benle irtibata geçti, 2013 yılında sözleşmeyi hatırladığım kadarıyla Eylül ayında imzaladım, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, benim parselde 1/3 hissedarım, bunun da yarısı bana ait, miras kaldı, sözleşme dört parseli kapsamaktadır, imza çoğunluğu sağlanamadığından kentsel dönüşüm süreci yürümedi, —–benle irtibat kurdu ama imzaları tamamlayamadı, —–şirketi bu parseldeki diğer malikler kanalıyla bizimle iletişime geçti, toplantı organize ettiler, —– şirketini —–ve —– temsil etti, —–bey bir toplantıya katıldı, bu toplantıda bizden yeni bir sözleşme talep ettiler, biz de zaten bir sözleşmemiz var diye kabul etmedik, daha sonra bir toplantı daha düzenlendi, bu sefer ——katıldı, yanılmıyorsam —-beyin oğlu, o da ikna etmeye çalıştı, ancak ikna olmadık, çünkü 2/3 lik çoğunluğu sağlayıp sonrasında görüşelim dedi, bildiğim kadarıyla bizim parselleri sağlayamadılar, şuan da —– inşaat iki parsel üzerinden inşaat ruhsatını almaya çalışıyor, bizim duyduğumuz bu,—- şirketinin proje sorumlusu veya temsilcisi sıfatıyla bize kendini tanıttı, —–grubu kurdu, beni de dahil etti,—– inşaatı yapamayacağını ifade ettiler, —–ile olan sözleşmenin feshine yönelik bana bir telkin olmadı, ama beni ikna etmeye çalıştılar, bana bir belge sunmadı, toplantı organize etti, —- grubuna beni dahil etti, —– toplantılarda ve —– gruplarında —–adına konuşmalarda bulundu, biz de parsel parsel giderseniz emsali düşürüyorsunuz, ada gidin dedik, —- inşaat bizim telefon numaralarına nereden ulaştı bilmiyorum ama onlar bize ulaştı, bana diğer malikler kanalı ile ulaştılar, —– de beni toplantı yapmadan önce aradı, binalar üzerinde —– tabelası olduğu halde bize ulaştılar, ben —— bir imza atmadım,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı —– duruşmada “Ben—–inşaat ile herhangi bir sözleşme imzalamadım, parsel numarasını hatırlayamıyorum ancak ben kat malikiyim, —– ile sözleşme imzaladık, inşaata başlayacak, —-sözleşmeyi beğenmediğimiz için imza atmadık, —– imza atanlar oldu, 10 sene geçti, kayyıma gitti, yapabileceğine inanmadığımız için o yolda yürümedik, komşumuzun kiracısı —– bey var, —- emlakçı arkadaşı var —– bey, oradan —–bulduk, gittik konuştuk, tanıştık, evlerimizi yapmasını istedik, bizim parselde 4 daire var, 2 si —– imza attı, 2 si atmadı, biz de mağduruz, belediye evi mühürledi, biz de—– beyle yola devam etmeye çalışıyoruz,—–şirketi adına —– katıldı, bu toplantıya—- imza atanlarda çağırıldı,—– grubunu ben kurdum, haberleşelim diye, bu toplantıda— imza atanlar ikna edilmeye çalışılmadı, tam tersi —– beyi biz ikna etmeye çalıştık, çünkü evlerimiz perişan oldu, biz dört malik aramızda toplantı yaptık, —– beyden randevu aldık, pastanede görüştük, yoksa —– bey bizden randevu istemedi, —– bey ada bazında olursa siz daha karlı olursunuz dedi,—-bey bize —– ile devam etmek isteyen olursa devam etsin, ama ada bazında olursa karlı olursunuz, ben —– taşeronu olacağını hiç duymadım,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı —– duruşmada “Ben arsa sahibiyim, 2013 yılında—–ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladım, o günden bu güne beni ne aradılar, ne sordular, hiçbir şey yapılmadı, benim evimde kiracım vardı, —- bizim işimizi yapmıyor dedi, kiracı ile komşum —- hanım —– bize getirdi, oturduk, konuştuk, anlaştık, —–ile ben sözleşme imzaladım, iki komşum imzalamamıştı, ——- ile imzalamayan iki komşum da imzaladı, —- dört hissedar da imzaladı, bunların ikisinin —– ile imzası var, ikisinin imzası yok, —– ile imzalamayanlar —– vermeyeceğini söyledi, biz de —-döndük, çünkü —–bize hiç uğramadı, bizim evimizde yıkıldı, o zamanki emsal ile şimdiki de aynı değil, zararım oldu, evimde bir yıl boş kaldı, —- şuanda inşaat başlamadı, ancak başlayacağını biliyorum, beni —– kesinlikle ayartmadı, biz gittik kendisine, —– ile biz ada bazında imzaladık, bazı toplantılar oldu, hepsine biz katıldık, o toplantıları —- düzenledi, —– ofisinde bir kaç kere görüştük, ondan sonra da sözleşmeyi imzaladık, başka bir diyeceğim yoktur, —– ve —-vardı, ben —– yapamayacağına inandım, şartları oluşturmak için—–gittim, bizim parselde diğer malik olup —–bey de—–ile imzası vardı, daha sonra —– ile imzaladı, iki şirket arasında görüşmelerden benim haberim yok, yeni duydum, ben —– ile görüştünüz mü dedim, evet görüştüm dediler,—–bizi çok mağdur etti, 10 yıldır arayıp sormadı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz 29/03/2023 tarihli duruşma tutanağının —– nolu “dosyanın nitelikli hesaplamalar uzmanı, mali müşavir ve inşaat mühendisi bilirkişilere tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına,” ara kararı gereğince dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.Bilirkişiler —– ve ——tarafından 26/07/2023 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda özetle; “Haksız rekabete ilişkin hükümler TTK madde 54 vd. Düzenlenmiştir. Haksız Rekabet MADDE 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bu anlamda TTK m. 54 ile haksız rekabete dair hükümlerin ana amacı, katılımcıların bütününün menfaatine olmak üzere dürüst rekabet ortamının temini ile rekabet hakkının kötüye kullanımının önüne geçilmesi olarak vurgulanmıştır. Yasa metninde de belirtildiği gibi yasa koyucu kanunun amacı ile korunan özneleri belirtmiştir. Hukuka uygun rekabet ile rekabetin dürüstlük kuralına uygun bir şekilde olması diğer bir ifade ile saf bir rekabet ortamı ifade edilmektedir. Burada rekabet ortamına duyulan güven söz konusudur. Haksız rekabet hukuku ile rakipler, müşteriler, mesleki yararlar, milli ekonomi ve genel bir bütün olarak toplum menfaati doğrultusunda dürüstlük kuralına uyum göstermeyen nitelikteki davranışların rekabet sahasından uzaklaştırılması amaçlanmaktadır. Rakipler, bu türden bir ortamda herhangi bir hile olmaksızın, yalnızca sahip oldukları araçlar ile ürettikleri mal- hizmetin nispetinde piyasada gerçek karşılık bulabileceklerdir. TTK’da haksız rekabetin amacı ortaya koyulurken kullanılan “tüm katılımcıların yararına rekabetin sağlanması” ifadesi bu kapsam genişliğini ortaya koyucu niteliktedir. Nitekim ekonomik yaşamda yalnızca rakipler yer almamakta, piyasanın merkezinde, müşteri kitlesi bulunmaktadır. Rakiplerin hamlelerini yaparken de müşteri kitlesini göz önünde bulundurarak hareket ettikleri söylenebilir. Rakiplerin müşteri kitlesine göre yaptıkları hareketlerde herhangi bir aldatıcı veya saldırgan strateji benimsemeleri, haksız rekabet kavramını daha önemli hale getirmektedir. Bu noktada TKHK’nin genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik hakları ile dürüstlük ilkesine uyumlu, uygun, aldatıcı olamayan biçimdeki ticari reklamları düzenleme altına alan m.61 uygulamaların temel ölçütünü ortalama tüketici yada mal-hizmetin yöneldiği grubun ortama üyesini olarak esas alan m.62 hükmü haksız rekabet hukukundaki kapsayıcılığın bir görünümü olarak değerlendirilmektedir. Bu görünüm, eTTK döneminde başlayan ve kısmi değişiklikler ile TTK’da devam eden haksız rekabete dair hükümlerdeki -daha geniş muhataba yönelme, uygulanma- noktasında muhataplardan tüketiciye dair onun haklarına özgü yasalaşmasına amaçsal fikri etkisinin sonucudur. Türk hukukunda rekabeti konu alan bir diğer düzenlemeyi BK ve TTK’de düzenlemeleri yer alan rekabet yasağı oluşturmaktadır. Rekabet yasağı, sözleşme ilişkisi içinde bulunan taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan sadakat borcunun, sözleşmenin diğer tarafıyla rekabet yaparak ihlal edilmemesi yükümlülüğüdür—- “Bu noktada sözleşme öncesi görüşmelerdeki kusurdan sorumluluğun hem somut olayda olduğu sözleşmenin kurulmaması durumda hem de sözleşmenin kurulduğu durumlarda da doğabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Sözleşme öncesi görüşmelerden sorumluluğun kendine özgü ve temelini dürüstlük kuralından alan bir sorumluluk türü olduğu ve her olayın koşullarına göre mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde, kusurlu ihlalin hukuki sonuçlarının sözleşmenin kurulmuş yahut kurulmamış bulunmasına göre farklılık taşıyacağı muhakkaktır. 53. Doktrin ve uygulamada farklı görüşler bulunmakla beraber, —- hâlleri bakımından haksız fiil hükümlerinin doğrudan uygulanması bu hâllere özgü ortaya çıkan uyuşmazlıkları tatmin etmekte yetersiz kalacaktır. Haksız fiil sorumluluğunun temeli herkesin başkalarının mutlak haklarına saygı gösterme yükümlülüğünden kaynaklanır. Oysa kişilerin herkese karşı, her zaman ve her durumda dürüst davranma yükümlülüğü bulunmaz; bu yükümlülük, TMK’nın 2/1. maddesinde sadece haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken söz konusu olacaktır. Ortada kurulmuş ve geçerlilik kazanmış bir sözleşme bulunmasa dahi, tarafların sözleşme görüşmelerine girişmekle birbirlerine karşı elde ettikleri pozisyon (daha açık bir ifadeyle birbirlerinin özel menfaatlerine etki etme imkânına kavuşturan özel bağ), onları haksız fiilin genel koruma yükümlülük ve sahasının üstesine, birbirlerini haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerden bilhassa zamanaşımı, ispat yükü ve yardımcı kişilerden sorumluluk bakımından daha elverişli koruma sağlayan bir sahaya, taşır.54. Yapılan açıklamalar güveninin doğup doğmadığı ve bu güvenin ihlal edilip edilmediği değerlendirildiğinde; davalı—–inşa edeceği alışveriş merkezindeki mağazalara kiracı bulmak için davalı … — vekil olarak kullandığı, bu yetkiden hareketle … davacıyla pek çok toplantı ve görüşmelerde bulunduğu, teknik birtakım ayrıntılar dışında mal sahibiyle imzalanacak sözleşmenin temel taslağının dahi oluşturulduğu, sözleşmenin tamamlanabilmesi için davacıdan vergi levhası, imza sirküleri gibi gerekli bazı evrakın istendiği, hatta taslak sözleşme metnine imzasını tamamlamasını müteakip davacıya durumun her iki taraf için de hayırlı olması şeklindeki ifadelerle sözleşmenin kurulacağından duyulan memnuniyeti bildirir tememnilerde bulunulduğu davalılarca da kabul edilmektedir. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında sözleşmenin kurulacağı yönünde davacıda güven oluşturacak şekilde hareket edildiği açıktır. Davacıyla aylar süren görüşmeler yapılmış, kurulabilecek anlaşmanın içeriği hakkında kararlar alınmış ancak sonra sözleşmenin kurulması reddedilmiştir. …” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu —–sayılı 22.03.2022 tarihli kararı, bu açıklamalar doğrultusunda dava dosyası kapsamında davacı ile davalı arasında iş geliştirme sözleşmesi yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmamaktadır. Yine sözleşme görüşmeleri dava dışı—– tanık beyanlarında —-şirketinin adına hareket ettiği beyan edilmişse de —— inşaatın yetkili veyahut temsilci olduğuna dair yazılı bilgi ve belge bulunmadığından davalının haksız rekabet veyahut —– kapsamında sorumluluğu kapsamında hesaplama yapılamamıştır. Davanın taraflarıyla sınırlı olmak kaydıyla yapılan incelemede, davacı —– ile davalı … —arasında sözleşme bulunmaması ve sözleşme yapılması yönünde dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle hesaplama yapılamadığı,” kanaatine varılmıştır.

HUKUKİ NİTELEME, DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabetin tespiti, meni ve haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat tahsili ve tedbiren ortadan kaldırılması istemlerine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Haksız Rekabet A) Genel olarak I – Amaç ve ilke başlıklı 54 ncü maddesi “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmünü düzenlemiş olup II – Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlıklı 55 inci maddesinde haksız rekabet hâllerinin başlıcaları sayılmıştır.Somut olayda; davacı şirketin bir kısım parsellerin malikleriyle kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri imzaladığı ancak aradan on yıla yakın uzun bir süre geçmesine rağmen inşaatları yapıp tamamlamadığı, parsel maliklerinin bir kısmının da davalı şirkete ulaşarak sözleşme yapma yoluna gittikleri, davacı şirketin imzaladığı sözleşmeleri tapuya şerh vermemesi yanında inşaatları da yapmaması sebebiyle maliklerin kendilerinin davalı şirkete ulaştıkları, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi davalı şirketin Kanun’da sayılan haksız rekabet oluşturabilecek bir eylem ve davranışının da tespit edilemediği anlaşıldığından haksız rekabetin tespiti, meni ve haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat tahsili istemlerinin reddine, davacının aynı davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmekte olup yargılamaya konu davada da haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı dava açılmış, bu sebeple davalı yararına üç ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine (Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin 01.10.2020 tarih ve —- Esas —– Karar sayılı kararı) karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 9.392,63 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 9.122,78‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 9.224,75‬ TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden haksız rekabetin tespiti davasından kaynaklı dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 73.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan avansların yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —-Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.