Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/716 E. 2023/1062 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/716
KARAR NO : 2023/1062

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 3 0/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Davalı tarafın İcra Müdürlüğü’ ne yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, 01.01.2020 tarihinde davalıya ekte belgelerini sundukları ürün teslim edildiğini, faturasınında gönderildiğini, sevk işlemlerine ve faturanın iletildiğine ilişkin tebliğ ve belgelerin ekte olduğunu, fatura içeriğine davalı tarafından itiraz edilmediğini fakat ödeme işleminde süresi içerisinde davalı tarafından yapılmadığını, davalı taraf tüm ihtarlarına rağmen borcunu ödememiş olduğundan dolayı kendisi hakkında —-.İcra Müdürlüğünün —–. sayılı dosyası kapsamında takibe geçildiğini, davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takip konusu meblağ davalı tarafça gayet iyi bir şekilde bilindiğini, aynı zamanda likid bir alacak olduğunu iddia ederek; davanın kabulünü, itirazın iptalini ve takibin devamını, asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Müvekkilinin hiçbir nam altında davacıya borcu bulunmadığını, anılan alacak kalemlerinin kabullerinde olmaması sebebiyle yapmış oldukları itirazın haklı ve hukuka uygun olduğunu, icra takibinde alacağa uygulanan faiz oranı geçersiz, fahiş ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme ve süregelen bir ticari ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, alacak doğurur davacı tarafından davalıya verilmiş bir hizmet ve/veya teslim edilmiş bir mal da bulunmadığını, davaya dayanak yapılan faturalardaki malların davalı firmaya teslim edildiği de davacı tarafından ispatlanamadığını, davacı taraf icra takibinde cari hesaba konu ettiği faturaları ibraz dahi etmediğini, itirazın iptali davalarında davacı-alacaklı taraf takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı olup icra takibinde dayanmadığı herhangi bir delile itirazın iptali davasında da dayanamayacağını, huzurdaki davada malın teslim edilmiş olduğunun davacı tarafından kanıtlanması gerekmekte olup davacı taraf bu hususu ispata elverişli hiçbir delil ibraz edemediğini savunarak; haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddini, kötü niyetli alacaklı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—–Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememiz tarafından alınan 24/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1. Ticari Defterlerin Usule Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirketin ibraz ettiği, 2021 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220- 226 ve | Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin ibraz ettiği, 2021 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220- 226* ve – Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.
2. Takip Konusu Alacak Yönünden:
Davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalından 7.423,43 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya 7.423,43 TL borçlu olduğu görülmüştür.
Dava takip konusu cari hesap alacağını oluşturan, 21.05.2021 tarih ve —–numaralı 6.740,21 TL bedelli ve 26.05.2021 tarih ve—— numaralı 683,22 TL bedelli faturaların davalı defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, 21.05.2021 tarih ve —– numaralı 6.740,21 TL bedelli faturanın 2021 yılı BA formu ile bildirimin yapıldığı, davacının 26.05.2021 tarihli —–seri no.lu 683,22 TL tutarlı faturasının davalı tarafından 01.06.2021 tarihinde kayıtlara alınmasından ve bu tutar istisna kapsamında olduğu için davacı tarafından 2021 Haziran ayında BA Formunda vergi dairesine bildirilmemiş olduğu.Sayın Mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde, talebe bağlılık ilkesi gereği, 7.423,43 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faizi yürütülebileceği” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, 21/05/2021 tarih ve —— numaralı 6.740,21 TL bedelli ve 26/05/2021 tarih ve—– numaralı 683,22 TL bedelli faturalar nedeniyle başlatılan——. İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi 21/05/2021 tarih ve —– numaralı 6.740,21 TL bedelli ve 26/05/2021 tarih ve —–numaralı 683,22 TL bedelli faturalar nedeniyle başlatılan —-İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davalının dava konusu yapılan faturaya ilişkin hizmeti Vergi Dairesi’ne bildirdiği, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı (ve davalı) defterlerinde 7.423,43 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, bu sebeple davalının faturadan kaynaklanan borcunu ödediğini ispatlama külfeti altında olduğu, bu yönde dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —–İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (7.423,43 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 1.484,68 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (7.423,43 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 507,09 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 89,66 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 417,43 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 181,86 TL dava açma masrafı ve 2.047,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.228,86 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (7.423,43 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 7.423,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.