Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/714 E. 2023/530 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/714 Esas
KARAR NO : 2023/530

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında —– arasında taşıma işi için 1.350,00 Euro bedel ile anlaştıklarını, müvekkilinin davalı şirkete faturayı ilettiğini, faturaya itiraz edilmediğini ve kayıtlara işlendiğini, fatura konusu taşımanın müvekkili şirkete ait araçlarla sorunsuz bir şekilde yerine getirdiğini, davalının faturadan kaynaklı borcun 1.000,00 Euro’sunu ödediğini, bakiye kısmın ödenmediğini, davalı şirket aleyhine——.İcra Dairesinin —— esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, dava konusu takibin fatura alacağından kaynaklandığından dolayı likit olduğunu iddia ederek; davanın kabulüne, —–.İcra Dairesinin ——esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, hesaplanan asıl alacağa işleyecek Euro mevduata kamu bankalarınca uygulanan azami faizi ve değişen oranlarla faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacı müvekkili şirkete verilmesini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı müvekkili şirket arasında bir taşıma sözleşmesi yapıldığını ve davacı şirket tarafından davalı müvekkili şirkete 09/09/2019 tarihli,—- seri ve—– sıra numaralı 1.350,00-Euro bedelli fatura düzenlendiğini belirtildiğini, müvekkilin davacının iddia ettiği gibi bir borcu olmadığını, davacının herhangi bir bakiye alacağı kalmamasına rağmen takip başlatıldığını, müvekkili tarafından takibe konu borç ile ferilerine itiraz edildiğini, ticari defterlerin incelenmesiyle böyle bir borcun bulunmadığının tespit edileceğini savunarak; davanın reddini, davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini, takibin sonlandırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
——Vergi Dairesi Başkanlığına müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememiz tarafından alınan 08/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, vergi dairelerinden gelen davalının BS ve BA Formları ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin kabulü halinde,
1. Ticari Defterlerin Usule Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirketin ibraz ettiği 2019 yılı ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği görülmüştür.
Davalı taraf incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır.
2. Takip Konusu Alacak Yönünden:
Dava ve takip konusu alacağı oluşturan 09.09.2019 tarihli—–seri no.lu 1.350 Euro tutarlı (8.496,50 ) faturanın davalı tarafından 2019 yılı BA formu ile bildirimde bulunduğu, Faturaya konu malların veya hizmetin teslim alındığında dair karine oluşturduğu, dosya kapsamında davalı şirket tarafından faturanın iade edildiğine veya fatura içeriği mal ve hizmetin teslim alınmadığına ilişkin somut belgenin bulunmadığı.
Ödeme tarihinde —– yayımlanan —–döviz alış kuruna göre yapılan hesaplamada; davacının, takibe konu edilen 09.09.2019 tarihli —–seri no.lu 1.350 Euro tutarlı faturadan kaynaklı alacağının 352,95 Euro hesaplandığı, davacı tarafından takipte 350.00 Euro alacağının tahsilinin talep edildiği,
Sayın Mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde, talebe bağlılık ilkesi gereği 350,00 Euro asıl alacağa, takip tarihinden itibaren 3095 SK. Md. 4/a uyarınca Kamu Bankalarının | yıllık Euro mevduatlarına uyguladıkları faiz oranına göre döviz faizi de yürütülebileceği,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan bakiye taşıma bedelinin tahsiline yönelik başlatılan—–İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.—– İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibinin alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, takip konusu alacağın 350,00 Euro asıl alacağa ilişkin olduğu, takipte faiz talep edilmediği, itirazın 20/04/2022 tarihinde yapıldığı, itiraz tarihinde Euro’nun 15,9157 TL olduğu görülmüştür.Davacının iddiası taraflar arasında taşıma sözleşmesi olduğu, taşımanın sorunsuz yapıldığı, taşıma bedelinin 1.350,00 Euro olduğu, davalının 10/09/2019 tarihinde 1.000,00 Euro ödediği, bakiye bedeli ödemediği yönünde olduğu görülmüştür.
Davalının savunması ödenecek bakiye bedel olmadığı yönündedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan bakiye taşıma bedelinin tahsiline yönelik başlatılan —–. İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda CMR belgesine, faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, kaldı ki taraflar arasında taşıma sözleşmesinin bulunduğu hususunda bir çekişme bulunmadığı, yine dava konusu faturanın davalı tarafça da Vergi Dairesi’ne bildirildiği, taşıma ücreti konusunda da bir tereddüt bulunmadığı, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 350,00 Euro alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir delil ileri sürülmediği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, yine uyuşmazlığın CMR’dan kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin olmaması nedeniyle somut olayda CMR 27 maddesinde tazminat alacakları için öngörülen %5 faiz oranının uygulama alanı bulmayacağı, takipte talep edilen faiz oranın yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —- İcra Dairesi’nin—— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Kabul edilen alacağın (350,00 Euro) yüzde 20’sine karşılık gelen 70,00 Euro’nun itiraz tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 1.114,10 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (350,00 Euro x dava tarihindeki kur 18,2873 = 6.400,55 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 437,22 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 356,52 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı ve 2.099,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.271,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (350,00 Euro x dava tarihindeki kur 18,2873 = 6.400,55 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 6.400,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.