Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/692 E. 2023/148 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/692 Esas
KARAR NO : 2023/148

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 12/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …—- plakalı araçların satışının yapılabilmesi için ve ayrıca söz konusu, — araçların trafik kaydında bulunan hacizlerin kaldırılabilmesi için taraflarına yetki ve izin verilmesi gerektiğini, bu konuda .—- ihyasına karar verilmesini, şirketlerinin——- olduğunu, müvekkilin ihyası talep edilen şirketin ortağı olduğunu, şirketin — tarihinde —– kaydının re’sen terkin edilmiş olduğunu, bu durumun — tarihinde ilan edildiğini, ancak, — bulunduğunu, iş bu sebepten — araçların satışının yapılabilmesi yapabilmemiz için tarafımıza yetki verilmesi ve ayrıca söz konusu araçların trafik kaydında bulunan hacizleri kaldırabilmemiz için tarafımıza yetki ve izin verilmesi için bu konuda şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı …—— vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ….——–, 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, ——- talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; ——gibi hareket edemez. “—– için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. —–tescilinde,—– emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (TTK m. 32). Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verir. Aksi hâlde, gerekçe göstererek tescil talebini reddedeceğini, Müvekkilin ——– re’sen terkin işlemi, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “———– 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve —-ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olduğunu ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, ——- numarası ile kayıtlı bulunan …—–dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “—— Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve——— Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “sermayesinin yasal tutarının altında olduğu” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “———Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığın——- tarihinde —– re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını,6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgelerin —-etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde —— bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, (müvekkil—— tespit edilmesi mümkün olmadığından) buna ilişkin yazılı beyanı —vermesi gerektiğini, müvekkil —- şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da— bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin ——— silineceğini, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren ———— intikal edeceğini ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Dava konusu şirketin —- edileceği hususu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici m.7/f.4-a kapsamında bu kapsama —- ilan da edildiğini, Diğer yandan; işbu ilanın da, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkil tarafından davaya konu şirkete yapılan—— dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilin re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olmayacağını, gerçekten de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.7/f.4-a’da, “Kapsam dahilindeki şirket ve —- adreslerine ve —– şirkete veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollandığını, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere —- gönderildiğini, —-tarihinin otuzuncu günün akşamı itibarıyla, —- tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri yerine yapılmış tebligat yerine geçer.” denilmek suretiyle, ilgiliye ihtarın ulaşmadığı durumlarda,——– günü itibariyle, 7201 sayılı Tebligat Kanununa uygun bir bildirim olduğu hususu vurgulandığını, buna göre de, mezkur hüküm gereğince, davacının kendisine, müvekkil —– yapılan bildirimler (ihtarın), dava konusu şirkete ulaşmamış dahi olsa, —- Tebligat Kanuna uygun bir bildirim olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve re’sen terkin sürecinde bir eksiklik bulunmadığının tespiti gerektiğinin açık olduğunu, buna göre de, ilanın bulunması karşısında, müvekkilin eksik bir işleminden bahsin mümkün olmadığını, aşağıda yer alan —- kararı da yukarıda açıklanan hususu, re’sen terkin işlemlerinin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu ve müvekkil ——-aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini doğruladığını,”…dosya içinde yer alan—- evrakında davalı ——-ihyası istenen şirketin ——adresine tebligat çıkarıldığı, tebligatın —— tarihinde şirketin terkin edildiği anlaşıldığını, İhyası istenen şirkete gönderilen tebligat yapılamamış ise de 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/4. maddesindeki usul dairesinde—- göre tebliğ tarihi belirleneceğinden, dava konusu terkin işleminde usulsüzlük bulunmadığını, aksi gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerektiğini.” müvekkilin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkilin——— “yargılama giderleri” ——- tutulamayacağını, nitekim aşağıda yer alan içtihatlardan da anlaşılacağı üzere ve davacı vekilinin talebinin bulunmaması da gözetilerek müvekkil aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, Re’sen terkin işlemi hukuka ve kanuni —- uygun olduğu gibi, davacı vekilince re’sen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürülmediğini, “Davacının TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, geçici 7. maddede gösterilen şartlar gerçekleşmeden şirketin terkin edildiğini ileri sürmediğine göre, mahkemece davalının tesis ettiği işlemin hatalı olduğu kabul edilerek yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” —-. sayılı ilâmı;”…Bu davadan önce —- hakkında açılmış bir dava bulunduğu iddia ve ispat olunmamıştır. Buna göre davacının sıfatı gözetildiğinde ilgili şirket hakkında ——–kaydının terkininden önce açılmış bir dava bulunduğu, buna rağmen TTK geçici 7. Madde 2. Fıkra hükmüne aykırı olarak işlem yapıldığına ilişkin bir iddia ve delil bulunmadığından davalı ..—–hasım olması nedeniyle davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.” Her ne kadar dava konusu şirketin, TTK Geçici 7. madde kapsamında — terkin edilmiş olsa da, iddia ve talep, dava konusu şirket adına kayıtlı bulunduğunu iddia edilen iki adet taşınırın—– yapılması hususuna geçildiğini, bu nedenle taleple bağlı kalındığında olaya uygulanacak hukuk kuralı TTK m. 547’dir. TTK m. 547 kapsamında ek tasfiyesine karar verilen—- ilişkin davalarda müvekkil ——yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamaz.’——– uygulamanında bu yönde olduğunu, “Mahkemece ihyasi istenen ————- kalmış taşınmazlarının mevcut olduğu, dolayısıyla tasfiyenin henüz sonuçlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile .———– ihyasına, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verildiğini, Kararı, davalı vekilinin temyiz ettiğini, Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesine uygun —- terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin olduğunu, ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmadığını, aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurduğunu, bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varıldığını, bu kapsamda belirtmek gerekir ki, re’sen terkin prosedürü diğer bir ifadeyle, TTK Geçici 7. maddede kapsam dâhilindeki şirketlerin tasfiye edilmemiş olması, malvarlığının bulunması durumlarında ———- terkin edilmeyeceklerine dair bir düzenleme bulunmadığını, (nitekim TTK Geçici 7. madde fıkra 1’de, kapsamda dâhilindeki şirketlerin terkini ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın yapılacağı düzenlenmiştir.) Gerek re’sen terkin işlemlerinin Kanuna uygun olması gerekse de Geçici madde 7/2’ye aykırı bir durum da bulunmadığından müvekkil —-aleyhine isnat edilebilecek bir kusur ve sorumluluk bulunmadığı gibi müvekkil — davanın açılmasına sebep olduğundan bahsedilemediğini, Müvekkil ——- dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmamıştır. Re’sen terkin süreci 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi ve “—- Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında, ——–bakımından belirli kriterlerin varlığı hâlinde uygulanan bir süreç olduğunu, yukarıda da belirtilen gerekçelere dayanılarak bu kapsamda tesis edilmiş olan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, bu nedenle davanın açılmasında herhangi bir kusuru bulunmayan müvekkil, “yargılama giderleri”nden sorumlu tutulamadığını, Davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği ”Yasal hasım” konumunda bulunan müvekkil aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemez. Nitekim, —- ,—– uygulamanın da bu yönde olduğunu, sermaye artırım yükümlülüğünü yerine getirmediği için —– re’sen terkin edilen şirketin, tekrar ticari faaliyetlerine devam edebilecek şekilde ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi mümkün olmadığından; taleple bağlı kalınarak dava konusu şirkete kayıtlı olduğu iddia edilen araçlarla sınırlı olarak dava konusu şirketin — karar verilebileceği ve — atanması gerektiğini,”559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde —– şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca —- sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete ——— atanması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyası istenen şirketin ortağı ve/veya yetkilisinin—– atanması gerekir. Hal böyle olunca mahkemece TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete ——- atanması gerekirken bu yönün gözetilmemiş olmasında isabet görülmemiştir.” şeklinde olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkili ——– aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ :
Dava, — TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan —–ihyası istemine ilişkindir.
TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında —— sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi ile — tarih—– sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ——- ilişkin tebliğin 5. maddesi (1-b) bendi uyarınca ——– tarihinde resen terkin edildiği bildirilmiş olup terkin sebebi “adresin tespit edilememesi” olarak belirtilmiştir.
Davalı şirketin TTK. Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işleminden itibaren 5 yıl geçmiş ise de —— belirtildiği üzere yasada belirtilen usule uygun gerekli tebliğ ve—– işlemleri yapıldıktan —— yetkilileri tarafından tebliğ ve ilanda belirtilen işlemler yapılmadığı takdirde şirketin resen terkin edilerek tescil ve ilan edilmesi gerektiği, şayet şirket hakkında herhangi bir dava veya icra takibi var ise ya da tebliğ ve ilan işlemleri usulüne uygun yapılmamış ise ———– kaydının silinmesinin TTK. Geçici 7.maddesine aykırı olduğu, bu nedenle hak düşürücü süre söz konusu olmayacağı,——TTK.7. maddesi kapsamında gerekli işlemlerin yapılması için yapılan tebligata rağmen cevap verilmediği gerekçesiyle dava konusu şirketin resen terkin edildiği ancak yasada belirtilen tebligatların şirket yetkililerine usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından bu durumda 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının söz konusu olmadığı, dava konusu—– araçların satışı ve satışa ilişkin her türlü işlemin yapılıp satış bedelinin paylaştırılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere —– —————— davacı ….——– olarak atanmasına, zorunlu nedenlerden dolayı açılan ihya davalarında yasal hasım konumunda olan ———– müdürlüğünün yargılama giderlerinden (davada yapılan giderler, vekalet ücreti, yargılama harçları, HMK.m.323) sorumlu tutulamayacağı, 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca —- terkin edilen şirketin ihyası için yasal koşulların oluştuğu, davacı tarafın ihya talep etmekte hukuken korunmaya değer haklı menfaatinin bulunduğu anlaşıldığından davacının davalı … aleyhine açtığı davanın kabulüne, davalı …—- işbu davada taraf gösterilmemesi gerektiği halde sehven taraf gösterildiği anlaşılmakla kendisi hakkında herhangi bir işlem yapılmamış ve hüküm verilmemiştir, dava konusu——araçların satışı ve satışa ilişkin her türlü işlemin yapılıp satış bedelinin paylaştırılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına ve —– tesciline, şirket adına kayıtlı araçların satışı konusunda şirketi temsil etmek üzere son temsilcisi————olarak atanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
————— numarasıyla kayıtlı iken re’sen— kaydı terkin edilmiş olan ….—, —-araçların satışı ve satışa ilişkin her türlü işlemin yapılıp satış bedelinin paylaştırılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere, ——- yeniden tescili suretiyle ihyasına,
2-Kararın—- tescil ve ilanına, ilan işlemlerinin davacı tarafından yapılmasına,
3-Davacı yetkili …— şirkete ek——atanmasına,—– re’sen terkin edilen şirketin eski yetkilisi olduğu anlaşıldığından ücret takdirine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan peşin harç olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 86,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.