Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/684 E. 2023/214 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/684 Esas
KARAR NO : 2023/214

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
——- Bölge Adliye Mahkemesi’nin 14/06/2022 tarihli,—– Esas, ——– sayılı kararı ile mahkememize gönderilen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —– sahibi olduğu —— nolu binek otomobili üzerinden ——ile aralarında başlangıç tarihi 28/05/2016 , bitiş tarihi 28/05/2017 olan “Kasko Sigorta Poliçesi” imzalandığını, 10/05/2017 tarihinde otomobilin bariyere çarpması ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Yaşanan kaza sonucu müvekkilinin zararın tazmini için davalı —— şirketine 10-05-2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu 10-05-2017 tarihin de sigorta şirketinin exper çalışanı aracın hasar bedelini tutnağa bağladığını ve hiç bir itirazda bulunmadığını, davalı şirketin sigortalı aracın riziko bilgilerinde belirtilen kullanım amacına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle aracın toplam hasarı tutan olan 12.800.00-TL üzerinden %80 muafiyet düşülerek yalnızca 2.560.00-tl ödeme yaptığını, müvekkilleri adına davalı şirkete eksik ödeme tutarının tamamlanması yönünde gerekli yazışmaların yapıldığını, bahsi geçen aracın, davalı şirketin iddia ettiği gibi özel kullanım amacının kesinlikle bulunmadığını, sunulan kaza tutanakları ve nüfus kayıt örneğinden de görülebileceği üzere davacı müvveklin öz yeğeni —— aracı şahsi sebeplerle kullanımında vukuu bulduğunu, söz konusu kaza ile alakalı —-ilçe emniyet müdürlüğü trafik büro amirliği tarafından tutanağa bağlandığını, birbirine yakın ikamet eden yakın akrabalarının müvekkilinin şahsi aracını zaman zaman kullanmasının davalı şirketin iddia ettiği şekilde değerlendirilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, buna binaen davalı şirketin gerçekleşen riziko sonucu eksik ödemesiyle alakalı ileri sürdüğü iddiası haksız ve mesnetsiz olduğunu, fazlaya ilişki her kaleme dair hakkımız saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile kaza sonucu ——– plakalı araçta meydana gelen 12.800,00TL’Iik hasar bedelinden ödenmeyen 10.240.00-TL’nin kalan borç tutarının yasal olarak doğduğu tarihten itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalı ——-tarafından tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Müvekkili şirket ile davacı sigortalı … arasında, 38 ZT 595 plakalı araç için; 28.05.2016 – 28.05.2017 tarihlerini kapsayan 317372 poliçe no’lu KASKO Sigorta Poliçesi akdedildiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminatın poliçeye ilişkin özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, poliçe özel şartlarına göre; sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan, iş makinelerinden ve diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin yine poliçede belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucu doğrudan doğruya uğrayacağı maddi zararların teminat altına alınacağının belirtildiğini,Sigortalı aracın, riziko bilgilerinde otomobil olarak belirtilen kullanım tarzı dışında kiralık araç olarak kullanılmasının tespiti durumunda, poliçe kalan teminat süresi için gün esaslı olarak iptal edileceğinin, söz konusu durumun bir hasar vukuunda tespit edilmesi durumunda ödenmesi gereken tazminat tutarından hasar bedelinin %80’i oranında tenzili muafiyet düşülmek suretiyle kalan tutarın sigortalıya ödeneceği ve poliçe kalan teminat süresi için gün esaslı olarak iptal edileceğinin düzenlendiğini, müvekkil şirketçe de sigorta özel şartları gereğince toplam hasar bedelinden %80 oranında tenzili muafiyet uygulanarak 2.560,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu tam ve eksiksiz biçimde yerine getirdiğini, davalı taraf aracını kiralamış olup bu husus hasar dosyasındaki araştırma raporunda açıkça tespit edildiğini, Yukarıda belirttiğimiz hususların tümü birlikte incelendiğinde, dava konusu aracın kiralandığının çok açık ve net olduğunu, davacı taraf gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle, talebinin teminat kapsamında olduğuna ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu, Haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddine karar verilmesini, avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
——-Noterler Birliği Başkanlığı’na müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce aldırılan 13/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu,
* Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
* Dava konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu,
* Dava konusu araçta KDV hariç ve işçilik dahil 14.780,22 TL hasar meydana gelmiş olduğunu, (İskontosuz), bu kapsamda taraflar arasında araçtaki hasar miktarına yönclik ihtilaf olmadığından talebe bağlılık ilkesi gereği 12.800,00 TL tutarındaki hasar miktarının piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu,
* Söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve onarım atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olarak yaklaşık 5 (beş) iş günü süreceği,
* Davaya konusu tek taraflı Tratik Kazası Kapsamında;
—— plaka sayılı araç sürücüsü ——— %100 kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan zararın kasko sigortacısından tazminine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1427. Maddesi uyarınca “(1) Aynen tazmine ilişkin sözleşme yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir. (2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur.—–sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. (…) (4) Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan zararın kasko sigortacısından tazminine ilişkin olduğu, mahkememizce alınan 13/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava konusu araçta 14.780,22 TL gerçek zarar bulunduğu ancak taraflar arasında zararın 12.800,00 TL olduğu hususunda çekişme bulunmadığı, davalı tarafça zarara ilişkin 2.560,00 TL ödeme yapıldığı, bakiye (aynı zamanda dava değeri olan) 10.240,00 TL’nin ise sözleşmedeki özel muafiyet kaydına dayalı olarak ödenmediği, ancak (istinaf ilamında da tespit edildiği üzere) sigorta poliçesi incelendiğinde, sigorta sözleşmesinde aracın kullanım amacının kiralık olarak belirtildiği, bu sebeple aracın kiralık olarak kullanılabileceği hususunun sigortacının bilgisi ve onayı dahilinde olduğu, bu sebeple muafiyet kaydının uygulanabilir olmadığı, kaldı ki dava konusu 10/05/2017 tarihli trafik kazası sırasında aracın kiralık araç olarak kullanıldığına dair dosyada hiçbir delil bulunmadığı, tüm bu sebeplerle davalı sigortacının sigorta sözleşmesine göre gerçek zararın tümünü karşılamakla yükümlü olduğu, yukarıda atıf yapılan yasa hükmüne göre davalının 15/06/2017 tarihinde temerrüte düştüğü, zira olaya ilişkin eksper raporunun 15/06/2017 tarihinde düzenlendiği (yani sigortacının edimine ilişkin araştırmalarının bu tarihte bittiği), ek olarak tarafların tacir olması nedeniyle alacağa ticari faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, hasar bedeline ilişkin 10.240,00 TL maddi tazminatın 15/06/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesinde öngörülen ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (10.240,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 699,49 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 174,88 TL peşin harcın harcın mahsubu ile bakiye 524,61 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 225,68 TL dava açma masrafı, 1.351,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.577,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (10.240,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.