Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/676 E. 2022/632 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/676 Esas
KARAR NO: 2022/632

DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ: 07.09.2022
KARAR TARİHİ: 14.09.2022
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Talep: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin—-ortak olduğunu, müvekkilinin kardeşi—– oranında pay sahibi olduğunu, —– tarihine kadar —-yaptığını, daha sonra çeşitli rahatsızlıklar geçirmesi, kardeşinin vefat etmesi gibi sebeplerle şirketin atıl kaldığını, müvekkilinin usulüne uygun çağrıyla birlikte —– tarihinde genel kurul uyarınca—- seçildiğini, bu seçime ilişkin tescil ve ilan için yapılan başvurunun diğer ortak —- vefatının tescil edilmesi gerekçesi ile reddedildiğini, müvekkili tarafından bu süreçlere ilişkin gerekli iş ve işlemler yapılamadığını, ancak bu süre zarfında —- hırsızlığa uğradığını, birtakım belgelerin çalındığını, müvekkilinin şirket adına —— vekaletnamesi verilmesinin mümkün olmadığını, şirket adına vekaletname olmadığından vefat eden ortakla ilgili şirket adına başvuru yapılamadığını, vefat eden ortağın mirasçılık belgesi için şirket adına dava açılması, hırsızlığa ilişkin şikayetlerin takip edilmesi, yine şirket borçlarına ilişkin başlatılan icra takipleri ve/veya davaların takip edilmesi için —-tayin edilmesinin zaruri olduğunu, müvekkilinin hali hazırda imza sirküleri olmaması, şirket yetkilisi olarak görev süresinin dolmuş olması gibi sebeplerle kendisine herhangi bir temsil hakkı verilmediğini, şirket adına hiçbir işlem yapamadığından şirketin zarara uğramasının söz konusu olduğunu, bu nedenlerle, hukuki iş ve işlemleri takip edebilmek için şirket adına —– vermesi veya genel kurul işlemleri için—-vermesi mümkün olmadığını, müvekkilinin şirketin hak kaybına uğramaması adına —– vermesi için tedbir talep etme zarureti doğduğunu, neticeten müvekkilinin; yeniden genel kurul yapılması, yeni şirket yöneticisi seçilmesi, vefat eden ortağa ilişkin gerekli hukuki yollara başvurulabilmesi ve bu süreçte şirkete dair bütün iş ve işlemleri takip edebilmesi için —-olarak atanmasını talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava,—-üyesinin vefatının— sicilde tescil edilmemesi nedeniyle şirket —oluşturulmaması nedeniyle şirkete — atanması istemine ilişkindir.
Dava dosyasına celp olunan — incelendiğinde, davalı şirketin adresinin —-olduğu, şirket ortaklarının —şirket yetkilisinin münferiden —- olduğu, şirketin—- tarihli —- Toplantısında; “Toplantı —-oy birliği ile seçilmesine, şirket ortaklarından — süre ile — olarak seçilmesine ve şirketi her konuda temsil ve ilzam yetkisi verilmesine oy birliğiyle karar verildiği” kararın —- tarihli inceleme raporu ile şirket —- vefat etmesi nedeniyle öncelikle bu hususun tescil edilmesi gerektiğinin bildirilerek tescil ve ilan olunmadığı anlaşılmıştır.—- sistemi üzerinden alınan —- göre, —- tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.6102 sayılı TTK’de —- ilişkin hükümler sınırlı sayıda yer almıştır. Bununla birlikte, TTK’nin 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanunu, —-tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır.” denilmiştir. Böylece, Yasa Koyucu, TTK’da —atanmasına dair ayrı hükümlere yer vermeyi gerek görmemiş, mükerrerlik ile karmaşa oluşturmamak için, genel bir yollama ile Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri—-dolayısıyla bir —– şirketi türü olan —- şirketlere de uygulanmasına imkan tanımıştır. Nitekim, pratikte de,—- atanması ağırlıklı olarak Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde talep edilmekte ve karara bağlanmaktadır.
—– müessesesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında düzenlenmiştir. TMK’nin 403’üncü maddesinde, ——, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı açıkça belirtilmiştir. —- TMK’da; temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve iradi (isteğe bağı) kayyımlık olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.
TMK’nin 426. maddesine göre; vesayet makamı, yani —- mahkemesi, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atar:
a) Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
b) Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
c) Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.
Maddede belirtilen ilk iki halle, Yasa Koyucu, küçük veya kısıtlıların menfaatlerinin korunması ve yasal temsilcinin haksız kazanç elde etmesini engellemek istemiştir. Bu nedenle, üçüncü hal olarak belirtilen yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunmasının —- şirketlere daha uygun düştüğünü söylemek mümkündür. Nitekim, uygulamaya baktığımızda, mahkemece, hakkında fesih davası açılan ancak organsız kalan şirkete, davada şirketi temsil etmek üzere —atandığı hallere rastlayabilmekteyiz —-.
TMK’nin yönetim kayımlığını düzenleyen 427. maddesine göre ise, vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hallerde bir yönetim—– atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa,
—– yasal olarak bulunması zorunlu olan organlar, genel kurul ve yönetim organıdır. —- 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nun 540. maddesinde “Aksi kararlaştırılmış, olmadıkça, ortaklar hep birlikte —– sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar. Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.” hükmü yer almakta idi. Dolayısıyla, aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde, —– olmak, kurucu ortaklar açısından hem bir hak hem de bir yükümlülük idi. Ancak, eski kanun, şirket sözleşmesi veya ortaklar genel kurulu kararı ile şirketin yönetim ve temsilinin ortaklardan birine yahut birkaçına bırakılmasına da izin veriyor idi. TTK’nin 623. maddesi ise —-şirketin yönetiminin ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenlemesini şart koşmuştur. Bu itibarla, şirket sözleşmesinde yapılacak düzenleme ile şirketin yönetimi ve temsili, —- sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa ya da tüm ortaklara veyahut ortak olmayan üçüncü kişilere verilebilecektir. TTK, ayrıca, en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunmasını zorunlu kılmıştır. TTK’nın 616. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile de “—- atanmaları ve göreden alınmaları” genel kurulun devredilemez yetkileri arasına dahil edilmiştir. TTK, —– birden fazla olmaları durumunda ise onların bir kurul olduğu belirterek —- şirketteki yönetim kuruluna özgü bir işleyiş kuralını hükme bağlamıştır. Buna göre, şirketin birden fazla —-bulunduğu takdirde, bunlardan biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından “—–başkanı” olarak atanır (TTK, m.624/f.1).
Bu açıdan bakıldığında, TMK’nin m.427/4’de belirtilen “gerekli organlardan yoksun kalma” hali, —-zorunlu organlarından yoksun kalmasını vurgular. Bu hale örnek olarak, genel kurulun uzun zamandan beri toplantıya çağrılamaması, genel kurulun —— seçememesi, —-kurulunun toplanması için gerekli yeter sayıların sağlanamaması gösterilebilir.Ortaklar arası uyuşmazlıklar veya farklı ilişkilerden doğan anlaşmazlıklar hiçbir şekilde—– tayinini gerektirmez. Ortakların her konuda aynı fikirde olmaları beklenemez. Kimisi bir yatırımı desteklerken, kimisi de karşı çıkabilir. Ancak bu tür fikir ayrılıkları—- atanmasını haklı göstermez. Örneğin —- şirketi iyi yönetmediği, temsil edemediği, ortaklığı zarara uğrattığı veya şirketin beklenen kârlılığa ulaşamadığı iddialarında da —- tayin edilemez. Şirketin yönetim ve temsili —- aittir. Ortaklar bu yönetim ve temsilden mutlu olmadıklarında TTK gerekli çareleri öngörür.—- azledilerek yerlerine yenileri seçilebilir ve koşulları varsa —- sorumluluğuna gidilebilir. Ancak “yöntem beceriksizliği” — atanması için haklı neden oluşturmaz. Ticari faaliyeti bulunmayan ancak tasfiye sürecine girmemiş bir şirket için de, organları iş başında olduktan sonra, — tayini istenemez. TMK’nin 428. maddesi uyarınca da, isteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri varsa, ergin bir kişiye kendi isteği üzerine bir —-atanabilir. İradi vesayet altına alınma hükümleri çerçevesinde kişi yaşlılığı, hastalığı, tecrübesizliği, nedeniyle şahsına bir—- atanmasını talep edebilir. Her ne kadar TMK’nin 426. ve 427. maddelerinde,—, —– mahkemesi tarafından atanacağı belirtilmişse de, —-atanmasına ilişkin dava,—- şirketi ilgilendirdiği için mutlak ticari dava sayılır. Bu nedenle,—- atanmasına ilişkin dava, ——- mahkemelerinde açılır. Görevli mahkeme —- bulunduğu yer mahkemesidir. Bu nedenle görevli mahkemenin Mahkememiz olduğu hususunda kuşku yoktur.—–davasında husumet mutlaka şirkete karşı da yönetilmelidir. — kökleşmiş içtihatları ve yerleşmiş görüşü de bu yöndedir —- İşbu davada davacı vekili doğru olarak davayı şirkete yöneltmiştir.Somut olayda, dosya kapsamına alınan —- kayıtlarına göre —– oluştuğu, —- şirket yetkilisi olduğu, şirket ortaklarından —– tarihinde vefat ettiği, şirkettin son tescilini —-tarihli —– kaydı ile——şeklinde yaptığı, uzun yıllardır Genel Kurul Toplantısı yapmadığı, —– tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ile “Toplantı başkanlığına ——oy birliği ile seçilmesine, şirket ortaklarından .—– yıl süre ile —— olarak seçilmesine ve şirketi her konuda temsil ve ilzam yetkisi verilmesi” kararı alındığı, ilgili kararın —– tarihli inceleme raporu ile —– vefat etmesi nedeniyle öncelikle bu hususun tescil edilmesi gerektiğinin bildirilerek tescil ve ilan olunmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, —–sermayeli ortağı olması, —– ilan olunamaması nedeniyle —— alınan genel kurul kararlarının —- tescil olunamaması nedeniyle, şirketin yeniden genel kurul yapabilmesi, yeni şirket yöneticisinin seçilebilmesi, vefat eden ortağa ilişkin gerekli hukuki yollara başvurulabilmesi ve bu süreçte şirkete dair bütün iş ve işlemleri takip edebilmesi adına şirketin — ortağı ve aynı zamanda münferiden tek yetkilisi bulunan davacı—- olarak yetkili kılınması, tedbiren şirket adına —- edebilmesi için —–işlem yapma yetkisi verilmesi —-gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, TMK’nin 427/4. maddesi uyarınca davalı —- yeniden genel kurul yapılması, şirkete yeni bir yönetici seçilmesi, vefat eden —– ilişkin gerekli hukuki yollara başvurabilmesi ve bu süreçte şirkete ait bütün işleri takip edebilmesi için —-OLARAK ATANMASINA,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, TTK’nin 412/2-son cümle maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.