Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/645 E. 2022/987 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/645 Esas
KARAR NO : 2022/987

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin inşaat firmalarına demir iskele kiralama işini yapmak için davalı ile kira sözleşmesi imzaladığını, dava konusu ——adresinde bulunan yerin01/09/2013 tarihinde müvekkili tarafından 1.920,00 Dolar’a kiralandığını, kira sözleşmesine kefil sıfatı ile iş arkadaşı dava dışı —— kefil olduğunu, müvekkilinin 2017 yılında sözleşmesini fesh ettiğini, 08/12/2016 tarihinde —— esas sayılı dosyasından müvekkil ve kefil aleyhine icra takibi başlatıldığını, dosya borcunun haricen alacaklı tarafa gönderildiğini, davalıdan ibraname alındığını ancak davalı şirketin icra dosyasına haricen tahsil beyanını göndermediğini, dosyanın takipsizlikle düştüğünü ve dosyanın yeniden 2020 yılında esas aldığını, müvekkilinin borçlarını bitirmesine rağmen——- esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhine takip yapıldığını, borcun taraflarının aynı olduğunu, takip talebinde alacağın açıklamasının yazılmadığını ve iki kira olduğunun tahmin edildiğini, 1.920,00 USD + 1.920,00 USD + 18,97 USD olmak üzere toplam 3.858,00 USD takip yapıldığını, iki icra dosyası incelendiğinde borçların sebebinin hangi aylara ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, davalının bu meblağlara ilişkin olarak neye dayandırdığını ispatlanması gerektiğini, müvekkilinin şahıs şirketine haiz olduğunu, düzenli bir şekilde defter tutamadığını ve ibranameye de ulaşamadıklarını, davalının ticari defterleri ile hesap hareketlerinin incelenmesi doğrultusunda davanın kanıtlanacağını, muhtelif zamanlarda ödemelerin bazen elden, bazılarının bankadan ve bazılarının ise kendisine gelen çeklerle yapıldığını iddia ederek müvekkilinin —— esas sayılı dosyasının takip çıkışı 19,200 USD ve ——- esas sayılı dosyası borcunun alacaklı ve borçluları aynı iki icra dosyasından borçlu olmadığının sebepleri bildirilmediğinden aksi halde ödemeleri esas alınarak tespitini, davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin —–Adliyesi olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, tarafların arasındaki borçlanma işleminin kökü 01.09.2013 tarihli kira sözleşmesi olduğunu, davacının borcu olmadığını iddia ettiği icra dosyalarının kaynağının ise kira alacağı olduğunu, ——Esas sayılı dosyası; temmuz 2016-kasım 2016 kira bedeli (1920-USD*5ay)+9600-USD açık alan kira alacağı=19.200-USD (EK-2) ,—— Esas sayılı dosyası; aralık 2016-ocak 2017 kira bedeli (1920-USD*2 ay)+18,97 USD faiz alacağı=3.858,97-USD’ olduğunu, davacının icra dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunmadığının iddia ettiğini, böyle bir ibra söz konusu olmadığını, ibra ile ilgili herhangi bir somut belge sunulmadığını, ödeme makbuzu adı altında ileri sürdüğü belgeler ise kim tarafından düzenlendiği belli olmayan belgeler olduğunu, bu belgelere ve iddialara karşı da itiraz ettiklerini, davacı dava dilekçesinde 2017 yılının başında kiralananı tahliye ettiğini belirtse de söz konusu davacının tahliye tarihi ağustos 2017 olduğunu, Ağustos 2017 tarihinde mevcut kiralanan davacının kefili —— kiralandığını, dolayısıyla davacının kira akdinin imzalandığı Eylül 2013 ile son bulduğu Ağustos 2017 tarihine kadar kira borçlarının tahakkuku devam ettiğini, ispat külfetinin davacıya ait olduğunu savunarak; davanın usulden ve esastan reddini, %2/’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
——İcra Dairesi, —–Vergi Dairesi,——-İcra Dairesi’ne Yazılan Müzekkerelere Cevap Verildiği Görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, (—— öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. (…)”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1-3. maddesi uyarınca “(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (…) (3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. (…)”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, (…) görürler.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. Maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına dayalı başlatılan—— Esas sayılı takiplerine konu (kira bedeli) alacağı nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talepli menfi tespit davası olduğu, davanın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmesini ilgilendirmesi nedeniyle davanın ticari dava niteliğinde olduğu, ancak ticari davalarda aksine hüküm bulunmadıkça, davanın değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, aksi hükmün ise yukarıda atıf yapılan HMK’nun 4. Maddesi olduğu, buna göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görmekle görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olduğu, belirtildiği gibi davanın kira sözleşmesine dayalı kira bedeli alacağına karşı açılan menfi tespit davası olduğu, bu sebeple sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, görev hususunun dava şartlarından olduğu ve yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilebileceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, —— Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunun TESPİTİNE,
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca; görevsizlik kararının süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın—— Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- Yukarıda hüküm fıkrasında belirtilen süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair resen karar verilmesine,
4- Esasın bu şekilde kapatılmasına,
5- Harç ve yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.