Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/641 E. 2023/350 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/641 Esas
KARAR NO : 2023/350

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/08/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ :

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile diğer şirket ortağının 03.12.2021 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, her bir ortağın % 50 hissesi bulunduğunu, müvekkilinin, şirket kuruluşu esnasında tamamen iyiniyetli ve kalıcı bir işletme kurulması için çaba sarf ettiğini, öncelikle adli bir ortaklık kurulacak gibi hareket edilerek ortaklar arasında adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, adi ortaklık sözleşmesinin imzalanmasından bir ay sonra ise taraflar iradelerini limited şirket kurarak tescillediğini ve şirket çatısı altında faaliyete geçtiklerini, faaliyet esnasında yaşanılan olaylar ortaklığın devamını imkansız kıldığını, müvekkilinin Haziran 2022’de izne çıktığında iş yerinin kameralarının şifresi değiştirildiğini ve müvekkilinin görüntüleme yetkisinin kısıtlandığını, kamera sistemine erişim için onay e-maili şirketin diğer ortağının şahsi e-mail adresine yönlendirildiğini, müvekkilinin şifreyi istemesine rağmen şifrenin kendisine verilmediğini, 30.06.2022 tarihinde şirket müşterisi —— yaptığı 999,00 TL ödemenin şirket hesabı yerine diğer ortağın şahsi hesabı alınarak tahsil edildiğini, ancak ödemenin kasa defterine işlenmediğinin tespit edildiğini, şirket müşterilerinden —– aldığı hizmet bedeli olan 1.500,00 TL’yi elden verdiğini, elden tahsilat yapılması sebebi ile rahatsızlık duyduğunu belirttiğini ve paranın şirket hesabına geçirilmesi için bilgi verdiğini ifade ettiğini, yapılan incelemede ödemenin şirket personelince alındığını ve şirketin diğer ortağına teslim edildiğini ancak bu ödemeninde kasa defterine yazılmadığının anlaşıldığını, şirket müşterilerinden —–hizmet bedelini şirketin diğer ortağının şahsi hesabına gönderdiğini ifade ettiğini ancak ödeme kasa defterine yazılmadığını, şirketin diğer ortağına, şahsi hesabına ödeme almaması ve mevuzata uygun sınır içinde kalan elden ödemelerin kasa defterine işlenmesi bildirildiğinde ise diğer ortağın şirketten alacağı olduğunu iddia ettiğini, şirket çalışanlarının, zaman zaman öğle arasında şirketin kapısını kapatarak hizmeti durdurduğunu, müvekkilinin öğle arası izninin sıra ile kullanılması gerektiğini, hizmet sektöründe faaliyet gösteren şirketin kapalı olamayacağını ifade ettiğinde ise şirketin diğer ortağının buna izin verdiği ifade edilerek şirketin itibar kaybına neden olunduğunu, şirket çalışanlarının izinleri olmamasına rağmen şirketin diğer ortağı tarafından izne çıkarıldığını ve şirketin faaliyetini yerine getirmesinin mümkün kılınmadığını, şirket çalışanlarının iş kanunu 25/2 uyarınca işten çıkarılması gereken eylemler tespit edildiğini, ancak şirketin diğer ortağı tarafından bu işlem yapılmadığını, bu şekilde müşterilere kötü davranan, mesai saatine uymayan, gün içinde güzellik merkezine kapatan, mevzuata aykırı şekilde elden tahsilat yapan personeller bu eylemlerini alışkanlık haline getirdiğini, şirketin diğer ortağının akrabası sigorta girişi yapılmadan çalıştırılmaya başlandığını, uyarılara rağmen mevzuata aykırı şekilde faaliyete izin verildiğini, satış takip sistemine yapılan işlemlerin eklenmediğini ve yapılan satışların gizlenmesinin sağlandığını, daha önce ihtarname ile uyarılmasına rağmen yazarkasa fişi olmadan ve fatura düzenlenmeden tahsilat yapıldığını bu durumun kamera kaydında görülmesine rağmen kasaya işlenmediğini, şirketin diğer ortağının açık bir şekilde müvekkiline karşı rencide edici ve ortak amacı ortadan kaldıracak şekilde ifadelerde bulunduğunu, müvekkili şirkette çalışan personelle telefon ile gelen giden müşteriler hakkında konuşunca şirketin diğer ortağı ilgili personeli sıkıştırarak mobing uyguladığını, ihtara rağmen benzer eylemlerin devam ettiğini, söz konusu eylemlerde müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, olumsuz olaylardan herhangi birini gerçekleşmesine sebep olmadığını, şirketin diğer ortağı hakkında şirket parasını şahsi hesabına alması ve elden yapılan tahsilatlar sebebi ile hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçlaması ile ——Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan eylemlerin ortaklar arasındaki güven ilişkisini tamamen sarstığını iddia ederek, tensip ile birlikte tespit mahiyetinde keşif yapılarak şirkette bulunan makine ve ekipmanların tespiti ile kayıt altına alınmasını, şirketin faaliyeti ve denetimi için kayyum atanmasını, haklı sebeple şirketin feshine karar verilmesini, tüm talep, dava, fazlaya ve zararlarının tazminine ilişkin hakları saklı tutulması ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete temsil kayyımı olarak ——atanmış ve taraf teşkili sağlanmıştır.
Kayyım —— duruşmadaki beyanında; takdiri mahkemeye bırakmıştır.
Şirketin diğer ortağı —– vekili 28/09/2022 tarihli asli müdahale talebini içerir dilekçesiyle özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 636/3 hükmüne göre limited şirket için, “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” hükmü yer aldığını, limited şirketlerde feshin son çare olduğunu, bu nedenle, gerek TTK m. 636/3 gerekse m. 641 hükümleri uyarınca müvekkilinin ayrılma akçesi ödenerek ortaklıktan çıkarılmasını vekaleten mahkemeden talep zorunluluğu hasıl olduğunu, şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup, düzenleme uyarınca ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu olduğunu, şirketin feshi yerine davalı ortağın şirketten çıkarılması isteminin şirketin feshi talebinden önce değerlendirilmemesinin Yargıtay tarafından bozma sebebi sayıldığını, müvekkilinin ayrılma akçesi ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına yönelik taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmezse, yukarıda açıklanan sebeplerle ortaklığın daha fazla sürdürülemeyeceğinden TTK m. 636/3 hükmü uyarınca şirketin feshini talep ettiklerinden bahisle asli müdahale taleplerinin kabulüne, müvekkilinin ayrılma akçesi ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına, eğer taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmezse şirketin haklı nedenle feshedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.Asli müdahale talebi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 65 nci maddesine uygun olmadığından mahkememizce kabul edilmemiştir.
TALEBİN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; haklı sebeple şirketin feshi istemine ilişkindir.Davacı vekili 26.04.2023 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiğine ilişkin beyanda bulunmuştur.Davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğu görülmüştür.Davadan feragat HMK’nin 307., 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333. Maddesi uyarınca bakiye gider avansı ve delil avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere Kayyum ——– karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.