Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/615 E. 2023/675 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/615
KARAR NO : 2023/675

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

—–.Asliye Ticaret mahkemesinin —- esas, —– sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket nezdinde ilgili poliçeler nakliye sırasında —– plakalı aracın sebebiyet verdiği kazada yanarak zayi olduğunu, meydana gelen zararın 150.658,05 TL olduğu, ——. dava konusu hasarın tazmini için eksik ödeme yaptığını 114.658,00 TL ana alacak talep edildiğini ilgili icra dosyalarına yapılan itirazlar sonrası işbu davanın açıldığını belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davacı tarafın onarım bedeli taleplerine istinaden yapılan 36.000,00-tl ödeme ile poliçe limitinin tamamı davacıya ödenmiş olduğundan poliçe limitleri tükenmiş davalı şirketin sorumluluğu son bulduğunu belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

CEVAP;Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle acente olan müvekkil şirketin de müvekkilleri davalıların sorumluluklarının olabilmesi için kendilerine bir kusur atfı yapılması gerektiğini, davacı taraf müvekkillerinin kusurunun ne olduğundan bahsetmediğini müvekkilinin sorumluluğuna ilişkin herhangi bir iddiası da olmadığını, —–bahse konu olayda taşıyıcı olmadığını, diğer şirket —–yönünden ise bu şirketin sadece uluslararası nakliyelerde zorunluluk olan Tır Karnesi kullanıldığını, kullanan kişi şoför olup, araç maliki de şoför olduğunu, dava şoföre yöneltilmesi gerekirken olayla hukuk sorumluluğu olmayan müvekkillerine kusur atfı mümkün olmadığını belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—-. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 26/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47/d “Trafik Kurallarına uymama “, Madde 56 /1-a “Şerit İzleme” ve Madde 84/ g “ Asli kusurlar * maddelerini ihlal etmesi nedeniyle —- plakalı araç sürücüsü —— ASLİ kusurlu olduğu ,
-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47/d “Trafik Kurallarına uymama”, Madde 59 “Yerleşim birimleri dışındaki kara yolunda zorunlu haller dışında taşıt yolu üzerinde duraklamak veya park etmek yasaktır “ maddelerini ihlal etmesi nedeniyle —– plakalı araç sürücüsü —- TALİ kusurlu olduğu ,
-Dava dosyası içeriğinde mevcut delillerin incelenmesi sonucunda Davalı —- plakalı araçların sahibi olan fiili taşıyıcı—- Şirketinin müteselsilen ve —-plakalı aracın sahibi —-ve sürücü —- oluşan hasardan kusuru oranında sorumlu olacakları,
-Davaya konu taşımanın—– arasında gerçekleşen Uluslararası taşıma olduğu ve —–CMR konvansiyonunda imzası olduğu dolayısı ile CMR hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği,
-Dava dosyasında mevcut mal faturası ve taşıma belgelerine göre hasarlı emtianın brüt ağırlığının 22.388 kg, net ağırlığının 22.000 Kg, 14.06.2019 tarihli faturaya göre birim fiyatının 1,19 USD, hasarlı emtianın fatura değerinin 26.180,00 USD olduğu ve ekspertiz raporunda faturada yer alan birim fiyat üzerinden hasar tazminatının 26.180,00 USD olarak hesaplandığı,
-CMR konvansiyonunun 23. Maddesi hükümlerine göre yapılan hesaplamaya göre davaya konu yanarak kullanılmaz hale gelen emtianın brüt ağırlığının 22.388 kg olduğu ve bu ağırlık üzerinden hesaplama yapılması gerektiği,
-Davacının dava dışı —–26.08.2019 tarihinde Ekspertiz Raporunda tespit edilen 150.658,05 TL tutarı ödediği, davalı, —–tarafından dava konusu hasarın tazmini için eksik ödeme yapıldığını eksik ödenen 114.658,00 TL tutarı davalılardan talep ettiği davalı ——Davacı tarafın onarım bedeli taleplerine istinaden yapılan 36.000,00-TL ödeme ile poliçe limitinin tamamı davacıya ödenmiş olduğundan poliçe limitleri tükendiği, davalı şirketin sorumluluğunun son bulduğunu belirttiği,
-Sonuç olarak; ortak uyum ve benzerlikler görüldüğünden inceleme konusu —– plastik Hammaddesinin taşınması sırasında 24.06.2019 Hasar Tarihi trafik kazası İtibariyle meydana gelen yangında fiziksel ve kimyevi menşeini yitirir derecede kuvvetle muhtemel kullanılamayacak durumda maddi hasarlı zararın olduğu, zarar miktarının 22.000 kg —– ürünün piyasa rayiç koşullarında 1,20 USD bandında arz edildiği işbu minvalde zarar bedelinin ise—–Plastik hammaddesinin 26.400 USD (Yirmi altı bin dört yüz USD) total fiyat şeklinde hesaplanacağı ancak gene de takdirin Sayın Mahkemeye ait olacağı
-Yaygın Yargıtay içtihatlarına göre zorunlu trafik sigortasının limitinin aşıldığı hallerde artan kısmın ihtiyari mali mesuliyet sigortasından tahsil edilmesi gerektiği yönünde içtihatlar oluştuğu, İhtiyari Mali Mesuliyet Teminatı, genel olarak Kasko sigortaları ile birlikte isteğe bağlı olarak ek bir teminat şeklinde sunulduğu, Bunun yanı sıra, münferit olarak da satılan bir sigorta çeşidi olduğu sigortalıların düzenletmek zorunda olmadığı bir sigorta çeşidi olduğu, davalı —– sahipliğinde olan —-plakalı aracın İhtiyari Mali Sorumluk – sigortasının olmadığı, Davalı —– sorumluluğu kapsamındaki 36.000,00 TL tutarlı hasar bedelini ödediği, bakiye hasar bedelinin davalı —– rücu edilip edilemeyeceğinin nihai hukuk değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
-Ekspertiz çalışması neticesinde meydana gelen zarar/ ziyan tutarının 26.180,00 USD (KDV hariç) olarak hesaplandığı, USD kuruna göre 150.658,00 TL beyan edilmekle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödeme yapıldığı, hasarlı emtianın bedelinin yapılan sektörel araştırma sonunda kadri maruf olduğu,-CMR belgesinde yer alan bilgiler doğrultusunda yapılan hesaplama sonucunda —— plakalı araç da yanarak hasarlanan emtia ile ilgili müteselsil sorumluların ödemesi gereken CMR sigorta tazminatının üst sınırının 186.492,04 SDR olacağı, bu tutarın hüküm tarihinde TL’na çevrileceği, fikir vermesi açısından raporun düzenlendiği 03.03.2023 tarihli —–kuruna göre taşıyıcının sorumluluk üst sınırının 4.662.506,14 TL olacağı,
-Ekspertiz Değerlemesi ve sektörel değerleme sonucunda hasarlı emtianı hasar bedelinin150.658,00 TL olduğu, hesaplanan çekme bedelinin altında kaldığı dolayısı ile davacının CMR konvansiyonunun 23. Maddesi hükümlerine göre 150.658,00 TL tutarlı hasar bedelini talep etmesinin makul olduğu,
-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47/d “ Trafik Kurallarına uymama “, Madde 56 /1-a “ Şerit İzleme “ ve Madde 84/ g “ Asli kusurlar “ maddelerini ihlal etmesi nedeniyle —- plakalı araç sürücüsü —- ASLİ kusurlu olduğunu,
-2918 sayılı Karayolları Trafiık Kanunu’ nun Madde 47/d “ Trafik Kurallarına uymama “, Madde 59 “Yerleşim birimleri dışındaki kara yolunda zorunlu haller dışında taşıt yolu üzerinde duraklamak veya park etmek yasaktır “ maddelerini ihlal etmesi nedeniyle —–plakalı araç sürücüsü —- TALİ kusurlu olduğu,
-Geçmiş bilirkişi kusur tespitlerinde, emsal kazalar için TALİ kusurun karşılığı olarak % 25 oranı verildiği, Bilirkişilerin münhasıran hâkimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamayacağından oluşan hasarın hangi oranlarda davalılara rücu edeceğinin nihai hukuki değerlendirmesinin Sayın mahkemenin takdirinde olduğu,
-Davacının—-.İcra Müdürlüğünün —-.İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyalarından 150.658,00 TL hasar bedelinin ödenmeyen 114.658,00 TL tutarlık kısmını ve İşlemiş Faiz (Ticari) 7.411,93 TL olmak üzere Toplam 122.069,93 TL talep ettiği, talep edilen hasar bedelinin kusur oranına göre dağılımının nihai hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
-Sigorta Uzmanı Bilirkişi üyenin heyetin ulaşılan görüşüne katılmadığı ve ayrık görüşünü ve ayrışma nedenlerini rapor sonunda ayrıca dercettiği,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalılar—– karşı taşıma hukukundan (CMR’den) ve davalı —-karşı TBK haksız fiil hükümleri ve davalı —– karşı KTK 85, davalı sigorta şirketine sorumluluk sigortasından kaynaklı tazminat alacağı nedeniyle dava dışı sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacının TTK 1472 uyarınca halefiyete dayalı olarak başlattığı takibe vaki itirazın iptali davasıdır.

A)Davalı —– yönünden yapılan değerlendirme
26/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda aşağıdaki tespitin yapıldığı görülmüştür:
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalılar—–yönünden trafik kazasına dayalı olarak TBK ve KTK kapsamında maddi tazminat alacağına dayandığı, davalı sigorta şirketinin dava konusu riziko bakımından —– poliçe numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sorumluluk sigortası sigortacısı olduğu, davalının araç başına maddi zarar poliçe limitinin 36.000,00 TL olduğu ve davalı —– 36.000,00 TL ödediği ve poliçe limitinin tükendiği, bu sebeple zararın bunu aşan miktarından sorumlu olmadığı kanaatine varılmış—– yönünden davanın reddine, davacının takip yapmakta kötüniyetini gösterir bir delil bulunmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

B)Davalılar —– yönünden yapılan değerlendirme
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1 maddesi uyarınca “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
Davalılar —- zamanaşımı defi’nin dava sebebi hasar tarihinin 24/06/2019 olması, sigorta tazminatının davacı tarafça 26/08/2019 ödenmiş olması ve bu tarihte kısmi ödeme nedeniyle TBK 154/1-b.1 uyarınca zamanaşımının kesilmesi ve yine takip tarihinin 27/12/2019 olması, bu tarihte de TBK 154/1-b.2 uyarınca zamanaşımının kesilmesi ve dava tarihi olan 29/12/2020 tarihi itibariyle KTK hükümlerine göre 2 yıllık zamanaşımı dolmadan davanın açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
26/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda aşağıdaki tespitin yapıldığı görülmüştür:¸Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı —-karşı TBK haksız fiil hükümleri ve davalı —–karşı KTK 85 kaynaklı tazminat alacağı nedeniyle dava dışı sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacının TTK 1472 uyarınca halefiyete dayalı olarak başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davalıların sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, davalıların KTK 85 uyarınca bu zarardan müteselsil sorumluluğunun olacağı, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre yukarıda da ortaya konulduğu gibi davalı ——kazanın gerçekleşmesinde %25 kusurlu olduğu, raporun somut olayın gerçeklerine uygun olması nedeniyle mahkememizce de bu rapora itibar edilebileceği, gerçek zarar miktarının bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 150.658,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme dikkate alındığında davacının davalılardan maddi hasara ilişkin 114.658,00 TL bakiye alacağının bulunduğu, yine davalı—– kusuru dikkate alındığında davacının davalılardan talep edebileceği tazminat miktarının 28.664,50 TL olduğu, zarar ile davalının hukuka aykırı ve kusurlu fiili arasında nedensellik bağının bulunduğu (bilirkişi raporunda zararın fiile uygun olduğunun tespit edildiği), zira zararın fiil neticesinde gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle yukarıda belirtilen esaslarla davalıların tespit edilen 28.664,50 TL bakiye alacaktan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı gerçek kişiler yönünden temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan 24/06/2019 tarihinde gerçekleştiği, sigorta şirketi yönünden ise temerrütün somut olayda kısmi ödeme ile gerçekleştiği, bu tarihten takip tarihine kadar işlemiş faizin bilirkişi raporu ile de tespit edilen miktarın (5.100,71 TL) davalının kusuru ile oranlanması sonucu 1.275,17 TL olacağı, takipte talep edilen faiz türünün hukuka uygun olduğu, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

C)Davalılar —- ve—–yönünden yapılan değerlendirme
Dava bu davalılar yönünden taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen zayi olması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca taşımacının sorumluluk sigortacısına halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptaline ilişkin davadır.
Davalı —– zamanaşımı defi’nin dava sebebi hasar tarihinin 24/06/2019 olması, sigorta tazminatının davacı tarafça 26/08/2019 ödenmiş olması ve bu tarihte kısmi ödeme nedeniyle TBK 154/1-b.1 uyarınca zamanaşımının kesilmesi ve yine takip tarihinin 27/12/2019 olması, bu tarihte de TBK 154/1-b.2 uyarınca zamanaşımının kesilmesi ve dava tarihi olan 29/12/2020 tarihi itibariyle CMR hükümlerine göre 2 yıllık zamanaşımı dolmadan davanın açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1 maddesi uyarınca “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi’nin (CMR) 1. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşme, Sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacaktır. (2)Bu Sözleşmenin uygulanması bakımından “taşıt” sözcüğü 19 Eylül 1949 tarihli Karayolu Trafiği Anlaşmasının 4 üncü maddesinde tanımlandığı gibi motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar, römorklar ve yarı römorklar anlamına gelir.

CMR’nin 4. maddesi uyarınca “Taşıma mukavelesi bir sevk mektubunun düzenlenmesi ile gerçekleştirilir. Bu mektubun yokluğu usule aykırı oluşu veya kaybolması, bu Sözleşme hükümlerine tabi olacak olan taşıma mukavelesinin varlığı ve geçerliliğini etkilemez.

CMR’nin 8/1. maddesi uyarınca “Yükü teslim aldığı sırada taşımacı şunları kontrol edecektir: a) Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu, b) Yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumu”
CMR’nin 9. maddesi uyarınca “(1)Sevk mektubu, taşıma mukavelesinin akdine, mukavelenin koşullarına ve yüklerin taşımacı tarafından kabulüne, karine teşkil eder. (2) Sevk mektubunda, taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır.”
CMR’nin 17/1 ve 3. maddesi uyarınca “(1)Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. (…) (3) Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur.”
CMR’nin 23. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşmenin hükümleri gereğince bir taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğundan, bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır. (2)Malın kıymeti, —- fiyatına göre saptanır. Eğer böyle bir fiyat yoksa, geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit yapılır. Eğer ne —- – fiyatı ne de geçerli piyasa fiyatı mevcutsa tespit, aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır. (3) Bununla beraber, tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır. (4) Yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemelerde, malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir. Kısmen kaybolma halinde ise karşılaşılan zarar oranında ödeme yapılır. Bunlar dışında başka tazminat ödenmez. (…) 7. Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi, —-Fonunca tarif edildiği gibi Özel Çekme Hakkı. (–)dır. Bu anlaşmanın 3 sayılı fıkrada belirtilen meblağı olayla ilgilenen mahkemenin bulunduğu Devletin ulusal parasına, karar tarihinde veya taraflar arasında mutabık kalınan tarihte cari kur degeri üzerinden tahvil edilecektir. Özel Çekme Hakkı için uygulanacak, —–Fonuna üye olan bir Devletin ulusal parasının degeri, —-Fonu tarafından kendi muamele ve işlemleri için anılan tarihte geçerli, değerlendirme yöntemine uygun olarak hesaplanacaktır. Özel Çekme hakkı uygulamaları için, ——Fonuna üye olmayan bir Devletin ulusal parasının değeri, o Devlet tarafından tayin edilecek şekle göre hesaplanacaktır.

CMR’nin 25. maddesi uyarınca “(1) Hasar durumunda taşımacı, yükün madde 23 paragraf, 1, 2 ve 4 gereğince belirlenen degerine göre hesaplanmış kıymetten düşme karşılığı olan bedeli öder. (2) Ancak tazminat şu miktarları aşamaz: a) Eğer gönderilen malın tamamı hasara uğramış ise, tamamı kaybolduğundan ödenmesi gereken miktar, b) Eğer gönderilen yükün bir kısmı hasara uğramış ise, eksilen kısmı için ödenmesi gereken miktar.”
CMR’nin 27. maddesi uyarınca “Hak sahibi ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda % 5 üzerinden hesap edilecek bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamış ise, tahakkuk dava açıldığı tarihten itibaren yapılır.”
CMR’nin 30. maddesi uyarınca “(1) Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. (2) Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (pazar ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir.”
CMR’nin 32. maddesi uyarınca “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın yukarıda belirtildiği gibi taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen zayi olması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca taşımacının sorumluluk sigortacısına halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının dava dışı sigortalısına sigorta tazminat ödediği hususunda çekişme bulunmadığı, bu sebeple davacının dava dışı sigortalısının yerine geçtiği ve alacaklı sıfatını kazandığı ve alacağın ödeme ile sona ermediği, davacının dava dışı alacaklıya halef olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın esasının dava dışı sigortalının ilişkideki hukuki durumuna göre yani CMR hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, zira taşınanların teslim alındığı ve teslim edileceği yerin CMR Konvansiyonu’na taraf devlet olması nedeniyle CMR md. 1 uyarınca uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanacağı, davacının dava dışı sigortalısı ile davalılar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu konusunda bir tereddüt ve çekişme olmadığı, CMR’nun 8. maddesi uyarınca taşıyıcının yükü teslim aldığı sırada taşınanların parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu hususunu kontrol etmekle yükümlü olduğu, aksi takdirde taşınanları CMR md 9 uyarınca sevk mektubundaki gibi teslim aldığının kabulünün gerektiği, somut olayda taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, davalı tarafından bunu gösteren taşıyıcıya ait sevk mektubu nüshasının da delil olarak mahkememize ibraz edilmediği, bu yönde dosya kapsamında herhangi bir delil de bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, CMR md 17 uyarınca taşımacının yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu ve yine taşımacının çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı da sorumlu olduğu, yine alıcının da CMR 30. madddesi uyarınca taşınanların taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu hususun onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına karine teşkil ettiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, belirtildiği gibi taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, yine malların taşıma sırasında trafik kazası sonucu zarar gördüğü hususunda da bir tereddüt bulunmadığı, kusurun ağır kusur derecesinde olmadığı, zira taşıyıcının (veya çalıştırdığı kişilerin) hasarın gerçekleşmesinde ağır kusurlu olduğunu (eşyanın açıkta veya korumasız yerde bırakılması, aracın kilitli tutulmaması veya kasıt bulunması gibi) gösteren hiçbir delil bulunmadığı, bu sebeple taşıyıcının (dolayısıyla davalı sigortacının) sorumluluk limiti ve gerçek zarardan hangisi daha düşükse bu miktardan sorumlu olacağı, bu kapsamda 26/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen sorumluluk üst limiti 186.492,04 SDR olarak tespitinin somut olayın gerçeklerine ve yukarıda atıf yapılan CMR hükümlerine uygun olduğu (tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine —- – fiyatına, yoksa geçerli piyasa fiyatlarına- göre hesaplanacağından taşınanların fatura değerlerinin gerçek zararın hesabında dikkate alınması, yine limitin hasar gören eşyanın -dosya kapsamında bulunan fatura ve diğer delillere göre 22.388 kg olan- brüt ağırlığı üzerinden takipte talep edilen para birimi üzerinden ve o para biriminin karar tarihine en yakın SDR kuru üzerinden hesaplanması mahkememizce hukuka uygun bulunmuştur), bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere gerçek zarar miktarının sorumluluk limitinin altında kaldığı, bu sebeple davalıların gerçek zarar miktarından sorumlu olacağı, gerçek zarar miktarının 150.658,00 TL olarak tespit edildiği, davalı—- tarafından yapılan 36.000,00 TL ödeme dikkate alındığında nihai zararın 114.658,00 TL olduğu, yine takipte talep edilebilecek faiz miktarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere 5.100,71 TL olduğu kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1a- Davanın davalı —– yönünden REDDİNE,
1b- Davalı —–kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Davanın davalılar —– izafeten—–Şirketi, —— yönünden KISMEN KABULÜ ile,
a)Davalı borçlular —- Şirketi’nin —-. İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine yaptığı itirazların 114.658,00 TL asıl alacak ve 5.100,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 119.758,71 TL
b)Davalı borçlular —–. İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazların 28.664,50 TL asıl alacak ve 1.275,17 TL olmak üzere toplam 29.939,67 TL yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle her bir davalı yönünden ayrı ayrı bu miktarlar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davacının icra inkar tazminatı taleplerinin, davalılar —– kötüniyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (—— Şirketi yönünden 119.758,71 TL; —— yönünden 29.939,67 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 8.180,71 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 1.474,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.706,41 TL harcın (davalılar—– 570,87 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar—-izafeten——müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 1.536,50 TL dava açma masrafı, 4.995,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 6.531,50 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (—- izafeten —- Şirketi ve—– Şirketi yönünden—— yönünden 29.939,67/122.069,93 TL) göre 6.407,83 TL’sinin (davalılar —– 1.601,95 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar—-izafeten —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —– tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
7-Davalılar —–Şirketi tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 17,00 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (2.311,22/122.069,93) göre 0,32 TL’sinin davacıdan alınarak her biri eşit hak sahibi olmak üzere davalılar—- izafeten —– verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (—– Şirketi yönünden 119.758,71 TL; —— yönünden 29.939,67 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 18.963,81 TL vekalet ücretinin (davalılar —– 9.200,00 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar—— Şirketi yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (2.311,22 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 2.311,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —–verilmesine,
9-Davalılar —— yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (92.130,26 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 14.740,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar—– verilmesine,
10-Davalı —–yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (36.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
11-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (—-yönünden 119.758,71/122.069,93; ——yönünden 29.939,67/122.069,93 TL) göre 1.373,49 TL’sinin (davalılar —- 343,37 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 26,51 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.