Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/614 E. 2024/11 K. 09.01.2024 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/614 Esas
KARAR NO: 2024/11
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2022
KARAR TARİHİ: 09/01/2024

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı Müvekkil şirket ile davalı TÜRMOSAN Mühendislik Otomasyon Elektrik Elektronik Makine San. Ve Tic. A.Ş. arasında ticari ilişki bulunduğu, Davalı şirketin bu ticari ilişkinden kaynaklanan 50.517,12 TL borcu bulunduğu, davalının borcunu ödemesi üzerine alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün 2022/7165 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, Davalının takibe, borca ve ferilere haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek talibi durdurduğu, Davalının itirazları haksız ve dayanaksız olup yapılacak inceleme neticesinde Müvekkil şirketin davalıdan 50.517,12 TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılacağı, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak yapılan görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığı, Bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmek üzere iş bu davanın açılması zarureti hasıl olduğu, Öte yandan davalı şirket aleyhine aynı kapsamda ticari ilişkiden kaynaklanan 969.247,35 TL alacağın tahsili için İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün 2022/2459 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan haksız itiraz neticesinde İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/389 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiği,. Her iki davanın taraflarının aynı ve konusu itibariyle benzer olması sebebiyle huzurdaki davanın İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/389 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davalı Müvekkil şirketin, davacı şirkete, İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün 2022/7165 E. sayılı dosyasına konu yapılan 50.517-TL borcu bulunmadığı, Borcu kabul anlamına gelmemekle, temerrüde düşürülen bir borçlu olmadığından, 668.29-TL işlemiş faizinde, takibe ve davaya konu yapılması nın mümkün olmadığı, Ayrıca, davaya konu yapılan alacağın varlığı ve miktarı, yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiğinden, BU YÖNÜ İLE DE LİKİT OLMAYAN bir alacak iddiası için icra inkar tazminatı talep edilmesinin hukuki bir dayanağı nın olmadığı, davacı yanın inkar tazminatına ilişkin taleplerinin şartları oluşmadığından reddini taleple savunmada bulunduğu görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE : Mahkememiz tarafından alınan tarihli bilirkişi raporunda özetle; “-Davacı takibe konu faturaların suretlerini tensip zaptı uyarınca dava dosyasına sunduğu, faturaları irsaliyeli temel e-fatura olduğu,-Temel e-fatura senaryosunda satıcı tarafından alıcıya iletilmiş olan fatura sistem tarafından direkt onaylandığı, Dolayısıyla alıcı bir onay verme ya da reddetme süresi olmaksızın ayrıca bir iade faturası kesmek durumunda olduğu, Eğer fatura başarı ile gönderilmiş ise iade faturalarına TTK 18/3 .md.’ de yer alan harici yollarla itiraz edilebilme hakkı mevcut olduğu, davalının iade faturasını temel fatura olarak düzenlediği ayrıca herhangi bir yolla itirazda bulunmadığı,-Sayın Mahkemece ilgili Vergi dairelerinden celp edilen Davacı BS formu ile, davalı BA formlarında beyan edilen evrak adedi ve tutarların örtüştüğü, dolayısı ile davacının düzenlediği faturaların davalı tarafından ticari defterlerine kaydedildiği, Dava dosyası içeriğinde mevcut delillerin incelenmesi sonucunda davalının davaya ve takibe konu 05.11.2021 tarih ——— nolu 9.589,06 TL *173,79 KDV olmak üzere toplam 9.762,85 TL, 18.11.2021 tarih ——— nolu 40.928,06 TL * 494,50 TL KDV olmak üzere toplam — 41.422,56 — TL — tutarlı faturaları ticari defterlerine işlediği, faturaların ödenmemiş olduğu dolayısı ile davacının davalıdan takibe konu toplam 50.517,12 TL tutarlı fatura bedellerini talep edebileceği” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava, 05.11.2021 Tarih – ———- Numaralı – 9.589,06 TL ve 18.11.2021 Tarih ———- Numaralı – 40.928,06 TL’lik faturalarda gösterilen alacaklar nedeniyle başlatılan ——– Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesi uyarınca “(…)(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer. (3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır. (4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır: a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda. (…)”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi 05.11.2021 Tarih – ———– Numaralı – 9.589,06 TL ve 18.11.2021 Tarih ———- Numaralı – 40.928,06 TL’lik faturalarda gösterilen alacaklar nedeniyle başlatılan——— Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde davacının 05.11.2021 Tarih ———- Numaralı – 9.589,06 TL ve 18.11.2021 Tarih ——— Numaralı – 40.928,06 TL’lik faturalarda gösterilen alacağın varlığının görüldüğü, anılan faturaların davalı tarafça da BA formuna esas olmak üzere vergi dairesine bildirildiği, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, yine temerrütün yukarıda atıf yapılan TTK 1530 maddesi uyarınca dava konusu faturanın e-fatura olması nedeniyle faturanın düzenlendiği tarihte gerçekleştiği, zira taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da mal tedarik ilişkisi bulunduğu, bu sebeple takipte talep edilen (fatura tarihinden takip tarihine kadar ticari faiz oranı üzerinden işlemiş olan) faiz miktarının da yerinde olduğu, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun——— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (51.185,41 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 10.237,10 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (51.185,41 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.496,47 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 618,19 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.878,28 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 710,39 TL dava açma masrafı ve 2.336,25 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.046,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (51.185,41 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ——– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/01/2024