Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/609 E. 2023/477 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/609 Esas
KARAR NO:2023/477
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 09/08/2022
KARAR TARİHİ:24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı şirketin —–malik bulunduğunu, ——- yıllarına ilişkin ———- alınan —– gündem maddelerinin kanuna, esas sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden dolayı iptal edilmeleri gerektiğini, anılan —- tarihli genel kurula taraflarınca katılım sağlandığını———— gündem maddelerindeki kararlara karşı muhalefet şerhlerinin tutanağa geçirildiğini, böylelikle işbu dava bakımından aranan TTK 445 – 446 hükümlerinde öngörülen şartların sağlandığını, davalı şirketin paylarının çoğunluğunun sahibi baba —-vefatından sonra şirketin yönetimi kârların paylaşımı konularında —– müvekkili ile çekişme içerisine girdiğini ve kendisinin pay sahipliğine dayalı haklarını kullanmasını engellemeye çalıştığını, davalı şirketin ekonomik olarak içinin boşaltılması ve dolayısıyla müvekkilinin sahip olduğu payların değersiz kılınma tehlikesinin son derece yüksek olduğunu, kâr payının dağıtılmamasına ve yönetim kurulu üyesi —- ücret ödenmesine yönelik —- numaralı gündem maddelerindeki kararların Kanuna, —– Kurallarına aykırı olduğunu, bu kararların iptali gerektiğini, yönetim kurulu üyesi ve çoğunluk pay sahibi ——- numaralı gündem maddelerini birlikte kullanarak muvazaalı işlem yaptığını, bir yandan yeni yatırımları bahane ederek pay sahiplerine yasal hakları olan kâr payının dağıtılmasını engellediğini, diğer yandan da kendisine sadece net olarak bile son yılın net kârının yarısı miktarında bir meblağın ücret adı altında ödenmesi kararını çoğunluk pay sahibi olması hususuna dayanarak aldırdığını, yönetim kurulu üyesinin ücreti tespit edilirken TTK 436/1 kapsamında pay sahibi yönetim kurulu üyesinin oylamaya katılmasının hukuka aykırı olduğunu, şeffaflıktan uzak ve hakim durumun azınlık oy sahipleri aleyhine kötüye kullanılması ve bilhassa kanun maddesine ve dürüstlük kuralına açıkça aykırı olması sebebiyle —numaralı gündem maddesinde alınan kararın iptali gerektiğini, ihtilaf konusu olağan genel kurulun — numaralı gündem maddesinde ——– maddelerinde sayılan izinlerin———- denmekle yönetim kuruluna 395 ve 396. maddelerdeki yetkiler tanındığını, ancak bu durum öncelikle kanuna ve her halükarda dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, pay sahibi olan yönetim kurulu üyesi ——— gündem maddesinin müzakeresinde oy kullanamaması açık kanun hükmünün gereği iken bu kişinin müzakerelere katılıp oy kullanmasının kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu iddia ederek, davalı————–numaralı gündem maddelerinde alınan kararların iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, şirketin daha önceki yıllarda yapılan genel kurul kararlarından da anlaşılacağı üzere şirketin uzun yıllardır kâr dağıtımı yapmayarak büyümeye yönelik yatırımlar yaptığını, dava konusu genel kurul toplantısında da şirketin——- tedarik sözleşmesi uyarınca nakde ihtiyacının bulunmasından ötürü kâr dağıtımı yapılmaması yönünde karar alındığını, bu kararın TTK ve şirket ana sözleşmesine uygun olduğunu, şirket yönetim kurulu üyesinin tek başına tüm işleri yürüttüğünü, şirketin faaliyet alanı, çalıştırdığı personel, şirket yönetim kurulu üyesinin çalışma alanları düşünüldüğünde belirlenen aylık 50.000,00 TL ücretin makul olduğunu, TTK’nin 436/1 maddesinin yönetim kurulu üyesinin maaşı ile ilgili hususları kapsamadığını, aksi bir düşüncede dahi yönetim kurulu üyesinin kendisinin bile oy kullanmaması halinde diğer hissedarların davacının———oy ile çoğunluğun sağlandığını, belirlenen maaşın yasal olarak gerekli çoğunluk tarafından belirlendiğini, bu nedenle davacının bu yöndeki iddialarının hiçbir hukuki ve yasal dayanağının bulunmadığını, davacının muvazaalı işlemler nitelendirmelerine katılmanın mümkün olmadığını, davacının tek taraflı olarak kendi istekleri yönünde hareket edilmesini istediğini, azınlık oyu ile çoğunluğu idare etmeyi hedeflediğini, iddialarının soyut ifadelerden başka bir şey olmadığını, kabulünün mümkün olmadığını, TTK 395 ve 396. maddeleriyle ilgili yetkinin olağan genel kurulda şirket yönetim kurulu——verildiğini, şirket yönetim kurulu üyesinin ihtiyaç halinde ve acil durumlarda genel kurul toplanmadan bu yetkiler ile şirket lehine iş ve işlemler yapabilmesinin elzem olduğunu, şirket yönetim kurulu üyesinin oy kullanmaması gerektiği yönündeki düşünceye katılmanın mümkün olmadığını, aksi düşünülse dahi—– oranına sahip diğer ortakların oyları ile bu yetkinin verildiğini, müvekkili şirketin tek bir alanda faaliyet yapmanın zorluklarına karşılık şirketin faaliyet alanlarını genişletmek istediğini, —— kiralama işlerine de girdiğini, bu durumun engellenmesinin en başta şirketin ve dolayısıyla davacının aleyhine olacağını savunarak, haksız ve yasal dayanağı olmayan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, ———– numaralı gündem maddelerinde alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler ——— yıllarına ilişkin ticari defterlerinin ———- süresinde alındığı TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, mali tablolara ilişkin yapılan analiz ve açıklamalarda bilançonun gerçeği yansıtmadığına ilişkin muhalefet şerhin hakkında somut veriye rastlanmadığından genel kurul gündeminin 3.maddesinin birinci bölümünde Yapılan oylama sonucunda bilanço ve kâr/zarar hesaplarının 900 adet olumsuz oyuna karşılık 5.100 adet olumlu oyla (oy çokluğu ile) tasdik edilmesinin kanuna uygun olduğu, davalı şirketin kâr dağıtmama gerekçesini somut olarak kanıtlayamadığından genel kurul gündeminin 3.maddesin ikinci bölümünde alınan kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu, iptaline karar verilebileceği, kâr dağıtımına karar verilmeyen, hatta son dört yıldır ve öncesinde kâr dağıtımı yapılmamış şirkette son yılın kârının 2/3’ü, son dört yıl kâr ortalamasının %60 nispetinde huzur hakkı ödenmesine karar verilmesinin yönetim kurulu üyesi olmayan ortaklar açısından eşitsizlik yarattığı, şirketin menfaatlerine aykırı olduğu gibi çoğunluğu elinde bulunduran yönetim kurulu üyesi pay sahiplerine örtülü kâr dağıtımı görünümde olduğu ve iptali şartlarının oluştuğu, gündemin——- nolu kararı kapsamında TTK 395 ve 396. Maddeleri uyarınca şirketle işlem yapma ve rekabet etme izinlerinin verilmesinde yer verilen karar doğrultusunda somut olayda alınan kararda gerekli nisabın sağlandığı, bu sebeple kararın iptali şartlarının oluşmadığı,” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin ———- maddelerin iptali istemine ilişkindir.
Toplantının 3 ncü maddesinde kâr dağıtımı konusu oylanmış, oy çokluğuyla kârın dağıtılmamasına karar verilmiş ve davacı tarafın muhalefeti tutanağa geçirilmiştir.
Toplantının 5 nci maddesinde yönetim kurulu üyesi —- ücret ödenmesi oylanmış, öneri oy çokluğuyla kabul edilmiş ve davacı tarafın muhalefeti tutanağa geçirilmiştir.
Toplantının 6 ncı maddesinde yönetim kurulu üyelerine Türk Ticaret Kanunu’nun 395 ve 396 ncı maddelerinde sayılan izinlerin verilmesi oylanmış, öneri oy çokluğuyla kabul edilmiş ve davacı tarafın muhalefeti tutanağa geçirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Genel kurul kararlarının iptali İptal sebepleri başlıklı 445 nci maddesi “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” ve İptal davası açabilecek kişiler başlıklı 446 ncı maddesi “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü düzenlemiştir.
Davacı taraf pay sahibi olup toplantılarda hazır bulunduğu ve muhalefetini de tutanağa geçirttiğinden söz konusu kararların iptalini talep etme hakkına sahiptir.
Toplantının 3 ncü maddesinin dava konusu edilen kısmında, kâr payı dağıtılmamasına karar verildiği görülmüştür. TTK, kâr payının dağıtımına ilişkin esasları, “yedek akçe” ile ilişkili olarak düzenlemekte olup, bu kapsamda yedek akçe kavramına da değinilmesinde yarar vardır. “Yedek akçe”, şirketin yıllık net kârları üzerinden belli bir oranda ayrılarak, ortaklara dağıtılmayan ve şirkette yedek sermaye olarak tutulan paradır. Yedek akçenin ayrılmasındaki amaç, şirketin ekonomik risklere karşı korunmasıdır. TTK’nın 509/II maddesi uyarınca kâr payı, ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Buna göre şirketin hesap yılında kâr elde etmemesi halinde kâr payı dağıtması söz konusu olmaz; zira kâr payı dağıtımı için ilk şart şirketin kâr elde etmiş olmasıdır. Somut olayda; davalı şirket ———- yıllarında kâr elde etmiştir. Bu durumda yasal olarak davalı şirketin kâr dağıtmasının önünde bir engel olmamasına rağmen davalı şirketin kâr dağıtılmamasını gerektirir ekonomik, sosyal veya ticari somut bir gerekçe göstermeden kâr dağıtılmamasına yönelik kararının dürüstlük kuralı ve kanuna aykırı olduğundan davacı tarafın toplantının 3 ncü maddesinin kâr payı dağıtılmamasına yönelik kısmının iptali talebinin kabulüne karar verilmiştir.Toplantının 5 nci maddesinde, yönetim kurulu üyesi ——— ücret ödenmesine karar verildiği görülmüştür. TTK 394. maddesinde; “yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartı ile huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceği” hüküm altına alınmıştır. Huzur hakkı ———– ödenir. —— alınan huzur hakkı kararı, şirket karar defterine işlenerek şirket ortakları tarafından imzalanarak geçerlilik kazanır. Şirketin yapısı, faaliyet durumu ve yoğunluğu yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesini gerektirecek nitelikte olmalıdır. Huzur hakkı ücreti için; şirketin geliri, yıllık kâr oranları, yapılacak işler ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine bakılarak orantılı bir miktar belirlenmesi gerekir. Bu oran gözetilmediği takdirde, belirlenen fahiş miktardaki huzur hakkı ödemeleri sebebiyle yönetim kurulu üyesi olmayan diğer ortakların kâr payı alma hakları zayıflatılarak belirli ortaklara örtülü kâr dağıtımı gibi bir risk ortaya çıkacaktır. Pay sahiplerinin hakları kısıtlanarak şirketin mali durumu olumsuz etkilenecektir ve genel kurul kararının iptali gündeme gelecektir. Somut olayda; yönetim kurulu üyesi ———ücret ödenmesine yönelik kararın davalı şirketin ekonomik büyüklüğüyle bağdaşmadığı, neredeyse son yıl kârının 2/3 ünün huzur hakkı olarak ödenmesine yol açacağı bu haliyle yönetim kurulu üyesine örtülü kâr dağıtımı görünümünde olduğundan davacı tarafın toplantının 5 nci maddesinin iptali talebinin kabulüne karar verilmiştir. Toplantının 6 ncı maddesinde, yönetim kurulu üyelerine Türk Ticaret Kanunu’nun 395 ve 396 ncı maddelerinde sayılan izinlerin verilmesine karar verildiği görülmüştür. TTK 395 ve 396 ncı maddelerinde şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı ve rekabet yasağı düzenlenmiştir. TTK’nın ”Oydan Yoksunluk” başlıklı 436. maddesinde ”Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. ” hükmü yer almaktadır. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca izin verilmesi kişisel nitelikte bir işe ilişkin olduğundan yönetim kurulu üyelerinin bu müzakerelerde oy kullanmayacağı izahtan vasrestedir. ———– Yine madde gereği aile bireyleri de yönetim kurulu üyesine izin verilen bu karara katılamayacaktır. Somut olayda; davacı taraf bu madde oylamasında red oyu kullandığından ve geriye kalan hissedarların da oy hakkı bulunmadığından davacı tarafın toplantının 6 ncı maddesinin iptali talebinin kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı—— numaralı kararın kâr payı dağıtılmamasına ilişkin kısmının İPTALİNE,
2-Davalı ——– numaralı kararların İPTALİNE,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 4.087‬,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/05/2023