Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/600 E. 2023/829 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/600 Esas
KARAR NO:2023/829
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 03/08/2022
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili tarafından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiğini, görevli mahkemenin asliye ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu — plaka nolu araç ile davalıya ait —– plaka nolu araç arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, polis tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkil şirket araçta oluşan zararın tespiti için 257,18 TL eksper ücreti ve buna ilişkin olarak 36.551,50 TL tutarındaki araç hasar onarım bedelini ödediğini, davalı —– müvekkiline yalnızca 28.850,09 TL tutarında ödemede bulunduğu, kalan hasar bedeli ile ekspertiz ücreti olan 7.948,68 TL’nin tahsili için davalılar aleyhine— —–esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından takibe itiraz edildiğini, araç malikinin işleten sıfatıyla kusursuz sorumluluğunun olduğunu, davalı —– sigortacısı sıfatı ile sorumluluğunun olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulü ile itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava konusu kazaya karışan ——— plaka nolu aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili tarafından teminat limitinin tamamının ödendiğini, müvekkilinin dava konusu hasara ilişkin sorumluluğunun kalmadığını, davacının ekspertiz ücret talebinin haksız olduğunu, müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediğini ve temerrüdünün de söz konusu olmadığını, müvekkilinin poliçe limitleri dahilinde sorumluluğunu yerine getirdiğini savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması talep ve beyan etmiştir. Davalılar —- vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava konusu kazanın 24/04/2019 tarihinde meydana geldiğini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, trafik kazası tespit tutanağına ve kusura itiraz ettiklerini, kaza tespit tutanağının dosya içeriğine uymayan, fizik kurallarına aykırı hususlar içerdiğini, oluşa uymadığının açık olduğunu, davacının yan onarım bedelinin talep ettiğini, davacının iddia ettiği onarım bedeli tutarının fahiş olduğunu savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:——- müzekkere yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 15/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

“SONUÇ VE KANAAT:
Dosyaya tek belge olarak sunulu Trafik Kazası Tespit Tutanağının dikkate alınması sureti ile yapmış olduğum nticesinde, kaza tutanağında, yukarıdaki gibi açıklanan trafik kazasının meydana gelişinde;Sürücü —- yönetimindeki —- plâkalı araç ile —– yolu üzerinde sağ şeritte seyrederken, ağ şeritte seyrederken, KTK. md 52,a,b,c —uyarınca, aracının sür’atini, aracınının teknik özelliklerine, yol,hava ve trafik durumuna göre ayarlaması, dikkatli seyretmesi, seyir yolu üzerinde bulunan bir aracın, arıza nedeni ile durmakta olduğunu (ikaz levhasını) gördüğünde, yavaşlayarak, işaret verip, kontrollu şekilde şerit değiştirip, solundaki şeride geçmesi gerekirken, bu kuralara uymayıp, aniden, geri manevra yapıp, sol şeride geçtiğinde, bu şerit üzerinde arkadan gelerek seyretmekte olan,—- plâkalı diğer araca çarpmış ve — bu aracın sola kayarak, en sol şeritte seyretmekte olan —–plâkalı araca da çarpmasına sebebiyet vermiş olmasında, % 100 oranında ve tamamen KUSURLU olduğu,
—– plâkalı aracın sürücüsünün, aracının, seyir yolu üzerinde arızalanması nedeni ile, (arkasında ikaz levhası koyarak) durdurmak zorunda kalmış olmasında, (Kaza Tutanağında zorunda kalmış olmasında, (Kaza Tutanağında ikaz levhası koyduğu işaretlendiğinden) yapabilecek hareket, kaçabilecek yer ve alabilecek önlem bulunmadığından, KUSURSUZ olduğu,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava, davalı —- sevk ve idaresindeki ve davalı—- mülkiyetindeki ve davalı —- sigortacısı olduğu—- plakalı araç ile davacının mülkiyetindeki — plakalı araçların karıştığı 24/04/2019 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının davalılardan bakiye hasar bedeli ve 257,18 TL ekspertiz ücreti kalemlerden oluşan toplam 7.948,68 TL maddi tazminat talebine ilişkin başlattığı —– sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili 28/09/2023 tarihli celsede davasının yalnızca 7.948,68 TL asıl alacağa ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Dava konusu alacağın 24/04/2019 tarihli trafik kazası nedeniyle kaynaklandığı, alacağın KTK 109 maddesi uyarınca zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, zamanaşımının TBK 154/1-b.2 uyarınca 17/03/2021 tarihinde —— sayılı takibinin yapılması ile kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı, yine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 16/2 maddesi uyarınca zamanaşımının 08/11/2021 ilâ 22/12/2021 tarihleri arasındaki arabuluculuk sürecinde durduğu, 03/08/2022 tarihinde davanın açılmasıyla TBK 154/1-b.2 uyarınca zamanaşımının yeniden kesildiği, bu sebeplerle dava tarihi itibariyle zamanaşımının gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davalılar ——-zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde ——- sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, (…) Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı— sevk ve idaresindeki ve davalı —- mülkiyetindeki ve davalı —- sigortacısı olduğu —– plakalı araç ile davacının mülkiyetindeki —– plakalı araçların karıştığı 24/04/2019 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının davalılardan bakiye hasar bedeli ve 257,18 TL ekspertiz ücreti kalemlerden oluşan toplam 7.948,68 TL maddi tazminat talebine ilişkin başlattığı —- sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davanın davalı gerçek kişi yönünden karşı haksız fiilden, davalı — yönünden araç işleteni olmasından dolayı KTK md. 85 kaynaklı ve diğer davalı —– sigorta poliçesi kaynaklı olduğu, davalı —– sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, yine davalı—- de hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda —— plakalı araç sürücüsü —- kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, yine diğer davalının da KTK 85 uyarınca sorumluluğunun olacağı, yine davalıların sorumluluğunun tespit edilmesi halinde yukarıda atıf yapılan TBK 61 maddesi uyarınca müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, davacının dava açılmadan önce KTK 97 uyarınca davalı —– başvuru yaptığı, özel dava şartının somut olayda yerine getirildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davalı—— olayın gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu, raporun somut olayın gerçeklerine uygun olması nedeniyle mahkememizce de bu rapora itibar edilebileceği, gerçek zarar miktarının bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 36.551,50 TL olduğu, ekspertiz ücretinin de 257,18 TL olduğu, bunun da maddi zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, taraflar arasında davalı—–davacıya 11/08/2020 tarihinde 28.860,09 TL maddi hasar tazminatı ödediği hususunda çekişme bulunmadığı, bu sebeple davacının davalılar —- 7.948,68 TL, davalı —–şirketinden, davalı poliçe sorumluluk limitine kadar sınırlı sorumlu olduğundan 7.139,91 TL bakiye alacağının bulunduğu, zarar ile davalı —- hukuka aykırı ve kusurlu fiili arasında nedensellik bağının bulunduğu (bilirkişi raporunda zararın fiile uygun olduğunun tespit edildiği), zira zararın fiil neticesinde gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle yukarıda belirtilen esaslarla davalıların tespit edilen 1.761,34 TL bakiye alacaktan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı gerçek kişiler yönünden temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan 01/07/2020 tarihinde gerçekleştiği, takip tarihinden önce işlemiş temerrüt faizi yönünden itirazın iptali talebi bulunmadığından, bu hususta değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, yine tarafların tacir ve işin ticari iş olması nedeniyle takipte ticari faiz oranı talep edilmesinin hukuka uygun olduğu alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın davalılar—-yönünden —- ve davalı —–AŞ yönünden KISMEN KABULÜ ile,
a)davalı borçlular —– Esas sayılı takibine yaptıkları itirazın 7.948,68 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu borçlular yönünden 7.948,68 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
b)davalı borçlu ——– sayılı takibine yaptığı itirazın 7.149,91 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu borçlu yönünden takip tarihi itibariyle 7.149,91 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (davalılar —-yönünden 7.948,68 TL; davalı —– yönünden 7.149,91 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 542,97 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 84,23 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 458,74 TL harcın (davalı ——- sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 176,43 TL dava açma masrafı ve 3.694,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.870,93 TL yargılama giderinin (davalı —– kabul/ret oranına -7.149,91/7.948,68- göre 3.481,93 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı —– tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (davalılar —- yönünden 7.948,68 TL; davalı —– yönünden 7.149,91 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 7.948,68 TL vekalet ücretinin (davalı —– 7.149,91 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı——- yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (798,77 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 798,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (davalı—— kabul/ret oranına -7.149,91/7.948,68- göre 1.187,35 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı, davalı ———— vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 28/09/2023