Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/574 E. 2023/128 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/574 Esas
KARAR NO: 2023/128
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– alınan kararla ünvan değişikliğine gittiğini, ilgili şirketin yeni ticaret ünvanının —–tarafından —– yıllarına ait —– tarihinde yapılmak istenmişse de yeterli nisabın mevcut olmaması nedeniyle toplantının ertelendiğini, ertelenen ikinci toplantının ise —- tarihinde saat—– adresinde ——- tarihli yazısıyla görevlendirilen bakanlık temsilcilerinin gözetiminde yapıldığını, ilgili toplantıda alınan kararların —— tescil edilerek ilan olunduğunu, anılan genel kurul kararlarının hukuka aykırı şekilde alınmış olduğunu, davacının, aralarında yaptıkları hisse devir sözleşmesi ile —- pay senetlerini —– devrettiğini, ilgili —- kararlarının, TTK hükümlerine aykırı hareket edilerek alındığını, imtiyazlı hisselerin devamına ilişkin mahkeme kararının alınmadığını ve imtiyazlı hisselere ilişkin esas sözleşme değişikliğine gidilmediğini, şirket esas sözleşmesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin pay sahipleri arasından seçilmesi gerekirken bu hususun göz önünde bulundurulmamış ve esas sözleşmeye aykırı hareket edilmiş olduğunu, — yetkilileri tarafından ——gereğince inceleme yükümlülüğüne aykırı davranılarak ilgili —— tescil ettirildiğini, ——– tarafından şirketin esas sözleşmesinin ilgili maddesi görüşülmeden önce okunarak hatırlatıldığını, ancak buna rağmen esas sözleşmeye aykırı bir şekilde pay sahipleri olmayanlar arasından yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, öncelikle ——alınan kararların yürütmesinin geri bırakılmasına, genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların iptaline, genel kurulda alınan kararların yokluğuna ve butlanının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davaya cevap sunmamıştır.
İlgili —– vekili beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili ——- eski unvanı ——- olan davalı ——– nezdinde görev yaptığı süre boyunca, her anlamda şirketin çıkarları için hareket etmiş olup tüm görevlerini layığı ile yerine getirmek için üst düzeyde çaba gösterdiğini, işbu davaya konu genel kurul toplantısında da her türlü usul ve yasa hükümleri gözetilerek genel kurul sürecinin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi ve gerekli tüm hukuki işlemlerin gerçekleştirilmesi için tarafına düşen sorumluluklar ve görevlerini yerine getirildiğini, ancak, müvekkilinin, gerekli gördüğü nedenlerden dolayı, —— keşide etmiş olduğu —– Yevmiye Numaralı İhtarname ile ——bünyesinde sürdürmekte olduğu ——- tarihi itibarı ile istifa ettiğini, dolayısı ile, müvekkilinin bu tarihten itibaren davalı şirket ile herhangi bir ilişkisinin kalmadığını, işbu dava kapsamında herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, her ne kadar, işbu davanın, ticaret kanunu uyarınca iptal davaları için öngörülen hak düşürücü süre dolduktan sonra ikame edildiğini, mahkemede görülen işbu davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 445. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptali istemli dava olduğunu, hüküm uyarınca iptal davası açma süresinin, üç aylık hak düşürücü süreye bağlandığını, bilindiği üzere, hak düşürücü sürelerin, söz konusu hak kullanılmaksızın geçirildiği takdirde hakkın özünün son bulduğu süreler olduğunu, burada sürenin dolması ile birlikte sadece hakkın dava edilebilirliği değil hakkın kendisi de yok olduğunu, davaya konu genel kurul toplantısının —— tarihinde gerçekleştirildiğini ve iptali istenen kararların da aynı gün alındığını, Noter onaylı——- ve bu tutanağın yayınlandığı ——ekte yer aldığını, dolayısıyla, söz konusu bu genel kurulda alınan kararların iptalinin istenebilmesi için başvuru yapılabilecek son tarihin —— tarihinden üç ay sonrası olan —– tarihi olduğunu, bu tarihten sonra —— tarihinde (zira yetkisizlik kararının verildiği ——— sayılı dosyasına ait Tensip Tutanağı’nda “Dava Tarihi” ——-olarak belirtilmiştir) açıldığını, bu davanın usulden reddi gerektiğini, davalı vekilinin dava dilekçesinde bahsettiği hisse devir sözleşmesinin işbu davanın konusu olmadığını, müvekkilline tebliğ edilen —– tarihli Dava Dilekçesinde davacı tarafın, ———arasında yapılan hisse devir sözleşmesinden bahsetmekte olduğunu, bu sözleşme ile ilgili bir takım iddialara yer verildiğini, ancak davacı tarafın ileri sürdüğü söz konusu bu iddia ve beyanların işbu dava ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, davacı tarafından imtiyazlı hisselere ilişkin olarak yapılan itiraz yerinde olmadığını, Davacının dava dilekçesindeki —– numaralı başlıkta yer alan “İmtiyazlı hisselerin devamına ilişkin mahkeme kararı alınmamış ve imtiyazlı hisselere ilişkin esas sözleşme değişikliğine gidilememiştir” ifadelerinden ne kastedildiği anlaşılmamakta olup bir paya en çok 15 oy hakkı tanınabileceğini düzenleyen TTK 479/2. maddesi gösterilerek genel kurul tutanağında yer alan —— grubu pay sahiplerine ait 100.000 adet pay yönetim kurulu üye seçimlerinde imtiyazlı olup —— grubu payların verdiği kabul oyu 1.500.000 adet oy değerindedir.” ifadelerinin geçersizliğini iddia etmenin hukuken hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, şöyle ki; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 479 Maddesinin yürürlüğü ve uygulanması ile ilgili hükümler 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 28. Maddesinde düzenlenmiştir. Oya tanınan imtiyazlarda azami 15 oy hakkı sınırlamasını düzenleyen TTK 47. Maddesi 2. Fıkrası hükmü ile ilgili düzenleme; 28. Maddenin 4. Fıkrasında yer almaktadır:“(4) Türk Ticaret Kanununun 479 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen sınırı aşan sayıda oyda imtiyaz öngören esas sözleşme hükümleri, Türk Ticaret Kanununun yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde, anılan fıkraya uyarlanır veya mahkemeden anılan fıkrada öngörülen karar alınır.” Aynı 28. Maddenin 6. Fıkrasında ise; “(6) Bu maddenin birinci ve üçüncü fıkralarında yapılması şart koşulan sürede gerekli esas sözleşme değişikliklerinin ve uyarlamaların gerçekleştirilmemesi hâlinde, oyda imtiyazı düzenleyen esas sözleşme hükümleri, birinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen sürenin dolduğu tarihte kendiliğinden geçersiz hâle gelir ve esas sözleşmede öngörülen oya ilişkin imtiyazların tümü kanunen sona erer.” denilmek suretiyle, madde hükmünde öngörülen düzenlemelere uyulmadığında ortaya çıkacak yaptırımlar düzenlendiğini, ancak bu madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere 6. Fıkrada öngörülen yaptırım, yalnızca 6103 sayılı Kanun 28. Maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları hükümleri için düzenlendiğini, 28. Maddenin dördüncü fıkrasında öngörülen hususlar için ise 6103 sayılı Kanun’da herhangi bir yaptırım düzenlenmediğini, dolayısı ile, aksi düzenleme bulunmadığından ve çoğun içinde az da vardır kuralı da gözetilerek; imtiyazlı pay sahiplerine Kanuni sınır olan 15 oyu aşar oy hakkı tanıyan esas sözleşme düzenlemeleri için, hükmün tamamen geçersiz sayılamayacağını, 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğünden itibaren, 15 oy hakkı sınırı üzerinden esas sözleşme hükmünün uygulanmaya devam edeceğinin kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle, davalı şirketin işbu davaya konu genel kurulda temsil edilen —– grubu imtiyazlı pay sahiplerine, her bir imtiyazlı pay için, davalı şirket esas sözleşmesi uyarınca 15 adet oy hakkı tanındığı kabul edilerek söz konusu genel kurul işlemleri gerçekleştirildiğini, —–üye seçimleri hususunda imtiyaza sahip olan bu —– grubu imtiyazlı pay adedi 100.000’dir. 100.000 adet payın sahip olduğu oy değeri; ——- ifadelerle aynı husus ifade edilmiş olup davacı tarafın basit matematik işlemi yaparak ulaşabileceği bu sonucu, iptal sebebi olarak göstermesi tamamen hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, bir genel kurul kararının yokluğu, her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmemiş olsa da “yokluk” müeyyidesiyle ilgili olarak, genel hükümlere ve bu konudaki doktrin ve uygulamalardaki görüşlere müracaat edilmesi gerektiği kabul edilmediğini, buna göre, bir genel kurul kararının kurucu unsurlarının mevcut olmaması halinde, hukukî işlemin veya genel kurul kararının yokluğundan bahsedilebileceğini, butlan halleri ise TTK 447’de özel olarak düzenlenmiştir. TTK 447. Maddesi; MADDE 447- (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. şeklinde olduğunu, bu maddede butlan sebepleri özellikle denilmek suretiyle sayıldığını, bu sebepler sınırlı sayıda olmamakla birlikte, butlan sebeplerini genel olarak kanunun emredici hükümlerine aykırılıkların oluşturduğun anlaşıldığını, ancak, TTK’nın Gerekçe’sinde de bütün emredici hükümlere aykırılığın butlan sonucu doğurmadığı ve m. 447’de sayılanların dışında genel kurul kararlarının tespitinde ise butlanın ikincilliği ilkesinin uygulanması gerektiği belirtilmektedir ——– Diğer yandan Genel Kurul kararlarının iptal sebepleri ise TTK’nın 445. Maddesinde düzenlendiğini,“MADDE 445- (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” Bu maddeye göre kanuna, esas sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırı kararlar aleyhine iptal davası açılabilecektir. Görüldüğü üzere, esas sözleşmeye aykırılıkların iptal müessesine tabi olduğu kanunda açıkça belirtildiğini, kesinlikle genel kurulda alınan karaların geçersiz olduğu iddiası kabul edilmemekle birlikte, bir an için aksi düşünülecek olsa bile, yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin bu genel kurul kararı, şirketin genel kurulu tarafından oy çokluğuyla kabul edildiğini, bilindiği üzere, genel kurullar anonim şirketlerin karar organı olup pay sahiplerinin iradelerini yansıtmadığını, dolayısı ile, genel kurulun iradesine üstünlük tanınması ve kurulda alınan kararların geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bununla birlikte kesinlikle genel kurulda alınan karaların geçersiz olduğu iddiası kabul edilmemekle birlikte davacının esas sözleşmeye aykırılık iddiasının, TTK madde 446 uyarınca bir iptal sebebi olduğundan ve genel kurul kararlarının iptali için düzenlenen hak düşürücü süre geçtiğinden geçersizliğinin ileri sürülemediğini, davacı tarafın da dava dilekçesinde yer verdiği üzere TTK 446. Maddesi uyarına esas sözleşme hükümlerine aykırılıklarında açılacak olan dava iptal davası olduğunu, İptal davası açılabilmesi için karar tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre düzenlendiğini, ayrıntılı bir biçimde açıklanmakla birlikte, bir kez daha belirtilmelidir ki, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin işbu dava hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından davanın reddi gerektiğini, aksinin kabulü, hukuk düzenin söz konusu hükümde düzenlediği hak düşürücü süre ile korumaya çalıştığı işlem güvenliği ilkesinin açık ihlali anlamına geleceğini, açıklandığı üzere butlan ya da yokluk sebeplerinden herhangi biri de işbu davaya konu olaylar kapsamında mevcut olmadığını, tüm bu sebeplerle; Müvekkilin davalı şirket ile hiçbir ilişiği bulunmadığı dolayısıyla bu dava kapsamında herhangi bir sorumluluğu olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 446. Maddesi hükümlerince, süresinde açılmayan işbu davanın usulden reddini, mahkemeniz aksi kanaatte ise de davaya konu ——-yasaya ve usule uygun olarak toplandığı, karar alındığı ve tescil edildiğinden —– kararlarının iptaline ilişkin haksız, hukuksuz ve mesnetsiz bu davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dosyanın aşamaları: Davacı tarafından işbu dava dosyası öncelikle —– dosyası üzerinden açıldığı,—— sayılı ilamıyla yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi olunmuş ve yargılama mahkememizin ——Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, davalı —- tarihli genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Genel kurul kararlarının iptali İptal sebepleri başlıklı 445 nci maddesi “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”, İptal davası açabilecek kişiler başlıklı 446 ncı maddesi “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” ve Butlan başlıklı 447 nci maddesi “(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmünü düzenlemiştir.
Davacı——-, davalı şirketin eski yönetim kurulu üyesi olup iptalini istediği genel kurul tarihinde davalı şirkette pay sahibi değildir. İptal davası açabilecek olanlar TTK 446 maddesinde sayılmış olup pay sahibi olmayan eski yönetim kurulu üyesi olan davacının iptal davası açma hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde——- Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.