Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/556 E. 2023/315 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/556 Esas
KARAR NO : 2023/315

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2022
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından hakediş ödemeleri için 28.02.2022 tarih —– no.lu 268.527,04 TL bedelli 30/11/2021 – tarih —- no.lu 619.209,25 TL bedelli e-faturalar düzenlendiği, yine taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalılar tarafından davacı şirketin alacağına ve ödemelerine ilişkin olarak — 30.10.2021 tarihli 178.000 TL bedelli.—- no.lu —– emrine düzenlenen çek, ——31.01.2022 tarihli 85.000 TL bedelli,—-no.lu —-emrine düzenlenen çek, — 28.02.2022 tarihli 230.000 TL bedelli —– no.lu —– düzenlenen çek, —– 30.06.2022 tarihli 140.000 TL bedelli —no.—-emrine düzenlenen çek, — 31.07.2022 tarihli 146.702,55 TL bedelli —– seri no.lu — düzenlenen çek, 30.11.2021 tarih —– no.lu 3.181,07 TL, 30.12.2021 tarih—-no.lu 89.964 TL bedelli e-fatura, 28.02.2022 tarih —- no.lu 1.908,05 TL bedelli e-fatura, 03.03.2022 tarih —– nolu 2.044,98 TL bedelli e-fatura düzenlendiği, davalıların bahse konu borcun ödenmemesi üzerine,—–. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası marifetiyle takip başlatıldığı, davacı tarafından taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalara davalı tarafından itiraz edilmediği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davanın kabulü ile davalı borçluların — Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine yapmış olduğu tüm itirazların iptaline, takibin devamıma, davalı borçluların asıl alacağın 9620’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davalı şirketin — İnşaat İşi Yaptırılması İşini yüklendiği, davacı şirket ile 2021 yılı sonunda yapılan sözlü görüşme sonrasında mail üzerinden anlaşma sağlandığı, hakkedişler üzerinden de ödemesi yapılan işler yaptırıldığı, yapımı üstlenilmiş olan —–uygulaması ile su yalıtımı yapılması işi taahhüt edildiği şekilde yerine getirilmediği, tavan üstlerinde — eksikler bulunduğu, izolasyon işlemi yapılan tavanlardan su geldiğinin tespit edildiği, ayıplı imalatların olduğu sabit olup bu ve diğer hususların tamiri veyahut yeniden yapımı için davacı tarafa —-.Noterliğinin 31.05.20222 tarih ve—– yevmiye numaralı ihtarı ile bildirim de bulunulduğu, herhangi bir şekilde davacı tarafından bir çalışma yapılmadığı, davalı şirketin yükümlülüğü altında bulunan imalatları taahhüt ettiği şekilde teslim edemediği, iş bu hususun gerek davalı şirketin gerekse projede yaşayan malikleri mağdur ettiği, —–. Sulh Hukuk Mahkemesinin —-sayılı dosyası ile davacı aleyhine tespitler yapıldığı, iş bu tespit ile ilgili henüz rapor tanzim edilmediği, rapor ibraz edildiğinde davacı tarafından yapılan işlemlerin ayıplı olduğu bir kez daha ispat edilmiş olacağı, davacı şirketin davalı şirket nezdinde iddia ettiği şekilde bir alacağının olmadığı mahkeme nezdinde yaptırılmış olan tespit ile bir kez daha kesinlik kazandığı, bu sebeple haksız ve hukuka aykırı şekilde mahkemeniz nezdinde davacı tarafından ikame edilen davanın ve diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, yukarıda arz ve izah edilmeye çalışıldığı üzere fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davacı tarafın davasının reddi ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—–. Sulh Hukuk Mahkemesi, —–. Noterliği, —–Vergi Dairesi Müdürlüğü, —- Vergi Dairesi Müdürlüğü, —–. İcra Dairesi’ne müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce aldırılan 15/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davalı şirketin 2021-2022 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onayları ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre süresinde ve usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
Davacı şirketin ticari merkezinin ve defterlerinin —— ilinde olması sebebiyle inceleme yapılamadığı, ticari defter ve kayıtlarının talimat ile incelenmesi hususundaki nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu değerlendirilmiştir.
B- Davacının Alacak Talebi Yönünden: Davacı şirketin 17.05.2022 tarihli takipteki alacak talebine ilişkin yapılan incelemede; raporun 4.b. bölümünde incelenen davalı şirketin 2021-2022 yıllarına ilişkin kendi ticari defterlerinde 100.000,00 TL tutarında davacı şirkete borçlu gözüktüğü, takip dayanağı faturalara ilişkin raporun 4.c. bölümünde yapılan incelemede davacı tarafından davalı adına 2 adet KDV DAHİL 887.736,29 TL tutarında e-fatura düzenlendiği, bahse konu faturaların davalının kendi ticari defterlerinde davacı lehine alacak kaydedilen faturalar olduğunun tespit edildiği, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağından işbu faturalar içeriği mal/hizmetin davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu malı/hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu tespit ve incelemeler neticesinde; davacının alacak talebine ilişkin nihai kararın hiç şüphesiz Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu değerlendirilmiştir.
C- FAİZ: Davacının icra takibinde takip öncesi için faiz talebinde bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi için herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında davacı alacağı için 3095 s.k 2/2 m. kapsamında avans faizi talep edebileceği” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklan açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklan açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçluların ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davacının hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davalıların dava konusu yapılan faturaya ilişkin hizmeti Vergi Dairesi’ne bildirdiği, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, (hem mahkememizce alınan hem de talimat mahkemesince alınan) bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı (ve davalı) defterlerinde 100.000,00 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, kaldı ki hukuki ilişkinin varlığı ve alacağın miktarı hususunda bir çekişme bulunmadığı, davalıların adi ortaklık olması nedeniyle bu borçtan müteselsilen sorumlu olacakları, her ne kadar davalılar tarafından hizmetin ayıplı yapıldığına ilişkin savunma ileri sürülmüş ve davalılar tarafından davacıya hizmetin ayıplı olduğuna dair —– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– sayılı dosyası ile süresi içerisinde ihbarda bulunulduğu kabul edilebilir ise de, davalıların ayıplı nedeniyle seçimlik haklarını (1.Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, veya 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme) kullanıldığına dair de dosyada bir emare bulunmadığı, bunun cevap dilekçesinde dahi ileri sürülmediği ve bu konuda cevap dilekçesinde herhangi bir talep sonucunun bulunmadığı, ayıba ilişkin olarak seçimlik hakların kullanılmasından kaynaklanan herhangi bir karşı davasının veya birleşen davasının da bulunmadığı, bu sebeple (iddia edildiği gibi) ayıplı dahi olsa eseri teslim alan davalıların taraflar arasındaki eser sözleşmesi ile bağlı olduğu ve eser bedelini ödeme borcunu yerine getirmeleri gerektiği, anılan sebeplerle (davalıların seçimlik haklarını kullandıklarına veya hangisini kullandıklarına dair bir irade beyanının bulunmaması nedeniyle) eldeki uyuşmazlıkta (somut olayda) eserin ayıplı olup olmadığı hususunun araştırılmasına gerek bulunmadığı, bu sebeple davalıların faturadan/açık hesaptan kaynaklanan borcunu ödemek yükümlülüğü altında olduğu, tarafların tacir olması nedeniyle takipte talep edilen faiz türünün hukuka uygun olduğu, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalıların itirazında haksız çıkması nedeniyle borçluların icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçluların—–İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (100.000,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 20.000,00 TL icra ve inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (100.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 1.707,75 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1.799,95 TL dava açma masrafı ve 3.297,30 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 5.097,25 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (100.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.